MUHALEFETİN BAŞKANLIK SİSTEMİ KORKUSU
Her ay düzenli olarak gerçekleştirilen, Küçük Millet Meclisi toplantısında bu ay Ak Parti Kayseri Milletvekili Adayı Mehmet Özhaseki konuk oldu. Özhaseki kendisine verilen 20 dakika içerisinde birçok konuya değindi ancak aralarında en dikkat çeken konu ise Yeni Anayasa' ve Başkanlık Sistemi' oldu. Özhaseki, geçmiş dönemlerde liderlerin Başkanlık sistemini istediklerini söyleyerek, %50'yi geçemeyeceklerin Başkanlık Sistemine karşı olduklarını söyledi.
Yurt genelinde 21 merkezde aylık olarak düzenlenen Küçük Millet Meclisi toplantıları Kayseri'de bu ay AK Parti Kayseri Milletvekili adayı Mehmet Özhaseki'yi konuk etti. Özhaseki, belediyeciliği döneminde Kayseri'ye yapmış olduğu yatırımları ve hedeflerini anlatarak , yaşadığı zorluk ve sıkıntıları dile getirdi.
Özhaseki sözlerinin devamında önemli olarak gündemde sıkça tartışılan, Yeni Anayasa, Başkanlık Sistemi konularındaki düşüncelerini de katılımcılarla paylaştı. Özhaseki, bu konuda %50'yi geçemeyeceklerin Başkanlık Sistemine karşı olduklarını vurgulayarak şunları kaydetti
Önümüzdeki süreçte Yeni Anayasa meselesi var. Bu çok tartışıldı mecliste. Başkanlık süreci olarak bir iddiamız var ve 2023 hedefleri içinde bir takım söylemlerimiz var. Rabbim utandırmasın benim temennim, güçlü, istikrarlı bir hükümetin iş başında olması. Türkiye'nin kalkındığı büyüdüğü dönemler, tek başına iktidar olduğu dönemlerdir. Ne zaman ki koalisyonlar var, bu ülke geriye doğru gitmiştir. Demokrasi kültüründen çok kavga kültürüne daha yatkın olduğumuz için Türkiye'nin zayıfladığı, perişanladığı her dönemler koalisyon olan dönemlerdir. Bunu av gibi bekleyen adamlar da var. