ASIM CENGİZ GÜR


YÂSİN

02.Temmuz.2015/15.Ramazan.1436


Bu dünya hayatındaki sayılı günlerini tamamlayan mü´minleri, toprağa verirken, sene-i devrileri için düzenlenen anma günlerinde ruhlarına meded olsun diye, çoğu zaman sağlık-sıhhat ve afiyet temennisi ile okuduğumuz; Aziz Kitabımız Kur´an-ı Kerim´in kalbi sayılan  Yâsin Sûresi´nin içeriğini merak etmiş olanlarımız vardır muhakkak. Sene-i devriyeler sebebiyle okuduğumuz meclislerde, ayrıca meal-i şeriflerini de okuyunca, hazır bulunanlar ?Aaa! Yâsin suresinde bu meselelerden mi bahsediliyormuş?? denildiğine ve okuduğumuz meali nereden temin edebileceklerini soranlara şahit oluyoruz.

Hicretten önce nazil olan Yâsin Suresi´nde: Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.)´in peygamberliğini inkar etmenin, alay ve zulüm ile karşı koymanın korkunç sonuçları ihbar ve ihtar edilerek Kureyşli müşrikler korkutulmaktadır.

Bu surede :

Tevhid hakkında delil olarak, kâinatta cerayan eden hadiselere işaret edilerek, insanın aklına hitab edilmiştir.

Ahiret hakkında ise, kâinat, insan yapısı ve her akıl sahibinin düşünebileceği hususlar delil olarak ileri sürülmüştür.

Risalet  (peygamberlik) hakkında şunlar delil olarak verilmiştir: Hz. Peygamber (s.a.v.) İslam´ın tebliği dolayısıyla çektiği meşakkatlerden ötürü, sizlerden hiçbir surette ücret istemez.  Çünkü, O (s.a.v.) bunları karşılıksız yapmaktadır. Ayrıca Rasûlullah´ın (s.a.v.) tebliğ ettiği mesaj akla uygundur ve bu mesajı kabul etmek sizlerin yararınadır.

Burada, kalplerdeki kilitlerin kırılması ve kalbinde az çok duygu bulunan hiçbir kimsenin etkilenmekten hali kalmaması için, kuvvetli bir üslûbla tehdit ve tenbih gayet şiddetli bir şekilde tekrarlanmıştır.

Efendimiz (s.a.v.): "Ölmekte olanlara Yasin  Sûresi´ni okuyun" buyurmuşlardır. Bu hadisin maksadı, ölüm yaklaştığında, İslam´ı toplu bir şekilde hatırlatmak ve İslam akidesinin zihinlerde tazelenmesini sağlamaktır. Böylece sözkonusu kişinin gözü önünde ahiret manzarası canlanacağı için, öbür dünyada ne gibi sahnelerle karşılaşacağını bilir ve kendisini buna hazırlar. Kur´an´ın bizzat kendisi şifadır ancak orjinalinin yanında mealinin okunması da akli-fikri melekelere hitap etmesi bakımından faydalı olacaktır.

Yâsin Sûresi ile ilgili olarak Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır:

"Her şeyin bir kalbi vardır, Kurân´ın kalbi de Yâsin sûresidir. Kim onu okursa, Yâsinsiz 10 kere Kurân okumuş gibi kendisine sevap yazılır."

"Yasin  Sûresi Kur´anın kalbidir. Bir kimse ki, Allah´ı ve ahireti kasdederek O´nu okursa, Allah o kimseyi mağfiret eder. Yasin´i ölülerinize de okuyun.

"Bir kimse ana babasının veya birinin kabrini her Cuma ziyaret eder ve orada Yasin okursa, Allah ona Yasin´in her harfi miktarınca mağfiret eder."

Yâsin Sûresi´ndeki mesajlardan bir kısmı şöyledir:

?(Ey Muhammed!). Hikmet dolu Kur´an´a yemin ederim ki, Hiç şüphesiz sen, gönderilmiş (peygamber)lerdensin. Dosdoğru bir yol üzerindesin.?

