AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili Mehmet Özhaseki, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi´ne yapılan silahlı saldırı ile ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Silahlı saldırıyı gerçekleştiren kişinin Hacı Ali Hamurcu´nun çıkmasının ardından gelişmeleri değerlendiren Özhaseki, olayın Kılıçdaroğlu´nun tetikçisinin tahsilât için kapıya dayanması olduğunu vurgulayarak ?Kılıçdaroğlu´nun tetikçisi, namluyu Chp´ye çevirdi? ifadesini kullandı..
AK Parti Kayseri İl Başkanlığı´nda basın toplantısı yapan Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili Mehmet Özhaseki, sözlerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu´nun 2010 yılında başlattığı iftiralardan bugüne kadar yaşanan gelişmeleri anlatarak başladı. Değerlendirmelerini geçmişe ait fotoğraflar göstererek yapan Özhaseki şöyle konuştu: ?CHP ve onun feraset yoksunu genel başkanı, 2010 yılında elinde bir dosya ile Türkiye Büyük Millet Meclisi´ndeki bütçe görüşmelerinde çıktı ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi´nde yolsuzluk var dedi. 2005 yılındaki Hinterlant Yasası ile Gesi Belediyesi´nden bize geçmiş olan bir genç, ruhsat vereceğim diye birkaç kişiyi dolandırmış. Teftiş kurulunu görevlendirdim. Suç var denilince, savcılığa verin dedim. Savcılık, işleme başladı. Genç önce kaçtı; ama yakaladılar. Mahkemeler görüldü ve suçlu suçunu itiraf ederek cezaevine gönderildi. Sonra birileri devreye girdi ve kumpas başladı. Bir milletvekili gidip hapishanede delikanlıyı razı eder ve İstanbul´a götürür. Sanki bu olay böyle değilmiş gibi Kemal Bey´in eline dosya tutuşturulur. Günlerce bunu önce meclis bütçe görüşmelerinde, sonra 2011 seçimleri geldiğinde miting meydanlarının hemen hepsinde siyasi ahlaktan yoksun bir surette tersine çevirip ifade ettiler. ?Kayseri yolsuzluklar şehri, vilayet-belediye-adliye üçgeninde yolsuzluklar var´ diyerek iftiralar attılar. ?Namuslu bir vatandaş, değerli bir vatandaş´ diyerek bu genç ile birlikte TBMM´de basın toplantıları yaptılar. Azıcık Allah korkusu olan, ar duygusu olan, insaflı bir adam o cümlelerin hiçbirisini kurmazdı. Allah, düşmanımı bile iftiraya uğratmasın. Bu arada CHP´liler delikanlıyı götürüp mecliste basın toplantısı yaptılar. Kayseri´ye Atilla Kart 19 kişiyle geldi ve 300 sayfalık bir yalan dosyası verdi. Sonra defalarca gelip basın toplantıları yaptılar. Bir algı operasyonuna başladılar. Savcılar dosyayı inceledi, oy birliği ile iftiradır dediler ve kapattılar. Olay sona erince bir Anadolu çocuğu olarak dönüp özür dilerlerse hakkımı helal edeceğim, dava da açmayacağım dedim. Pişkinlik devam etti. O zaman biz de söyledikleri her yalana dava açtık. 50-60 tane dava oldu. Bir uçtan paralar gelmeye başladı ve onunla da hepinizin bildiği gibi fakir fukaraya sucuk dağıttık. Yalanlarını bir bir açığa çıkarmış olmamıza rağmen hakkımızdaki kampanyalarına son vermediler. Kargayı kılavuz edinmiş olmanın perişanlığı içinde yıllarca debelenip durdular. Üç kağıtçılıktan mahkum birinin peşine düşüp mahkemelerin, medya kuruluşlarının kapılarını aşındırdılar. Müthiş bir algı yönetimi yaptılar. Mahkemeler tüm iddiaların asılsız olduğunu tespit etmiş olmasına rağmen hatalarını kabul edip özür dileyeceklerine, daha da azgınlaştılar. Tuttukları tetikçiye benim hakkımda kitap yazdırdılar. Bu genç, ben kitap yazmayı bilmem deyince, ?Sen hayatını yaz, gerisini biz doldururuz´ diyerek hazırladıkları yalanları yüz binlerce bastırıp seçim öncesi dağıtmaya kalktılar. Tetikçiye trilyonlar vaat ettiler. Bu operasyondan da sonuç alamayınca, tetikçilerine yüz çevirdiler. CHP tetikçiliği yapan Hamurcu, mahkemede Kılıçdaroğlu´nu kendisine verdiği sözü tutmamakla suçladı. Söz verilen trilyonları ödemelerini istedi. Kılıçdaroğlu ve Hamurcu´yu kılavuz edinen CHP´liler, Hamurcu´nun kendileri hakkındaki iddialarını duymazlıktan geldi.?
Sonuçta; Kılıçdaroğlu ve CHP´nin tuttukları tetikçinin vaat edilen parasını almak için silahının namlusunu CHP´ye çevirdiğini vurgulayan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, ?Ankara´da yaşanan CHP´yi kurşunlama hadisesi siyasi bir hedefi ve arka planı olan bir kurşunlama değil, adeta mafyatik bir hesaplaşma ve tahsilât girişimidir. Bu olay, siyasi tetikçinin tahsilât için siyasi kumpasçının kapısına dayanması olarak yorumlanabilir. Kılıçdaroğlu; beş yıl önce kurduğu zembereğin, attığı bumerangın kendisini vurması olayı ile karşı karşıya kalmıştır. İşlediği günahın bir bedeli olarak Hamurcu belası başına tebelleş olmuş bulunuyor. Bu hadisede ne Kılıçdaroğlu, ne de CHP mağdurdur. Hadise dolandırıcıyı bile dolandıran kişinin yaptıklarının ayağına dolanmasıdır. Bu olay da ortaya koymuştur ki mağdur olan siyasi ahlaktır. Bu olay siyasi kumpasçı bir anlayışın Atatürk´ün partisini kurşunlatmaya kadar götürmesi olayıdır. Biz hukuk yoluyla Kılıçdaroğlu´nda alacağımızı aldık. Şimdi, ilahi adalet de tecelli ediyor. Halkın diliyle, Allah´ın sopası yoktur, denir. Ana muhalefet lideri olmuş bir lider, kendisini daha ne kadar rezil edebilir ki. Sadece kendisini değil, partisini de daha ne kadar kötü bir durumda bırakabilir. Etme-bulma dünyası. Partisinin kurşunlanmasına sebebiyet veren bir siyasi kişilikten bu memlekete ne hayır gelebilir ki? diye konuştu. KURUM BÜLTENİ?