AK Parti Kayseri İl Başkanlığı tarafından düzenlenen Önceki Dönem Teşkilat Mensupları İle Buluşma Programına katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay; "6'sını da, 7'sini de toplasanız değil Recep Tayyip Erdoğan, Recep Tayyip Erdoğan'ın zekatı bile etmez" dedi.
Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Kayseri'de bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay; önceki dönem teşkilat mensupları ile buluşma programına katıldı. Burada düzenlenen basın toplantısında konuşan Oktay; İstanbul'daki terör saldırısında hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara da şifa diledi. Hükümet olarak Türkiye'nin terörle mücadelede bağımsızlığını kazanması ve kimseden izin almaması için politikalar geliştirdiklerini kaydeden Oktay; F-35'ten daha fazla özellikleri olan yerli savaş uçaklarını 2023'te havalandıracaklarını kaydetti. Oktay; "Geçen hafta yaşadığımız İstiklal Caddesi'ndeki terör olayını hatırlayın. Ölenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Terör; içeride ve dışarıda bizi tehdit eden ve bizi güya akılları sıra bizi terbiye etmeye çalıştıkları bir enstrümandır. Zaten bunu dünyada hiçbir ülkeye karşı da belirli güçler bu enstrümanı ellerinden bırakmadı. Biz Türkiye olarak; bunun karşısında duracağımızı, terör nereden gelirse gelsin, kimin olursa olsun, ayrım olmadan sonuna kadar terörle mücadele edeceğimizi hem yurt içinde hem yurtdışında olarak buna göre politikaları belirlediğimizde sonuç almaya başladık. Aslında içeride verdiğimiz mücadele PKK, DEAŞ, FETÖ, DHKP-C ve benzeri tüm terör örgütlerine karşı 'topunuz gelin' diye ifade ettiği Cumhurbaşkanımızın ve sonrasında da topuyla topyekun mücadele verdiğimiz bir terörle mücadele. Ama terörle mücadeleyi yapabilmemiz için önümüzde başka bir engel var, hep bir engel koyuyorlar. O da terörle mücadelede kullanacağınız silahla ilgili. 'Evet ben sana tank veririm ama şurada kullanamazsın', 'ben sana uçak veririm ama şu bölgede kullanamazsın' dedikleri şey, terörle mücadele edemezsin anlamına geliyor aslında. Hem içeride, hem dışarda. Bizim burada değiştirdiğimiz, geliştirdiğimiz politika; 'size rağmen kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz' dediğimiz ve de bağımsızlığımıza doğru attığımız ciddi bir adımla savunma sanayi ile ilgili geliştirdiğimiz politikalardır. Bağımsızlık politikalarıydı bunlar. Ben, terörle mücadele ederken hiç kimseden icazet almak zorunda değilim. Ben terörle mücadele ederken hiç kimsenin iznini almak, şartlı anlaşmalar yapmak zorunda değilim senin silahlarını kullanıyor olmak için. Gerektiği zaman bu millet bu silahları da kendileri üretir, geliştirir ve bağımsızlığını bir adım öteye taşır dediğimiz ve sonucunu da aldığımız bir politika değişikliğidir. Bunu alırken de aslında milletimize güvenmemizin sonucudur. Cumhurbaşkanımız yol yürürken size güvenir, başka da hiçbir vesayetin arkasına sığınmaz ve hepsine de meydan okur. Geldiğimiz noktada da hamt olsun bu anlamdaki elde ettiğimiz bağımsızlık ve güç bizim terörle hem içeride hem dışarıdaki mücadelemizdeki ana unsurumuzdur. Silah alımıyla alakalı diğer ülkelerin kapılarını aşındırırken bugün tersine bir durumu da oluşturmuş olduk. Zaten bugün de izlerini görüyoruz bu olayın. F-35'lerde, S-400 olayından sonra geliştirilen hikayelerde görüyoruz. Bu bizi daha da kamçılıyor. Bir sonraki Türkiye'de inşallah artık başkaları bizimle konuşuyor olacak. Kendi 'Kızılelma'mızı geliştirmemize çok az kaldı. 2023 artık havalandırdığımız yıl olacak. Yani F-35'lerin de ötesinde özelliklere sahip bir savaş uçağından bahsediyoruz. Diğer taraftan yine Milli Muharip Uçağımız insanlı savaş uçağı yine F-35'in üzerinde özelliğe sahip savaş uçağından bahsediyoruz. Uzun menzilli füzelerden, uzay programlarından bahseden bir Türkiye'den bahsediyoruz. Bu bizim içeride ve dışarıdaki vesayet odaklarının belini kırmamızdaki, kendi göbeğimizi kendimiz kesme ile ilgili kendi altyapımızı oluşturmamız, kendi bağımsızlığımızı ilan etmemiz demekti. Hiçbir şey kendiliğinden olmuyor" dedi.