?(Bu Kur´an,) yegâne galip/yüce ve merhametli olan (Allah tarafın)dan, babaları (tevhid ile) uyarılmayan, bu yüzden kendileri de gaflet içinde kalan bir kavmi uyarman içindir.?

?Sen ancak, zikre (Kur´an´a) uyan ve görmediği (halde) Rahmân (olan Allah)´dan korkan kimseyi uyarabilirsin. İşte sen, onu mağfiret ve güzel bir mükâfatla müjdele!?

?Ne yazık şu kullara! Kendilerine bir peygamber gelmeye görsün, onunla mutlaka alay ederlerdi. Görmediler mi, onlardan önce nice nesilleri helak ettik. Artık bunlar bir daha kendilerine dönmezler? (Onların) hepsi de, toplanıp huzurumuza getirileceklerdir.?

?Onlara: ?Allah´ın size rızık olarak verdiği şeylerden (Allah rızası için fakirlere) harcayın.? denildiği zaman küfre sapanlar, inananlara: ?Allah´ın dilediği takdirde yedireceği kimseye biz mi yedirecekmişiz? Siz ancak apaçık bir sapıklık üzeresiniz.? dediler.?

?(Nihayet dirilmek için ikinci defa) Sûr´a üfürülmüştür. Bir de (bakarsın ki) onlar, kabirlerden (kalkarak) Rablerine koşup giderler. Derler ki: ?Vay başımıza gelene! Uyuduğumuz yerden bizi kim uyandırıp kaldırdı? (Demek ki) bu, Rahmân´ın vaadettiği şeydir. (Meğer) gönderilen (peygamber)ler doğru söylemiş!? ?

?Doğrusu cennet ehli o gün, güzel bir meşguliyet (nimet ve saadet) içinde zevklenmektedirler. Onlar ve eşleri, gölgelerde koltuklara (kurulup) yaslanmışlardır. Onlar için, orada taze meyve(ler) ve istedikleri her şey vardır. Çok merhametli olan Rabbin katından (onlara) söylenen söz ?selâm?dır.?

?Ey günahkârlar! Bugün (bir tarafa) ayrılın! Ey Âdemoğulları! Ben size: ?Şeytana kulluk etmeyin/tapmayın, çünkü o, sizin apaçık düşmanınızdır. Bana kulluk edin, işte doğru yol budur.? diye bildir(ip emret)medim mi?  Andolsun ki o (şeytan), sizden birçok nesli saptırmıştı. (Siz bunu) hiç düşünmüyor muydunuz? ?İşte bu, tehdit edildiğiniz cehennemdir. Küfre/inkâra, saptığınızdan dolayı bugün girin oraya!?(denilecek).  O gün onların ağızlarını (kapatır) mühürleriz; yaptıkları şeyleri elleri bize söyler, ayakları da şâhitlik eder. ?

?İnsan, bizim kendisini bir nutfeden yarattığımızı görmedi mi ki şimdi o (küçük aklıyla bize) apaçık hasım kesildi. (O,) kendi yaratılışını unutarak bize misal getir(meye kalkış)tı: ?Şu kemikleri, hem de çürümüşken, kim diriltecek?? dedi. (Resûlüm!) De ki: ?Onları ilk defa yaratan diriltecek. O, her yaratmayı bilendir.?

?Gökleri ve yeri yaratan (Allah), onlar gibisini yaratmaya (âhirette diriltmeye) kâdir değil midir? Elbette (kâdirdir). O (her şeyi) yaratan ve bilendir.  Bir şeyi dilediği zaman, O´nun buyruğu sadece ?ol? demektir. O da hemen oluverir. O halde, her şeyin mülkü ve hükümranlığı kendi (kudret) elinde bulunan (Allah´)ın şânı çok yücedir. Siz ancak O´na döndürüleceksiniz.?

Yüce Allah (c.c.) imanımızı kuvvetlendirsin ve dünyada emrine uygun bir hayat sürmeye bizleri muvaffak eylesin.