VELİ ALTINKAYA


TİYATRO...

GÜNDEM - Veli ALTINKAYA


İlkokulda ‘müsamere’ yapardık. ‘Komisyon gibi’ çalışan ‘öğrenci kolları’ vardı. ‘Tiyatro Kolu’nda görev alan arkadaşlarımız okulun koridorunda mütevazi bir oyunu sahneler, köy halkı cümbür- cemaat izlerdik. Sahnede ilk izlediğim tiyatro oyunu ilkokulda arkadaşlarımızın hazırladığı 1972 tarihli bir oyundu.

Ortaokul için Kayseri’ye geldiğimiz yıllarda ara ara Devlet Tiyatroları’nın turneler vasıtası ile sahnelediği oyunları seyrederdik. O yıllar sıkıntılı dönemlerdi. Bizim gençliğimizin ‘sağcı- solcu’ diye ikiye bölündüğü ve birbirine kurşun sıktığı yıllardı maalesef. Onun için böyle bir ortamda tiyatroya, toplu mekanlara çok da gitme fırsatı bulamazdık.

12 Eylül’den sonra daha fazla tiyatroya gider oldum. Devlet  tiyatroları daha fazla turneye çıkıyordu o yıllarda. ‘Neni’ lakaplı Mehmet Okuöcal özel konser ve tiyatro oyunları getiriyordu Kayseri’ye. Gazeteci olarak da ara ara bu etkinlikleri takip ediyorduk. 1985’de Belediye Basın- Yayın’a başladığımda Şehir Tiyatrosu Müdürlüğü bir ara bana bağlıydı. Bu kez ‘görevli’ olarak mecburen oralarda bulunmaya başladık...

Yıllardır tiyatroya gitmezdim. Son olarak, Büyükşehir Belediyesi’ nin Oktay Durukan ’ın gayretleri ve Özhaseki Başkan’ın destekleri ile ulusulararası boyuta taşığı ‘Liselerarası Tiyatro Festivali’nde 8 yıl kadar önce kızımın görev aldığı bir oyunu izlemiştim...

Geçtiğimiz hafta, Erciyes Anadolu Holding’in Kültepe Kaniş Karum’a sponsorluğu nedeniyle Holding merkezinde bir toplantı yapılmıştı. Toplantıda Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu Hocamız ve çiçeği burnunda Kultür ve Turizm İl Müdürümüz Şükrü Dursun ile yan yana oturduk.

Şükrü Bey “Abi, geçenlerde devlet tiyatrolarının Kayseri’ye geleceğinden bahsetmişsiniz. Memnun oldum. Böyle bir girişimimiz var. Eğer akşam müsaitseniz Sivas Devlet Tiyatrosu sanatçılarının sahnelediği bir oyun var. İzleyebilirseniz mutlu olurum” dedi.

Müdür Bey’e “Olur, akşam müsaitim, uzun süredir de bir tiyatro seyretmiyorum” dedim.

Akşam eve geldiğimde bu diyaloğu unutmuşum. Daha doğrusu masada konuştuğumuz ve vardığımız mutabaattan sonra, Kültür Müdürümüzün daha sonra arayarak ‘Abi bekliyorum’ filan demesini umuyordum.

Pijamamı giymiş, haberleri izlerken 19:45 gibi kayıtlı olmayan bir numaradan arandım.

Arayan “Başkanım ben Kültür Turizm Şube Müdürü Erkan Erdoğan. İl Müdürümüz talimat verdi. Sizin tiyatroya geleceğinizi söyledi. Bekliyoruz” dedi.

Oyun 20.00’de sahnelenecekti. 15 dakika kalmıştı. Devlet tiyatrolarınında saat konusunda çok hassas olduğunu biliyorum, şube müdürümüze ‘Peki yetişmeye çalışayım’ dedim. Ev yakın olduğu için iki dakika kala da salona girdim.

Sivas Devlet Tiyatrosu Müdürlüğü sanatçıları 1919: Şafak adlı iki perdelik bir oyunu sahnelediler. Oyun Birinci Cihan Harbi sonrası Anadolu’nun işgali ve Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışı, Erzurum ve Sivas Kongreleri ile İstanbul’da yaşananları anlatıyordu.

Salon tıklım tıklım doluydu. Oyun iki gün ard arda sahnelenmiş ve salon tamamen dolu...

