SAMİ DAYANGAÇ


TÜRK MÜZİĞİ

GÖZLEM - Sami DAYANGAÇ


Müzik evrensel midir? Bu sorunun cevabı elbette evresel değildir. Evrensel olan sadece İngilizce’dir. İngilizce’ den başka söylenip dünya genelinde de çalınıp söylenen kaç şarkı var ki? Bir-ikiyi geçmez, o da saman alevi gibi.

Cumhuriyetin kurulması ile birlikte Avrupa’da ne varsa bizde de olmalı diye alıp getirmişler. Avrupalı olma adına Türkü, şarkı dahi yasaklanmış. Arşivlere bakın lütfen 1939 yılında Sivas’tan Ankara'ya gelen Aşık Veysel kıyafeti uygun bulunmadığından tren garından çevrilmiş iyi mi?

O dönemde kurulan Devlet Opera ve Balesi var mutlaka duymuşsunuzdur. Ne iş yapar bu genel müdürlük bileniniz var mı? İlk kurulduğu yıllar sanatçılarına milletvekilleri kadar maaş veriliyormuş, ya şimdi? Sıradan memurların hayal edemeyeceği kadar maaş, 6 maaş ikramiye ve görev aldıklarında teşvik. Bu durum Devlet Tiyatroları’nda da böyle. Bir ay tek, bir ay çift maaş. İşe gitme zorunluluğu yok. Devlet Tiyatroları’nda sistem şöyle işliyor. Yönetmen sezon başında bir oyun sahneye koymak istiyor. Bütçesi vs. kararlaştırılıp genel müdür onay verince oyun için rol dağılımına gidiliyor. Yönetmen oyunculara rol teklif ediyor. Kabul edenlerse bir ay tek, bir ay çift maaş ve teşvik alıyorlar. Yanılıp şehrimize gelseler en lüks otelde masrafları genel müdürlükçe karşılanıyor. Peki yönetmen teklif etti, oyuncu mazeret bildirdi o zaman ne oluyor?(Mazeret bu yıl çocukların okul parası yatacak rol verme de dizide oynayayım). Hem devletin sanatçısı olacaksın ve hem de dizilerde sinemalarda oynayacaksın. Ama bankamatiğe maaşın ve ikramiyen yatacak nasıl sanat ama?

Opera, İtalya’dan çıkmış ve bazı ülkelerde seyirci bulmuş bir sanat gösterisi. Biz neden İtalyanların bu sanatı için genel müdürlük kuralım ki? Siz hiç ülkemizden başka bir yerde bağlama çalındığını, türkülerimizin Türkçe okunduğunu duydunuz mu? Biz neden opera kuruyoruz? Düşünün İtalya’da Türk Halk ya da Sanat Müziği Genel Müdürlüğü olduğunu.

TRT Kurumu bizim vergilerimizle, elektrik kullanımımızla program yapan bir kurum. 6 bin kişi çalışıyor. Çalışıyor sözün gelişi tabi. Maaş alıyor. Oynanan diziler kurum dışı, dış yapımlar. Kurum içi ne yapıyor peki? Reis’e yakınların iş ve program bulduğu bir kamu kurumu. Kimler kimler TRT’de bakın, görün. Özel kanalların önünden geçemeyenler TRT’de. Ne güzel değil mi?

İnternetten araştırın bakın, dilimize dolanan pek çok şarkı, türkü, hafif müzik başkalarına ait. Kendimiz icat etmek yerine başkalarının icatlarını kullanmak daha cazip geliyor. Misal Sezen Aksu’nun söylediği Firuze, Yunan, Selami Şahin'in söyledikleri Arap müziğinden. ‘Değdi saçlarıma bahar gülleri’ dediğimiz Türk Sanat müziği formatındaki eser Azerbaycan halk türküsü.

‘Dağ başını duman almış’, Müziği İsveç’ten alınma. Galatasaraylıların tezahüratını hatırlayın. ‘Cim bom bom’, bu ne demek? ‘Re re re ra ra ra Galatasaray cim bom bom’. Ne anlama geliyor? Anlamsız, İsveç’ten alınma.

Hiçbir devletin operası, tiyatrosu, baleti, balerini olmaz. Devlet teşvik eder özel yapar. Düşünün bir ay tek, bir ay çift maaş verdiğiniz, üç ayda bir teşvik alan balerinler, baletler bu sanatı kime, kaç yaşlarına kadar sergileyebilirler? Bu kurumların başka ülkelere gidip onlara ait eserleri sergilemeleri ne derece uygunsa, onların da gelip bize türkü konseri vermeleri ile eş değerdir.

Demek ki çağdaşlık opera ve bale ile bunları ülkede konuşlandırmakla olmuyormuş.