VELİ ALTINKAYA


YILDIZ’IN MESAJI VE AK PARTİ’NİN SAFLARI

GÜNDEM - Veli ALTINKAYA


Hafta sonu AK Parti İl Danışma Meclisi toplantısı yapıldı. Bu toplantıdan önce il başkanlığında geniş katılımlı bir başka toplantı daha gerçekleştirildi... Partideki toplantının öncesinde de daha dar kapsamlı, parti ve belediyelere yönelik salvoların değerlendirildiği bir ‘Strateji toplantısı’ daha yapıldığını belirtelim. Sanıyorum bundan böyle AK Parti’ye ve belediye başkanlarına yönelik  ‘ölçüsü kaçık’ söylemler daha seri karşılık bulacak.

AK Parti kurmayları bakalım bu kararlarını uygulayabilecek mi?

Yoksa ‘bana değmeyen yılan bin yaşasın’ mantığıyla hareket edip, kendilerine yönelik bir fiil gerçekleşmediği sürece, diğer arkadaşlarına karşı yapılan eylemleri görmezden mi gelecekler.

Bu genellikle böyle oldu?

AK Parti kurmayları çok ‘keskin’ daha doğrusu hakaret vs odaklı olmadığı sürece, muhalefetin yaygın politikalarla ilgili eleştirilerini görmezden-duymazdan geliyorlar.

Aslında sadece siyasi muhaliflerin değil, cümle muhaliflerin yerel yöneticilerle ilgili eleştirilerine verilen cevaplar ise genellikle ‘münferid’...  Yani eleştirilen taraf çıkıyor ve ‘söz söyleyen, söz duymaya hazır olacak’ mantığı ile cevabını veriyor.

Aslında AK Parti kurmayları,  özellikle basın üzerinden muhaliflere cevap yetiştirme yerine ‘icraat’ çabasındalar. Ama, muhalefet onları hizmet odaklı yapılanlardan çok, tartışma zeminine-minderine çekme gayretinde. Meslektaşlarımız arasında ‘yarenlik çıksın’ mantığıyla, bu işe ‘çanak tutanlar’da yok değil. AK Parti kurmaylarının belli bir noktaya gelinceye kadar ‘kulak asmayalım’ yaklaşımı muhaliflerin onları mindere çekme hamleleri ile sonuçlanıyor.  Ve meslektaşlarımızın da devreye girmesi ile tartışma minderde sürüyor. Ama, bu tartışma ‘grekoromen sitil’de yapılması gerekirken, ara arada güreş ‘serbest sitil’de devam ediyor... Aslında böyle bir metodu şehir için hiç doğru bulmam.

AK Parti’nin cumartesi yapılan İl Danışma Kurulu toplantısında Milletvekili Taner Yıldız’ın genel de parti teşkilatları, özelde de Memduh Başkan odaklı kullandığı cümleler, toplantıdan bir kaç saat önce yapılan ‘strateji değerlendirmesi’ sonucunun ürünü gibiydi sanki. Bakın Taner Bey mealen ne dedi:

“...Hiç bir kimsenin ve çevrenin partimizi ve Başkanımızı yıpratmasına asla izin vermeyiz. O kısık sesle de olsa partimize ve başkanımıza yönelik tavırların karşısında dimdik duruyoruz, duracağız. Atom karınca Başkanımız gece gündüz çalışıyor; bizde belli çevrelerin O’na yönelik haksız saldırılarına karşı yanında olduğumuzu bir daha deklare ediyoruz...”

Taner Bey’in söyledikleri mealen böyle. O konuşurken alabildiğim notlar bunlar. Bu satırları da cumartesi akşam saatlerinde yazdığım için, konuşmayı birebir çözdürme imkanı bulamadım... Yani Taner Bey ‘aba altından sopa gösterdiği’ isimlere diyor ki, ‘Yok öyle üç kuruşa beş köfte; bir kaç cılız ses partimize ve başkanımızı yönelik haksız, mesnetsiz saldırılarda bulunursa bunun karşısında hep birlikte dimdik durur ve gerekeni yaparız...’

Taner Bey’in isimlendirmediği bu mesajının iki ayrı noktaya  gönderildiği kanaatindeyim.

Gençlik yıllarında Taner Bey’in de rahle-i tedrisinde bulunduğu Üstad’ın güzel bir cümlesi var. Der ki merhum: Lafını çok dinledik, şimdi iş inkılapta.

AK Parti yöneticileri ‘birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için’ mantığını şehre ve siyasi anlayışlarına hakim kılmak istiyorlarsa, herhangi birine yönelik özellikle haksız eleştirilerin karşısında derhal yan yana durarak ortak mesaj ve cevap vermeliler.

 

Bunun koordinasyon ve senkronizesini ise hiç şüphesiz İl Başkanı Şaban Çopuroğlu  ve Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç yapmalı. Bu iki isim birbiri ile koordineli olarak, ‘müşterek görüntü, tavır ve tepki’ noktasında düdüğü çaldığı zaman, milletvekilleri, belediye başkanları ve tüm teşkilat mensupları ‘kim var?’ diye sağına ve soluna bakmadan ‘Ben varım ve yanınızdayım’ demelidir...

Her parti büyüğü bilsin ki ‘Bana bulaşmıyor ya, görmeyeyim’ mantığı ile yapacağı hareketten sonra; bir gün sıra ona da gelir...

Ömer Gülsoy ve arkadaşlarının KTO seçimleri öncesinde kullandığı güzel bir slogan vardı. Birlikte Güçlüyüz... AK Parti yöneticileri ‘Birlikte Güçlü’ olduklarına inanmalılar ve bunu lafta bırakmayıp icraata dökmeliler. Muhtemelen bu satırları okuyan ‘parti büyükleri’, ‘Ne yani bizim birliğimizden-beraberliğimizden şüpheniz mi var?’ diyebilirler. Bende onlara ‘Safları daha da sıklaştırın ki araya fitne girmesin’ demek istiyorum.

Yoksa Kayseri, AK Parti’nin yaptıkları ve yapacaklarından çok, siyasi polemikleri, dedikoduları daha çok konuşur.

 

 

Mış… Miş… Muş…

00- Temyizdeki FETÖ davalarının bir bölümü yıl çıkmadan sonuçlanabilirmiş.

00- ‘Kayseri’ye Yüksek Hızlı Tren Gelecek’ diyen siyasi büyüklerimizin arasına Memduh Başkan’da katılmış.

00- CHP, bu hafta ilçe delege seçimlerini yapacakmış.

00- İl Milli Eğitim Müdürü Celaleddin Ekinci’nin ‘asaleten’ atanması bürokrasi ve siyasetten bazı isimleri şaşırtmış.

00- ERÜ, 19 Kasım’da ‘Akademik Yıl Açılışı’nı şehrimizin yetiştirdiği önemli bir evladının ilk dersi ile yapacakmış.

00- Süresiyle ‘Kabak tadı’ veren denetimlerini tamamlayan OSB müfettişleri nihayet gitmiş.

00- KTO Başkanı Gülsoy ‘TBMM gündemindeki vergi teklifi ile üretimde maliyeti artıracak ve dar- sabit gelirliyi zor durumda bırakacak düzenlemeler yapılmamalı’ demiş.

 

KULİS BULVARI

ERCİYES PLATFORMU ÜYELERİNDEN ZİYARET

Ankara’da bulunan kamuda görev yapan üst düzey yönetici konumundaki hemşerilerimiz ‘Erciyes Platformu’ adı altında bir oluşum gerçekleştirmişti. Bu oluşum yanılmıyorsam 5 yıldır görevde. Başkanlığını da Develili hemşerimiz Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Alkan yapıyor. Mustafa Alkan’ın riyasetindeki Erciyes Platformu üyelerinden 30 kişilik bir grup hafta sonu Kayseri Ticaret Odası’nın ev sahipliğinde şehrimize geliyor. Valilik, Büyükşehir, KTO ve KAYSO ziyaretlerinin yanı sıra heyetteki isimlerle ‘Kayseri’ye ne yapılabilir, ne yapabiliriz?‘ sorusuna cevap aranacak. Kamuda birçok iş siyasi iradeden önce bürokrasiden bitiyor malum. Bu noktada Karadeniz lobisinin çok güçlü olduğu yıllardır dillendiriliyor. Artık ülkelerle birlikte şehirlerin de yarıştığı günümüzde Kayseri’nin haklı beklentilerinin çözümü için bürokraside daha etkin olmalı, liyakatlı hemşerilerimizin etkin görevlerde bulunmasını sağlamalıyız.