VELİ ALTINKAYA


VİRÜS TEDBİRLERİ

GÜNDEM - Veli ALTINKAYA


Küçük kıyamet bu olsa gerek.

Tüm dünya, konuştuğu zaman milyonlarca, hatta milyarlarca insanı titreten kudretli liderler bir küçücük mikroba teslim oldu...

Takdire bak!..

Dün insanlar bırakın ülkeleri köylerinden, mahallelerinden çıkmıyordu.

Evinden tarlasına veya işyerine gidip geliyor, ortalama günde aile fertleri dahil beş-on kişi ile ancak temas ediyordu.

Şimdi öyle mi?

Toplu taşıma araçları, çarşı-pazar, alış-veriş merkezleri, toplantılar, kalabalık çalışma ortamları neredeyse her birimiz günlerde yüzlerle ifade edeceğimiz insanlarla temas ediyoruz.

Hızla değişen dünya bir yandan ülkelerin sınırlarını kaldırırken, diğer yandan da insanoğlunu geleneklerinden uzaklaştırıyor...

Çin’de yılanlı-yarasalı bir çorbadan kaynaklandığı söylenen mikrop dünyayı esir aldı. Oysa o yılan, o yarasa insanoğlu ile vardı zaten.

Dinler insanlık, canlılar için var. Her ilahi din veya insani oluşum yaradılanı daha iyi yaşatmak adına tebliğ edilmiş... Semavi (ilahi) dinlerin yasakladığı ve ihlal edilmiş ne varsa bakın ki yeryüzünde canlıların yok olmasına neden olmuş. Helak olmuş toplumların-canlıların tamamında bir ihlalin olduğu açık...

Oysa insan, ‘ben neyim, bu hal neyin nesi?’ sorusunu sorup yaradılış gayesine uygun yaşasa muhtemel ki bu belaların birçoğundan uzak kalacak...

Gelelim başımıza bela olan korona virüse...

Sağlık Bakanlığımız başta ülkemiz yöneticilerini aldıkları tedbir nedeniyle kutlamak gerek...

İtalya başta, birçok ülkede neredeyse topyekün karantina ve sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

Türkiye bu manada virüsün yayılmaya başladığı günden itibaren katı önlemler aldı. İlk vakanın görülmesinden sonra bu önlemler daha da katılaştırıldı. Okulların tatil edilmesi, tüm toplantıların iptali, toplu seyahatların neredeyse durması, Avrupa’nın en önemli ülkelerine karşılıklı uçuş yasakları. Kapanan sınır kapıları...

Tüm sağlık kuruluşları alarma geçirildi.

İnsanları bu virüsten korumak için hijyenin önemi her an ve sürekli hatırlatılıyor.

Tabii bir rekfleksle hepimiz yaşama şartlarımızı değiştirdik. Zorunlu olmadıkça kalabalıkların içine girmiyoruz. Elbette işyerimize gidiyoruz, zorunlu olmadıkça kalabalıklara katılmıyor, tıpkı eski Türkiye’de olduğu gibi ev ve işyeri arasında mekik dokuyor insanlar.

Doğru olan bu...

Ama bu hal evrensel ticaret dahil, insanların tüm hesabını sarsacağa benziyor...

Tıpkı tabi bir afet gibi...

Bir deprem, fırtınadan farksız...

Ancak tedbiri elden bırakmamakla birlikte hayatın devam ettiğini de unutmamalıyız. Okulları tatil olan çocuklarımızı kalabalıklarla temas edecek şekilde sokağa çıkarırsak alınan tedbirin hiçbir anlamı kalmaz...

‘Temizlik imandandır’ diyen bir dinin mensupları olarak, defalarca elimizi yıkamamız, kullandığımız eşyalarımızın hijyenine özen göstermemizle, inşallah bu virüs İl Sağlık Müdürümüzün de ifade ettiği gibi ülkemizi ‘teğet’ geçecektir...

Bu süreçte planlı korku salmak isteyenler olabilir, ki var...

