Prof. Dr. Ünal ÇAMDALI


YENİ DÜNYA DÜZENİNİN BAŞ AKTÖRÜ: KOVİD-19

BİLİMSEL VE SİSTEMSEL BAKIŞ - Prof. Dr. Ünal ÇAMDALI


Kaynaklara göre yeni dünya düzeni, kapitalist sistemin tüm dünyada etkin hale gelmesi noktasında ekonomik, sosyal ve kültürel dönüşümün gerçekleşmesini içeren bir süreç olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca bunun içerisinde, söz konusu sistemin yeniden yapılanması süreci de mevcuttur. Süreç: neoliberalizm, küreselleşme ve esnekleşme gibi aşamaları da olmuştur. İnternet ansiklopedisi ‘vikipedi’ye göre tanımı ise oldukça farklıdır. Tek bir dünya devleti kurmayı amaçlayan, bir faaliyet ya da teori olarak tanımlanmaktadır. Ancak ben kavramı yukarıda verilen anlamlarda kullanmayacağım. Kavramı; insanlığın geldiği son teknolojik, kültürel ve dini anlayış olarak değerlendireceğim. Bu anlamda kullandığımı belirteceğim. Yazıyı okuyanları öncelikle uyarmak isteyeceğim.

Bir önceki yazımda ifade ettiğim üzere hastalıkların tarihi incelendiğinde, onların insanlığın tarihini etkilediği hatta değiştirdiği ifade edilmektedir. Kimi uzmana göre dünyayı değiştiren on iki hastalık vardır. Bir kısmı salgına dönüşerek tüm dünyayı etkilemiştir. Çiçek, kolera, verem, sıtma, grip ve AİDS söz konusu hastalıklardan birkaçıdır. Şimdi bunlara on üçüncüsü eklenmektedir. O da korona yani kovid-19.  

Bilim insanları, hastalıkların tarihi ile ilgili zengin bir literatürün bulunduğunu söylemektedir. Söz konusu alanda çalışmalar yapanlar, hastalıklara ve salgınlara karşı atalarımızın geçmişte ortaya koyduğu korunma yöntemlerinin ve verdikleri mücadelenin tüm insanlık için ibret ve dersler teşkil edebileceğini belirtilmektedir. Keşke ülkemizde de bu alanda yeterli çalışmalar olsa ve bunlar zaman zaman kamuoyu ile paylaşılsa. Ancak toplum olarak bilimsel hakikatlere dayalı konulardan ziyade günlük magazinsel konulara, daha çok önem vermekteyiz. Umarım son olaylar bu konuda hepimize ders olur.

Durum Analizi

Yeryüzü yeniden tüm insanları ilgilendiren hatta bir anlamda tehdit eden, yeni bir salgın (pandemi) ile karşı karşıyadır. Öncelikle bu hususun bilinmesi gerekmektedir.  Kim ne derse desin; ister komplo desin isterse de değil desin, Kovid-19 bundan sonraki dünya düzeninin oluşumunda, başrolü oynayacaktır. Pek çok bilim insanına göre artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak zira artık dünya eski dünya olamayacaktır. Bu durum yeni bir dünya düzeninin kurulacağının sinyalidir. Zaten pek çok devlet adamı da bunu teyit etmektedir.

Birçok batılı sosyal bilim insanları yeni dünya düzenini, teknoloji ile desteklenmiş batı kaynaklı ekonomik ve kültürel sistemin belirlediğini ifade etmişti. İddialı bir tez de ortaya konmuştu. Onlara göre tarihin yönü bilinçli bir şekilde maddi güçler tarafından belirlenmişti. Hatta bazıları daha da ileri giderek artık tarihin yönünün belli olduğunu, düzenin tamamen oluştuğunu ve netleştiğini bu bağlamda tarihin sonuna gelindiğini de iddia etmişti.

Rahmetli anacığım çok iddialı ve haddi aşan konularda hep deveden büyük fil var derdi. İşin garibi, tabiri caizse deve olmasına rağmen şimdi fil de yok. Hatta görünen bir şey de yok. Ancak tüm insanlık teyakkuzdadır. Bu nasıl bir şey? Kovid-19 hangi aşamaları geçerek, nasıl ortaya çıktı? Birçok bilim insanı görüşlerini bildirseler de durumu net olarak ortaya koyan bir bilgiye henüz ulaşılamamıştır. Ancak bilinen bir şey var ki o da durumun ciddiyetidir…  

Uzaklık Kavramı ve Teknolojik Değişimler

Teknoloji değiştikçe dünyadaki yapıların ve anlayışların değiştiği de bir gerçektir. Teknolojinin pek çok şeyi etkilediği bilinmektedir. Teknoloji sayesinde dünya artık daha küçük bir yer haline gelmiştir. Cep telefonları ve diğer araçlar sayesinde iletişimin hızı ve sayısı artmıştır. Hızlı trenler, uçak ve diğer ulaşım araçları da dünyayı fiziksel manada birbirine bağlamada önemli bir rol üstlenmiştir. Uzaklık kavramı, geçmiş yıllara göre değişmiştir. Eskiden uzak sayılan mesafeler, artık uzak sayılmamaktadır. Bundan sonra mesafeler, bir anlamda daha da kısalacaktır. Yani uzak mesafelere gidiş veya geliş zamanları azalacaktır. Mars’a gitmeyi planlayan insanoğluna belki de yakın gelecekte dünya dar gelecektir. Salgınlar, planın gerçekleşme hızını daha da artıracaktır.