"Enerjide İnşallah yeni müjdelerin verileceği arama, tarama faaliyetleri olacak"
Vesayetlerin önüne geçmek için çalışmaların devam edeceğini aktaran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay; "Sağlıkta geliştik, sağlığın diplomasisi beraberinde geldi. Enerjide bütün her şeyiyle dışa bağımlı Türkiye'den bugün enerjiyi ihraç eden bir Türkiye'yi konuşur olduk. diplomasisi beraberinde geldi. İstihbarat ile ilgili konuları konuştuk, diplomasisi beraberinde geldi. Tam saha bastık. Hamt olsun, son yılların belki de 100 yılın diplomasideki en başarılı dönemini yaşadık. Savunma sanayindeki, dış politikalardaki gelişmelerle birlikte Türkiye'nin gelişmesiyle dışarıdaki vesayetin belinin kırılması beraberinde geldi. Bitti mi? Mücadele yeni başladı, devam edecek. Konuştuğumuz Türkiye, Türkiye'nin ötesinde daha barışçıl bir dünyayı birlikte nasıl kurabiliriz? Aslında bunun için buradayız. 'Bağımsızlığımızı ilan etmek istiyoruz' dedik, bununla da dalga geçtiler. Çünkü birisinin gece kalkıp kafası bozulduğu için bir tweet atıp Türkiye'deki ekonomiyle oynayabileceği bir ekonominin ötesine geçmek istiyoruz artık. Bu da bir vesayet, bununla da mücadele edeceğiz. Bunun için de doğru adımları, doğru sektörde atmamız gerekiyor. Bunun bir tanesi otomotiv. Cumhurbaşkanımızın da bununla ilgili hayallerinden bir tanesiydi, girdi ve sonuç aldı. 'Olmaz' dediler. Nasıl olacağını gösterelim dedik ve sonuç aldık. İnşallah kısmet olursa 2023'te caddelerimizde bu araçları hep birlikte göreceğiz. Şimdi ziyaret etmek istiyorlar. Ondan da mutlu oluyoruz. Bu sektör sektör her alanda gelişecek. Enerjide aynen dağıtım merkezi anlamında merkez üssü olmaya doğru yol almamız gibi. İnşallah yeni müjdelerin de verileceği yine arama, tarama faaliyetlerinin olacağı gibi. Bunlar devam edecek" ifadelerini kullandı.
"Yapılanları anlayabilmeleri için Recep Tayyip Erdoğan gibi lider vizyonuna sahip olmaları gerekiyor"
Millet İttifakı'na da yüklenen Oktay konuşmasını şöyle sürdürdü; "Türkiye Yüzyılı diye ifade ettiğimiz gelecek yüz yılı nasıl oluşturacağımızı birlikte geliştirelim, altını birlikte dolduralım dedik. Bunun için beraberiz. Enerjideki bir başka bağımlılık alanımız buydu, uluslararası vesayetle mücadelede. Burada da önce içerideki vesayet sonra dışarıdaki vesayetle mücadele ettik. Zaten biz yüz yıldır enerjide yoğun bir arayış içerisindeyiz ama ortada bir şey yok. Her türlü araştırma yapıyorsunuz petrol yok, doğalgaz yok. Bütün her şeyiyle yüzde 100 dışa bağımlı bir ülkeyiz. Bu günkü mücadelelere baktığınızda da yine enerji ve ekonomi başta gelen unsurlardan. Orada da yerlileşme ve millileşme ihtiyacı hissettik. Sismik gemilerimizle birlikte sondaj gemilerimizi aldığımızda sesimiz biraz daha gür çıkmaya başladı. Yine sonuç alamayınca kendi araştırma metotlarımız ve yöntemlerimiz ve kendi insanımızı da aldığımızda sonuç almaya başladık. İlk sonuç Filyos'tan geldi. Ama içerideki Kılıçdaroğlu ona da inanmadı. Gözleriniz içinde, yanıyor orada. Bulunan bir doğalgazdan bahsediyoruz, sevinin. Bu sizin, milletin kaynağı. Ona da üzüldüler. Türkiye'de olan herhangi pozitif olaydan dolayı bir konuda memnun olmaz mısınız? Bir şeyden de mutlu olun. Milletin bir ferdi olmak; milletin üzüldüğüyle üzülmek, sevindiğiyle sevinmektir. Bir tanesiyle de sevinin. Bunlar dalga geçiyorlar. Şimdi birkaç ay sonra geliyor, kendi evlerinde yakacaklar. Kılıçdaroğlu da yakacak. O zaman da başka bir bahane bulurlar, inanmazlar. Zaten inanamazlar, inanmamaları normal. Çünkü onların hafızası buna yetmez. Birkaç bin metre derinlikten herhangi bir enerji kaynağını bulup Türkiye'nin kendi imkanlarıyla çıkarması, başka ülkelerin 5-7 yılda kullanıma sokabileceği bir projeyi 2 yılda milletin hizmetine sokabilmesini anlamaları mümkün değil. Bunu anlayabilmeleri için Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lider vizyonuna sahip olmaları gerekiyor. 6'sını da, 7'sini de toplasanız değil Recep Tayyip Erdoğan, Recep Tayyip Erdoğan'ın zekatı bile etmez."