Kazım Karabekir mahallesinde sığındıkları harabede hayata tutunmaya çalışan Taş ailesi içine düştükleri çıkmazdan kurtulmak için yardım bekliyor... Çatısı akan, oturma odasının zemini su kaplı olan evinde, mikrofonlarımız aracılığıyla başta ilgililer
İşte Taş ailesinin yaşadığı ev. Hangi odasına girersek bizi ilk olarak çatıdan akan yağmur suları karşılıyor. Evin zemini yağmur suları ile kaplanmış. Tavandan akan suları engellemek adına konulan boş kaplar yetmez olmuş. Ciğerlerimize dolan küf kokusu, odalarda eşya yok. Gülseren hanımın oturma odam diye bizleri davet edip, yardım istediği odada ise, oturacak bir yer yok, Gülseren Hanım bir sandalye çekip başlıyor anlatmaya, deyim yerinde ise tam manası ile “Bir dokun, bin ah işit” durumu...
Konuşmasının ortasında boğazı düğümleniyor, ağlamaya başlıyor, belki de yılların omuzlarına yüklediği ağır sorumlulukların altında ezile ezile tükenen enerjisi son bir gayretle çaresizlik dolu göz yaşı olup süzülüyor yorgun gözlerinden Gülseren Hanım`ın.
Yine de isyan etmiyor. Halimize şükür diyor. Ağlıyor, susuyor. Ağlıyor, ağlatıyor bizleri de. “Belediye başkanımdan, valimden, yetkililerden yardım istiyorum, Allah rızası için bir yardım eli uzatın bize” diyor.
Yaşlı kadını çatısı akan, oturacak sandalyesi olmayan, soğuktan titreyerek oturduğu evinde bırakarak uzaklaşıyoruz yanından. Umut dolu gözlerle bakıyor ardımızdan, yanaklarında kurumuş gözyaşlarının izleri ile ...
Şimdi sıra bizlerde henüz 1 yaşında minik bir yüreğe yaşam lanaı açmak, Gülseran Hanım ve ailesini içine düştüğü çıkmazdan çıkarmak için, şimdi sıra bizde Kayseri... Gelin bir kez dah a gösterelim hayoırseverliğimizi, ali cenaplığımızı... Vali`ye Belediye`ye gerek kalmadan alemlerin efendisinin “Komşusu açken tok yatan bzden değildir.” hadisini hatırlayıp sahip çıkalım komşumuza ....