Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´la önceki akşam yaptığı görüşmenin ve AK Parti Merkez Yürütme Kurulu toplantısının ardından ilk kez açıklama yapan Başbakan Ahmet Davutoğlu, 22 Mayıs´ta olağanüstü kongre yapılacağını, kongrede aday olmayacağını açıklayarak "Görev süremin 4 yıldan kısa sürmesi benim tercihim değil, bir zaruretin sonucudur" değerlendirmesinde bulunurken parti kulislerinden sızan haberlere göre Genel Başkanlık koltuğu için Bekir Bozdağ ve Binali Yıldırım´in isminin ön plana çıktığı konuşuluyor?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu´nun öncek akşamki görüşmesinin ardından flaş gelişmeler yaşandı. AK Parti, olağanüstü kongreye gidiyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında 1 saati aşkın rötarlı olarak başlayan Merkez Yürütme Kurulu toplantısının ardından medya mensuplarının karşısına geçen Başbakan Davutoğlu, MYK toplantısı ve önceki günkü gelişmelerin ardından ilk kez basının karşısına geçti. Başbakan Davutoğlu, yaptıkları istişareler neticesinde 22 Mayıs´ta olağanüstü kongre yapacaklarını, kongrede aday olmayacağını açıkladı. Davutoğlu, zamansız görev değişimiyle ilgili "4 yıllık hukukumuzun kısa sürmesi benden dolayı değil, ortaya çıkan zaruretin neticesidir. Tertemiz oylarınız için hem teşekkür ediyorum hem de hakkınızı helal etmenizi istiyorum." dedi ve şu sözlerle yol arkadaşlarına sitem etti: ?Er refik kable´t tarîk´, yoldan önce yol arkadaşı yani. Yola çıktığım arkadaşlarımızın benimle olup olmadığını bilmek isterim. Benimle olmadıkları anda da bunu yüzüme söylemelerini tercih ederim. Bu bağlamda son MKYK´da ilk imzayı ben attım ama takip edilen yöntemi refik olmakla bağdaştıramadım. Bu anlamda hem refiklerin hem benim bir muhasebe yapmamız gerekiyordu. Yaptığım tüm istişarelerim ve Cumhurbaşkanımızla yaptığım son görüşme neticesinde AK Parti´nin birliği ve beraberliği için refik (yol arkadaşı) değişmesindense Genel Başkan´ın değişmesini tercih ettim?
Konuşmasının devamında bu şartlar altında önümüzdeki olağanüstü kongrede aday olmayı düşünmediğini açıklayan Başbakan Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü?. "Aziz milletim, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ve AK Parti Genel Başkanı olarak hepinizi selamlıyorum. Son 25 yıldır en köklü dönüşümlerin geçtiği bir süreçteyiz. Bu 25 yıllık tarihte bir akademisyen bir danışman, bir bakan, bir başbakan olarak hizmet vermiş olmak benim için büyük bir gurur vesilesi olmuştur. Bu görevi, kurucu liderimiz sayın Recep Tayyip Erdoğan´dan emanet almıştım. Karizmatik bir liderin ardından görevi devraldım. Bana verilen hususlardan hiçbir şekilde ayrılmadığımı düşünüyorum. Canla başla çalıştım. Buna şahit de aziz milletimizdir. Bu yaklaşık 20 aylık süreç 3 döneme ayrılabilir. 1. dönem 62. Hükümet dönemidir. Bu dönemin en önemli meydan okuması, AK Parti´nin bütün olarak geleceğe hazırlanmasıdır. Karizmatik liderden sonra bir boşluk oluşur. Benim bu dönemde önceliğim AK Partimizin birliği ve beraberliğinin muhafazası olmuştur. O dönem 3 dönemlik arkadaşlar için farklı kanaatlar söyleniyordu. Benim döneminde tek bir istifa olmamış, partimizin omurgasından da hiçbir şey eksilmemiştir. Bu konuda bana katkıda bulunan tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.İkinci hedefim suhuletle seçime götürmekti. Paralel yapı, Suriye meselesi ile ülkeyi seçime götürmem gerekiyordu. 62. Hükümetimiz ülkemizi suhuletle seçime götürdü. Diğer meydan okuma 6-7 Ekim terör olayları. Bu olayların üstesinden gelmek, yaraları sarmak ve tekrarlanmaması için güvenlik planlamaları yapılması. Bu dönemde yapılan yatırımların sürmesi bir başka görevimdi. Hiçbir yatırım geride kalmamış, aksama sözkonusu olmamıştır. Ekonomimizin çerçevesi de çizilmiştir?
Başbakan Davutoğlu sözlerinin sonunda neden aday olmadığına dair de değerlendirmede bulunarak şöyle konuştu? ?Haklı olarak sizlerin zihninde şöyle bir sual vardır; Peki bu 20 aylık çalışmaya rağmen seçimleri kaybeden muhalefet koltuğunu korurken siz neden önümüzdeki kongrede aday olmuyorsunuz. Bu haklı bir sorudur. Anketlerde oyumuz yüzde 52´yi aşmıştır. Benim bu kararımı almamda herhangi bir başarısızlık yoktur. Peki neden böyle bir karar aldım.Hayat insana çok şey öğretiyor ama benim akademik hayatımdan itibaren bazı prensiplerim var. Doktora yaparken profesör olmak istedim ama hak etmeden talep etmedim. Dışişleri, başbakanlık görevlerinin hiçbirini ben talep etmedim ve lobi yapmadım. Bugün de böyle bir talebim olmadı. Hayatta inanmadığım hiçbir şeyi savunmadım, kimseyle pazarlık yapmadım, inanmadığım değerler uğruna mevki makam talebim olmadı. Eskilerin çok güzel bir sözü vardır: ´Er refik kable´t tarîk´, yani ´YOLDAN ÖNCE YOL ARKADAŞI´ Yola çıktığım arkadaşlarımızın benimle olup olmadığını bilmek isterim. Benimle olmadıkları anda da bunu yüzüme söylemelerini tercih ederim. Bu bağlamda son MKYK´da ilk imzayı ben attım ama takip edilen yöntemi refik (yol arkadaşı) olmakla bağdaştıramadım. Bu anlamda hem refiklerin hem benim bir muhasebe yapmamız gerekiyordu. Yaptığım tüm istişarelerim ve Cumhurbaşkanımızla yaptığım son görüşme neticesinde AK Parti´nin birliği ve beraberliği için refik (yol arkadaşı) değişmesindense Genel Başkan´ın değişmesini tercih ettim. Bu şartlar altında önümüzdeki olağanüstü kongrede aday olmayı düşünmüyorum. AK Parti´nin kaderi artık AK Parti´nin kaderi değil Türkiye´nin kaderidir.?
Başbakan Davutoğlu´nun bu kararının ardından kulislerde Ak Parti´nin yeni Genel Başkanı ve Başbakan´ın kim olacağı yönünde arayışlar başlarken, sızan haberlere göre Bekir Bozdağ ve Binali Yıldırım´ın isminin ön plana çıktığı konuşuluyor?
HABER: C.ÜSTEN