Yeni yılda Kayseri’ye devlet tiyatrosunun geleceği müjdesini ilk olarak Gastronomi Çalıştayı’nda Memduh Başkan ‘çiçeği burnunda’ Kültür Müdürümüze teşekkür ederek vermişti. O bilgi notu üzerine de bir memnuniyet yazısı yazmıştım.

Dünkü Sabah Gazetesi’nin birinci sayfasında yer alan haber bu bilgiyi tekraren teyid etmiş. Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü yetkilileri 2020 yılında Kayseri ile birlikte Mardin, Hatay ve Samsun’a da müdürlük açacaklarını ifade etmişler. Hatta aynı haberde İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Diyarbakır Müdürlükleri bünyesinde yeni şubelerin açıldığı bilgisi de yer alıyordu. Genel Müdürlük önümüzdeki yıl hedeflerinin 2 milyon tiyatro izleyicisi olduğunu söylüyor.

Sanatçılar ne kadar sürede bir oyunu sahneleyebilir, bilemem. Ama ben yetkililere Kayseri’de sahnelenecek her oyunun ‘kapalı gişe’ oynayacağının garantisini veririm.

Bu arada Büyükşehir Belediyesi’ne ait olan İstasyon Caddesi üzerinde ‘Şehir Tiyatrosu’ binasının da yeniden Kültür Müdürlüğü’ne devredildiğini söyleyelim. Önemli olan bu binaların açık kalması ve sürekli etkinliklere ev sahipliği yapması. Yoksa binayı kimin yönettiği çok önemli değil.

Kayseri’ye gelecek olan devlet tiyatrolarının her oyununun ‘kapalı gişe’ sahneleneceğinden eminim. Hatta bırakın Kayseri’yi iyi- kötü idare edilecek ilçelerimizdeki salonlarda dahi bu oyunlar tıklım tıklım bir seyirciye sahnelenecektir. Kayseri’nin devlet tiyatrolarına kavuşmasına katkı veren siyasi ve bürokratlara bu vesile ile teşekkürlerimi sunuyorum.

Mış… Miş… Muş…

00- CHP İl Yönetimi’nin üç büyük ilçe kongresinin aynı gün yapılması isteğinin mantığını kimse anlayamıyormuş.

00-  MHP Genel Merkezi’ndeki bazı yöneticiler ile Bahçeli’nin Özel Kalem Müdürlüğü - Danışman kadroları bu günlerde Kayseri’nin kulağını çok çınlatıyormuş.

00- Kayserispor ile ilgili şehirde kulaktan kulağa dolaşan fısıltılar can sıkıcıymış.

00- Fotoğrafçılar Derneği Başkanı bazı okullarda ‘korsan fotoğrafçılar’ın görev yapmasından şikayetçiymiş.

00- Talas Anayurt Raylı Sistem Hattı’nın ihalesi yeni yılın ilk aylarında yapılacakmış.

00- Ankara’nın Millet Parkı ile Belsin-Hastane Raylı Sistem Hattı’nın ne zaman ihale edileceği merakla bekleniyormuş.

00- Kablo hırsızları, Telekom’u canından bezdirmiş.

KULİS BULVARI

‘DÜŞÜNEN ŞEHİR’

Büyükşehir Belediyesi Strateji Daire Başkanlığı hemen herkesin, özellikle de ilgili ve meraklı çevrelerin takdirini toplayan iki yayına imza atmıştı. Bunlardan biri daha aylık olarak yayınlanan ‘Şehir Kültür Sanat‘tı, diğeri ise üç ayda bir yayınlanan ‘Düşünen Şehir’ di. Belediyenin yeni yönetimi tasarruf gerekçesi ile sanıyorum ‘Düşünen Şehir’ dergisinin yayınını durdurdu. ‘Şehir Kültür Sanat’ın yayını ise aylıktan iki aylığa çıkartıldı. Her iki çalışma da dostlarımız Yusuf Yerli ve Dursun Çiçek’in riyatesinde yürütülüyor. Strateji Daire Başkanlığı kapatılarak ‘şube müdürlüğü’ ne dünüştürüldü. Geçen gün bir dostum Bursa’dan aşağıdaki bilboard ilanını göndermiş. Bizim yayını durdurulan derginin adına Bursa sahip çıkmış.