ASIM CENGİZ GÜR


ÜÇ AYLAR (1)

ÜÇ AYLAR (1)


Kıymetli okuyucular. Yüce Allah’ın izniyle önümüzdeki Salı gününü Çarşamba’ya bağlayan akşam ezanı ile birlikte yeni bir aya, Receb ayına ve kutlu bir mevsime, “Üç Aylar”a girmiş olacağız.

Daha önceki notlarımızda da belirttiğimiz gibi Takvim, zamanı günlere, aylara, yıllara bölme metodudur. Her milletin ve toplumun kendisine esas kabul ettiği bir takvim vardır ve zaman içinde gerek kültürel etkileşimle gerek güçlü kültürlerin diğerlerini etkisi altına alması ile değişik millet ve toplumların kullandığı ortak takvimler de vardır.

İnsanlar zamanı ölçerken, ölçü aracı olarak güneşi ve ayı kullanmışlardır. Güneşi kullananlar, dünyanın güneş etrafındaki bir tam dönüşünü esas almışlardır. 365 gün 6 saat. Bu şekilde oluşturulan takvimlere ``güneş takvimi” diyoruz.

Ay`ı kullananlar ise ayın dünya etrafında 12 kez dönmesini, 12 x 29.5 = 354 günü esas almışlardır. Bu şekilde oluşturulan takvimlere “ay takvimi” diyoruz.

Her toplum kendi takvimini oluştururken, kendileri için önemli saydıkları bir günü başlangıç olarak almışlardır. Romalılar, Roma’nın kuruluşunu, Hıristiyanlar, Hz. İsa (a.s.)’ın doğumunu tarih başlangıcı olarak kabul etmişlerdir.

Bugün kullandığımız, Miladi Takvim diye bildiğimiz, 31 Ekim 2013 gününü yaşadığımız takvim, Gregoryen Takvimi diye anılıyor. Eski Mısırlılar’dan gelme bir takvim. Batı dünyası 16. yüzyıldan itibaren Jülyen Takvimi’ni biraz değiştirerek kullanmaya başlamış. Papa XII. Gregor tarafından bu değiştirilmiş, 16. yüzyıldan itibaren Gregoryen Takvimi olarak Miladi Takvim kullanımı Batı dünyasında devam etmiştir. Biz de 1926 yılındaki kanun değişikliğiyle bu takvimi kabul edip bu takvimi uyguluyoruz, Türkiye olarak.

Hicrî Takvim, Ay’ın hareketlerine göre zamanı hesaplayan Sevgili Peygamber Efendimiz (S.A.S.)`in Medîne’i Münevvere’ye hicretini tarihin başlangıcı olarak kabul eden takvimdir. Kur`ân-ı Kerim mesajının tamamı Ay Takvimi esasına göre inmiştir. Her biri zaman mefhumuna dayalı olan İslamî kavramlar, Ay Takvimi’ne göre düzenlenmiştir. Temel ibadetlerimizden Hacc’ın ifası,orucun ne zaman başlayacağı ve biteceği, mübarek kandiller ve bayramlarımız, hangi gece veya gündüzlerin diğer gecelerden üstün olduğu veya feyiz ve bereket açısından daha önemli olduğu hep Hicrî Takvim esasına göre belirlenmiştir. Dolayısıyla Müslümanlar da hayatlarında yer teşkil eden önemli tarihleri Hicrî Takvim’e göre belirlemeli ve Hicri Takvim’e göre törenlerini düzenlemelidirler. Dualarını ve hediyeleşmelerini o günlerde arttırmalıdırlar.

Haccın ne zaman başlayacağı, temel ibadetlerimizden orucun ne zaman başlayacağı, hangi gece veya gündüzlerin diğer gecelerden üstün olduğu veya feyiz ve bereket açısından daha önemli olduğu hep Hicrî Takvim esâsına göre belirlenmiştir.

Her ayın “eyyamı bîyd” denilen 13,14,15’i Hicri Takvime göre hesaplanır, Miladi Takvime göre değil. O günlerde oruç tutmak çok sevaplıdır.

Ramazan ayının başlangıcı Hicri Takvime göre hesaplanır, Miladi Takvim’de yoktur. Her sene değişir.

Haccın başlangıcı Zilhicce ayı yine Miladi Takvim’de yoktur. Hicri Takvime göre hesaplanır. Bütün Kur’an-ı Kerim mesajları Hicri Takvime göre düzenlenmiştir. Madem ki, dinimizin ve (tüm hayatı kuşatması sebebiyle) hayatımızın Yüce Allah’ın rızasına uygun yaşanabilmesi için hicri takvimi de takip edebiliyor olmalıyız.

Kültürümüzde önemli bir yer tutan “Üç Aylar”a da Receb ayı ile girmiş olacağız. Receb ayı, “Receb, Şaban ve Ramazan” aylarından oluşan üç aylardan ve “Haram (Hürmet gösterilmesi gereken) dört ay”dan birisidir. Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır :

“Şüphesiz gökleri ve yeri yarattığı günden beri Allah katında ayların sayısı, Allah’ın kitabında on iki aydır. Onlardan dördü (olan Zilkâde, Zilhicce, Muharrem, Receb) haram olan (hürmet gereken ay)lardır. İşte dosdoğru din (hesap) budur. O halde onlarda (yani, o haram aylarda savaşıp saygısızlık ederek) kendinize yazık etmeyin. (Fakat) müşrikler sizinle topluca (bu aylarda) savaşırlarsa, siz de onlarla topluca savaşın. Bilin ki Allah, (günahlardan) sakınanlarla beraberdir.”

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de:

“Muhakkak zaman Allah`ın yarattığı günkü şekliyle akıp gitmektedir. Sene on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır. Bunlardan üçü peşpeşedir: Zilkade, Zilhicce, Muharrem, bir de Cemaziyel-ahir ile Şaban ayları arasında olan Mudar Kabilesinin ayı Recep`tir” buyurmuşlardır.

 

Receb ayı içerisinde, bu ayın ilk Cuma gecesi (Perşembeyi-Cumaya bağlayan gece) Regaib Gecesi ve yirmiyedinci (yirmialtıyı, yirmiyediye bağlayan) gece de Mirac Gecesi bulunmaktadır. Bu gecelerle ilgili notlarımızı inşaallah gecelerin hemen öncesindeki gün aktarmaya gayret edeceğiz. Bu sene bu gecelerden Regaib Gecesi, 1 Mayıs Perşembe’yi 2 Mayıs Cuma’ya bağlayan geceye ve Mirac Gecesi de, 25 Mayıs Pazar’ı 26 Mayıs Pazartesi’ye bağlayan geceye isabet etmektedir.

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Receb ayına kavuşunca :

“Allah’ım! Receb ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a kavuştur” diye dua ederlerdi. Bizde onun bu sünnetine uyarak inşaallah Salı akşam ezanı ile birlikte bu duayı bolca ve gönülden edelim.

Yüce Allah (c.c.), sağlık, sıhhat ve afiyetle, sevdiklerimizle birlikte bu mübarek mevsime kavuşmayı ve o ayları Allah’ın rızasına uygun bir tarzda geçirmeyi, yüksek ecirlere kavuşmayı, günahlarımızdan bağışlanmış olarak çıkmayı hepimize nasib ve müyesser eylesin.