ASIM CENGİZ GÜR


YILBAŞI KUTLAMALARI-2

YILBAŞI KUTLAMALARI-2


Dünkü notlarımızda takvimlerden bahsetmiştik ve bugün ülkemizde geçerli kanunlar sebebiyle yapacağımız iş ve işlemlerde miladi takvimi esas aldığımızı söylemiştik.

Geçen hafta Perşembe günü miladi takvimin ilk günü olan 1 Ocak’a, dolayısı ile 2015 miladi yılına giriş sebebiyle yılbaşı kutlamaları yine gündeme geldi ve yine tartışmalar yaşandı.

Bu tartışmalara baktığımız zaman doğrularla birlikte birçok yanlışın da birlikte zikredildiğini, hatta bazen sapla-saman’ın birbirine karıştırıldığını da görüyoruz.

Aslında kendi nefsimiz başta olmak üzere birçok sorgulamaları yapmamıza fırsat verebilecek bu dönüm noktaları dini ve milli kültürümüzdeki erezyonun acısını kalplerinde duyanların feryatlarına bazen çok ileri götürülerek başka inanç sahiplerini rencide edilmesine sebep olabilmektedir.

Çoğu zaman yılbaşı ile Noel kutlamaları birbirine karıştırılmakta ve buradan hareketle de bir başka din müntesiplerine dokunacak sözler söylenebilmektedir.

Aslında Noel diye adlandırdığımız şey, Hristiyanların Hazreti İsa’nın doğumu kutlaması olayıdır ve Kutsal Doğuş, Doğuş bayramı, Milat Yortusu adları ile anılmaktadır. Hazreti İsa Efendimizin o gün doğup doğmadığı konusu ayrıca tartışılabilir ama Roma İmparatoru Büyük Konstantin’in saltanatının sonlarından itibaren Hristiyanlar o günü benimsemişler ve Papa Liberius tarafından Hz. İsa’nın doğum günü olarak ilan edilmiştir.

Katoliklerin (bugün bizim de) kullandığı Gregoryan takvimine göre her sene Katolikler, Rum Ortodokslar ve Süryaniler tarafından 24-26 Aralık arasında kutlanır. Ancak bazı Ortodoks ve Ermeni Hristiyanlar farklı bir takvim olan Jülyen Takvimi’ni kullandıkları için onların 25 Aralıkları, Greyonyan takvimine göre 6 Ocak’a denk geldiği için onlar da önümüzdeki günlerde Noel’i kutlayacaklardır.

Fark ettiniz mi bilmiyorum ama, kullandığımız Gregoryan takvimine muhalefet eden Hristiyanlar da varmış!

Hristiyanlar bu kutlamalarını 24-26 Aralık’ta gerçekleştirirken, kapitalist sistem, insanların daha çok harcamasını esas alan tüketim ekonomisinin gereği olarak noel ile yılbaşını birleştirmeyi başarmıştır. Noel kutlamaları 1800’lü yıllardan sonra dini anlamından ticarileşmeye yönelmiştir. Dindar Hristiyanlar dahi Noel`in bir alışveriş ve hediye bayramı haline gelmesinden ve çocukların Noel Baba`ya, İsa`dan daha fazla önem vermesinden endişe duymaktadırlar.

Noel`in ekonomi üzerine etkisi 1930’lu yıllarda dönemin ABD başkanı Franklin D. Roosevelt’in Noel alışveriş mevsimini uzatmak, satışları arttırmak ve büyük bunalım sırasında duraklayan ekonomiyi canlandırmak için Şükran Günü`nün tarihini değiştirmesiyle daha da güçlendi. Bu hareketi protesto etmek maksadıyla Hristıyanlığın dini liderleri 1931’de New York`ta toplanarak, gittikçe artan Noel’in ticarileşmesiyle ilgili tehlikelere dikkat çeken Noel vaazları verdiler.

Aslında Noel kutlaması ile ticari figür haline gelmiş Noel Baba’yı da birbirinden ayırmak gerekir. Başlangıçta Hristiyan inancında bir Hristiyan ermiş olarak yer alan Aziz Nikolas (Nicholaos) yukarıdaki satırlarda bir kısmını belirttiğim gelişme ve yönlendirmelerle artık Aziz Nikolas’lıktan Pazarlama ve Reklam aracı olan Noel Baba’ya dönüşmütür.

Tüm endişelerimize rağmen, olayı iyi tahlil etmeye ve çözümler üretmeye mecbur olduğumuzu da unutmamalıyız. Diyanet İşleri Başkanımız Görmez’de yılbaşı öncesi yaptığı konuşmada :

"Hiç kimse pagan kültürüyle tüketim kültürünün, haz ve eğlence kültürüyle birleşerek, birleştirerek çocuklarımız ve gençlerimiz üzerinde bir yozlaşma kültürünü meydana getirmesinin doğru olduğunu söyleyemez. Hele hele bütün bunların da noel, çam ağacı, kumar, içki, spor toto, loto gibi insanı kendisinden ve Rabbinden uzaklaştıracak davranışlarla birleşerek, birleştirilerek, toplumun yozlaşmasına izin veren bir geleneğin oluşmasına, Diyanet İşleri Başkanlığı daima bunun doğru olmadığını, şefkatli bir şekilde topluma ifade etmeye, dostça bu uyarısını yapmaya devam eder.

Pagan kültürü, tüketim kültürü, haz ve eğlence kültürüyle birleşerek gençlerimiz üzerinde bir yozlaşma kültürü meydana getirmesinin doğru olmadığını söylemeye devam ederiz. Bunun, noel ve çam ağacının gölgesinde yapılması hiçbir dine ve hiçbir inanca göre de doğru olduğunu ortaya koymaz. Bunu açıkça ifade etmek isterim" demiştir.

Ülkemizde dini azınlıklar ile yüzdeye bile girmeyecek vatandaşların Noel kutlaması yapmasından ziyade, Yılbaşı’nın noel motifleri ile ve yabancı kültürün baskın olduğu şekilde kutlanmasına bir itiraz var denebilir. Aslında yılbaşını, anneler günü, babalar günü gibi ekonomik ve sosyal amaçlar barındılar kutlama günlerinden biri olarak görmek ve bu kutlamaları dini ve kültürel değerlerimize aykırı olmayan bir şekilde kutlamak ve bunu yaparken de toplumsal huzuru bozucu, genel ahlaka aykırı olacak hareketlerden kaçınmak; dolayısı ile mazur görmek mümkün olabilir.

Ancak yine de, dini ve milli kültürümüzün zedelenmemesi ve Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in gayri Müslimlere benzenilmemesi hususundaki uyarılarını göz önünde ve akılda tutmakta, bu hususta aşırılıklardan kaçınılmasının önemini belirtmekte fayda vardır.

Yüce Allah (c.c.) rızası doğrultusunda bir hayat sürebilmeyi nasib ve müyesser eylesin.