Sağlık Bakanlığı, özürlülük veya engellilik durumunu, fizyolojik, anatomik ve çevresel kısıtlamaların elverdiği ölçüde azaltmaya, mümkünse ortadan kaldırmaya yönelik tedavi uygulamalarını içeren tıbbi rehabilitasyon hizmetlerinde yeni bir dönem başlatıyor. Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Orhan Koç, Türkiye’de rehabilitasyon hizmetleri için Sağlık Bakanlığı hastanelerinde 4 bin 271, üniversite hastanelerinde bin 64, özelde ise 278 yatak olduğunu kaydetti. Koç, “Bu yatakların bir kısmı fizik tedavi amaçlı kullanılmakta. Rehabilitasyon denilen daha ileri boyutta tedavi için ayrılan yatak sayısı ise daha az.” ifadesini kullandı.
Koç, dal hastanesi adı altında ise bin 400 yatak kapasiteli toplam 10 adet Sağlık Bakanlığı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi bulunduğunu aktardı. Bu hastanelerin, Ankara, Bolu, Bursa, Giresun, İstanbul, Kastamonu, Kütahya, Kahramanmaraş ve Samsun’da bulunduğunu kaydeden Koç, “Bir kişi Hakkari’de trafik kazası geçirdi veya yüksekten düştü, felç kaldı. Bu kişinin akut dönemde rehabilitasyon hizmeti alması gerekiyor. Bu dağılıma bakıldığında Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da hiçbir yerde rehabilitasyon hizmeti alamaz. Bu hastalar mutlaka İstanbul, Ankara, Giresun ya da Samsun’a gidecek.” dedi.
TÜRKİYE’DE 10 BİN FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON YATAĞINA İHTİYAÇ VAR
Türkiye’de kronik hasta yükünün yüzde 10 civarında olduğunu söyleyen Koç, “Bu hastaların da yüzde 1’i rehabilitasyon hizmeti alması gereken grup.” diye belirtti. Türkiye’de 10 bine yakın fizik tedavi ve rehabilitasyon yatağına ihtiyaç olduğunu dile getiren Koç, şöyle devam etti: “Bu ihtiyacı da göz önüne alarak, 29 sağlık bölgesinin tümünü sağlık hizmetini alabilecek yaygınlıkta olmak kaydıyla, rehabilitasyon hastanesi planlaması yapıldı. Bu planlama genelde kampüs hastaneler içinde ya da multi disipliner hastane yaklaşımıyla birlikte planladı ve hayata geçirilmekte. Çünkü, rehabilitasyon sürecinde sadece fizik tedavi uzmanı olması yetmiyor. Kardiyolog, nörolog, ortopedist, beyin cerrahi gibi branşların da olması gerekiyor. Spastik çocukların rehabilitasyonu ise ayrı bir başlık. Tüm bunları içine alacak şekilde bölgesel tabanlı bir yapılanma söz konusu. Buralar rehabilitasyon hizmetinin en son evresinin yapılacağı yerlerdir. Tabi ki her ilde rehabilitasyon sürecinin bir basamağı olan rehabilitasyon hizmetleri verilecek. Ancak yatarak rehabilitasyon hizmeti alması gereken hastalarımız mutlaka bu oluşturacağımız merkezlerde hizmet alacaklar. B merkezler hastaya en yakın yerlerde oluşturulmuş, insan kaynakları ve tıbbi donanım bakımından en donanımlı, rehabilitasyon hastanelerinin ihtiyaç duyduğu sosyal donatıları içerecek.”
Koç, rehabilitasyon hastalarının bir çoğunun trafik kazası, yüksekten düşme, inme vakaları, ortopedik özürlüler, kansere bağlı rehabilitasyona ihtiyaç duyan vakalardan oluştuğunu dile getirdi. Rehabilitasyon ve evde sağlık hizmeti alması gereken hastalıkların büyük oranda önlenebilir sebepleri bulunduğunu kaydeden Koç, bu noktada bilinçlendirmenin de önemini vurguladı.
HASTALARA YENİ YAŞAMLARINA UYUM EĞİTİMİ
Hastaların yeni yaşamlarına uyum eğitiminin de son derece önemli olduğunu dile getiren Koç, sözlerine devam etti: “Tekerlekli sandalyeye mahkum kişi için caddedeki kaldırım, bulunduğu evin asansörünün olup olmaması, evin içindeki kapı eşiğinden, tuvaletindeki klozetine kadar tüm yaşam alanları önemli. Mesleki rehabilitasyon gerekiyor, eğitim boyutu gerekiyor. Bunun için yapacağımız çalışmalarda kişinin yeni hayatında uyum eğitimlerinin verilmesi, kişinin yaşamış olduğu ortamın sosyal hizmet uzmanı tarafından değerlendirilmesi, iş-uğraş terapisti tarafından değerlendirilmesi ve ilgili kurumlarla gerekli koordinasyonların sağlanması çok önemli.”
YAPIMI PLANLANAN REHABİLİTASYON HASTANELERİ
Sağlık Bakanlığı’nın yapımını planladığı toplam 4 bin 550 yataklı rehabilitasyon hastaneleri Adana, Afyon, Ankara (2 tane), Antalya, Aydın, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, İstanbul (5 tane), İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Mersin, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Trabzon, Van’da bulunuyor.