Her nimetin bir külfeti de olacaktır. Mesafeler kısalıp, seyahatler artınca bunlardan kaynaklı olumsuzluklar da artacaktır. Bu da kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. İnsanoğlu her ne kadar ortak özelliği çok olan bir varlık olsa da farklı özellikleri de korunmaktadır. Zira yaşam biçimlerindeki farklılıklar da bilinen bir olgudur. Beslenme alışkanlıkları gibi temel farklılıklar ortadadır. Bunların dikkate alınması gerekmektedir. Dolayısıyla dünyada farklılıkların uyumu açısından mutlaka sorunlar doğacaktır. Çin’de beslenme alışkanlıklarından kaynaklı olarak ortaya çıkan bir virüs, bugün tüm dünyayı derinden sarsmıştır. Hala da sarsmaya devam etmektedir. Benzer salgınların bundan sonra ortaya çıkması halinde, yayılması da hızlı olacaktır.

Pek çok kurum bundan sonra kendisini bu tür ortaya çıkabilecek vakalara göre yapılandırmak zorunda kalacaktır. Genel olarak tüm dünya, salgınlar konusunda daha hassas davranacaktır.

Evler aynı zamanda işyeri olacaktır. Pek çok iş evden yürütülecektir. Ev ve işyeri kavramı aynı anlam üzerinden yürüyecektir. Bunun zaten temelleri atılmıştı. Batı dünyası buna ev ofis veya ofis ev (home office) demektedir. Bizde de kullanılmaktadır. Evin belli bir bölümü veya odası işyerine dönüşmektedir.

Futbolcular için siber antrenmanlar, Almanya’da başlamıştır. Daha da yaygınlaşması beklenmektedir.

Kamusal işlerin pek çoğu internet üzerinden sağlanacaktır. Bundan sonra kurumlar, mümkün olduğunca kişisel temasa az olanak sağlayacak şekilde yapılandırılacaktır. İş dünyası daha fazla dijitalleşecektir. Bu kaçınılmaz bir gerçektir.

Klasik para adeta evrim geçirecektir. Bankacılık ve ticaret anlayışı da bu noktada değişim gösterecektir.

Sağlık sektörü de dönüşümden nasibini alacaktır. İnternet olanaklarının daha çok yaygınlaştığı, hekimlerin yerine artık robotların kullanıldığı bir sağlık sistemi gelişecektir. İlaçlar da belki kişilere göre farklı üretilecektir. İlaç aynı olsa da kimyasal özellikleri, kişiye göre değişecektir. Bu alanda bireysel tıp devreye girecektir.

Sosyal ve Ekonomik Değişim

Sıcakkanlı toplumların insanları, samimi davranış kalıplarını muhtemelen terk edecektir. Sarılmalar azalacak, tokalaşmalar kalkacaktır. Bu kalıplar belki de kısa vadede toplumda hemen yerleşmeyecek ancak uzun vadede, yeni yaşam anlayışlarının da gelişimiyle kabul görecektir. Bundan sonra pek çok insanın zihnine, salgın kuşkusu yerleşecektir. Uzun bir süre insanlar belki de bu kuşkuyla yaşayacaktır. Sosyal ilişkiler buna göre yeniden düzenlenecektir.

Ekonomik alanda da değişimler beklenmektedir. Tüm dünya ekonomisinde belli bir dönem durgunluk yaşanması beklenmektedir. Tüm dünyanın toplam gayri safi milli hâsıla değeri düşerken işsizlik artacaktır. Bazı şirketlerin yerini, bazıları alacaktır. İlaç ve desteklendiği takdirde aşı üretim sektörü daha da büyüyecektir. Sigorta şirketleri daha aktif olacaktır. Elektronik, bilişim gibi sektörler çok gelişecektir. Önümüzdeki yıllar benzer sektörlerin daha çok gelişeceği, bazılarının da geriye gideceği yıllar olacaktır.

Sonuç

Bilim ve teknoloji elbette önemlidir. Medeniyetin bu seviyeye gelmesinde, onların rolü ve etkisi yadsınamaz bir gerçektir. Ancak bunlar insanlık için daha çok kullanılırsa daha anlamlı hatta daha da hayırlı olacaktır. Ancak günümüzde bilim ve teknolojinin salt insanlığın hayrına kullanıldığı söylenebilir mi? Dünyada bazı teknolojilerin, askeri amaçlar doğrultusunda geliştirildiği, bir hakikat değil mi? Silah sanayinin ekonomisi ve ortaya koyduğu sonuçlar, bilinmeyen şeyler mi?

Korona virüsü salgını, yeni dünya düzeni anlayışının yeniden revize edilmesine neden olacaktır. Bilime ve bilim insanlarına önem vermeyen toplumların geleceğinin, çok da iç açıcı olamayacağı gerçeği ortadadır. Bilimin ve teknolojinin sadece savaş ve ülkelerin belirli menfaat alanları kazanması için değil, insanlık için kullanılmasının da ne kadar da hayati olduğu gerçeği, bir kez daha anlaşılmaktadır. Hem de tüm dünya genelinde… 

Kovid-19, insanlığın hayatı yeniden sorgulamasında önemli bir rol oynamaktadır. İnsanlar yeniden düşünmelidir. Bilime, düşünceye ve uyarılara kıymet verilmelidir. Bu noktada günümüz insanlarının zafiyetleri gözlenmektedir. Tüm dünyada ve özellikle de toplumumuzda, bilimsel görüş ve düşüncelere gereken önem noktasında bir değersizleşme döneminin yaşandığı zaman zaman ifade edilmektedir. Daha faydacı, kısa vadede menfaat sağlayan yöntem ve düşüncelerin, daha çok itibar gördüğü bir zaman diliminde yaşandığı belirtilmektedir. Ancak virüs gerçeği, bilimin önemini bir kez daha hatırlatmıştır. Hekimin değerinin yeniden anlaşılmasını sağlamıştır. Umarım anlayış sürekli olur ve tüm bunlardan gereken dersler alınır…

Hoşça kalın…