SAMİ DAYANGAÇ


VİRÜSÜN ÖĞRETTİKLERİ

GÖZLEM - Sami DAYANGAÇ


Defalarca yazdık, bu işin şakası yok. Kısıtlama günlerini hatırlayalım, kimlere kısıtlama yapılmışsa devletin yasağını beklemeden o kişiler kendileri kısıtlamaya girmelidirler. Tüm uyarı ve ikazlar boşa gidiyor. Bakınız düğünler sınırlandırıldı, hemen Nevşehir’de otellerde yapılır oldu. Nevşehir Valisi yasak getirince bu kez bağlara geçildi. İş hala şaka sanılıyor. Bakanın, valinin açıklaması, uyarısı asla dikkate alınmıyor. Yapılması gereken tek şey, her kim maskesiz ise, görevine, işine, kılığına, statüsüne bakılmaksızın para cezası uygulamak. Yapılıyor mu?

Vaka sayısına bakın, ister doğru diyelim ister eksik açıklanıyor. Ölüyor millet arkadaşlar, bundan öte yol mu var? Geçen hafta yazmıştık yineleyelim, bu hastalığa yakalananları videoya çekip ibret için yayınlayalım ki herkes görsün. Düğünler, asker uğurlamaları, sokak düğünleri, kına geceleri aynen devam ettikçe bu iş bitmez. Geçtiğimiz günlerde oturduğumuz binanın tam karşısında bir düğün yapıldı. Saat 16: 00’da davul zurna çalmaya başladı. Saatler 19: 00’ a gelirken ihbar ettik, binanın kapısında en az 40 kişi hem halay çekiyor, oynuyorlar, ama maskesiz. Bir polis aracı geldi, durdu, baktı ve gitti. Kim önleyecek arkadaşlar? Birkaç kez maske takmayanları uyaralım dedik, kimi boş ver bir şey olmaz dedi, kimi atın ölümü arpadan olsun dedi, kimi ters baktı. Bu uyaranlar polisler olsa, ceza olsa… Adam arka cebinde taşıyor, demek ki nefesi oradan alıyor.

Hala aşısı ve tedavisi bulunamayan virüs bizlere neler öğretti?

Temizliğin önemini

Tedbirin ne kadar gerekli olduğunu

Sağlığın ne kadar büyük hazine olduğunu

İnsanın ne kadar aciz olduğunu

Dünyanın ne kadar fani olduğunu

Ölümün ne kadar yakın olduğunu

Allah’ın ne kadar büyük olduğunu

Devletin valisi, ailesini ihmal edercesine, yavrusunun düğününü iptal edercesine, gece gündüz çırpınıyor. İl Sağlık Müdürü, Şehir Hastanesi Başhekimi ve ekibi, bizim için, sağlığımız için nasıl çırpınıyor. Ya biz? Maske takıyor muyuz, mesafeye dikkat ediyor muyuz, ellerimizi sürekli yıkıyor muyuz? Bu soruların cevapları ‘evet’ olunca bu illet biter. Bu vurdumduymazlık, bu cehalet insanımızı öldürüyor. Kimse hastalığını saklamasın, hasta ziyaretleri yapılmasın, düğün, kına vs. asla olmasın. Topluma, aileye, kendimize saygı bunu gerektirir. Kul hakkını nasıl öderiz?