Sosyal medya denilen sorumsuz alanda spekülasyonlar gırla gidiyor. Kamu düzenini sağlamakla mükellef olanlarnın spekülasyon ve korku yaratmak isteyenlere karşı kanunları işletmesi gerekir.

Ve istismarcılar...

Her dönemde maalesef istismarcı, rantçılar olabilir. Dün üç kuruş olan herhangi bir mal bugün 30 kuruşa çıkabilir. Bu konuda dikkatli olmalıyız. Mal stoklamaya gerek yok. Kamu kuruluşları ve meslek örgütleri rantçı, istismarcılara karşı çok katı kurullar uyguluyor, uygulamalı. Ama bu alanda da sorumluluk vatandaşa düşüyor. Vatandaş fahiş fiyatla mal satan herkesi ilgili kurum ve kuruluşlara şikayet etmeli, yetkili ve görevlilerde ‘ibret olacak’ şekilde bunlara ceza vermelidir.

İl Sağlık Müdürü Doç . Dr. Ali Ramazan Benli başta Kayseri’deki tüm sağlık çalışanlarını bu hassas süreçte gösterdikleri gayret ve özellikle de kamuoyunu doğru bilgilendirme çabaları nedeniyle kutluyorum.

Bu toprakların yiğitleri kadar hainleri de eksik olmadı. Bu şehri, bu ülkeyi kötülemek için fırsat kollayanların sayısı hiç de az değil. Özellikle sosyal medya odaklı şehirde panik yaratmak isteyenlere asla itibar etmeyin. Resmi makamların açıklamalarının dışında söylentilere inanmayın. Bu virüs de gösterdi ki artık dünya çok küçük. Böyle bir ortamda Kayseri’de yetkili - görevli, vatandaşı doğrudan ilgilendirecek bir konuyu asla saklamaz, saklayamaz.

Biz vatandaş olarak uyarıları takip edip tedbirimizi alacağız, takdir de inşallah lehimize tecelli eder.

Mış… Miş… Muş…

00- Kayseri’de korona virüs olduğu yolundaki spekülasyonlara itibar edilmemesi istenmiş.

00- AK Parti haftasonu yapılacak kongrelerini iptal ederken, İYİ Parti’nin kongre sürecinin devam edip etmeyeceği merak ediliyormuş.

00- TOBB oda ve borsalara gönderdiği talimatla mart ayı meslek komitesi ve meclis toplantılarını nisana ertelemiş.

00- Fahiş fiyata mal satanlara Bakanlıkların yanı sıra üyesi olduğu meslek örgütleri de ceza kesecekmiş.

00- Virüs turizm başta, ticarette önemli bir sarsıntı yaratacağa benziyormuş.

00- Belediyeler kamuya açık park gibi alanlarla, toplu taşıma araçlarını sürekli dezenfekte ediyormuş.

00- Kayseri ve ülkemizde yiyecek stoğuna gerek olmadığı söyleniyormuş.

 

KULİS BULVARI

BAŞKANLARA BİR HATIRLATMA

Bir yıl önce bu tarihte belediye başkan adayları hummalı bir çalışma içerisindeydi. Türkiye 15 gün sonra sandığa gidecek ve iradesini gösterecekti. Bir yıl geride kaldı, belediye başkanları seçildi. Başkanlarımız sanmasınlar ki önlerinde daha 4 yıl var. Partilerin adaylık süreç takvimi ‘Zembilcilerin’ anket ve raporlarını bilenler, önlerinde 4 değil, 3 yıl kaldığını da bilirler, bilmeliler. Bunun için belediye başkanlarımızın ellerini çabuk tutup, millete ne söz vermişlerse yerine getirme adına daha fazla gayret göstermeleri gerekiyor. Eminim başkanlarımız bunun bilincinde. Eminim bürokratları da bunu görüyordur. Hele hele genel seçimlerin yerel seçimlerden 1-1.5 yıl kadar önce yapılacak olması, bu defa yerel seçim hesaplarını daha da çetrefil hale getirecektir. Başkanlarımızın bu hesapları derinliğine tahlil etmeleri de gerekiyor.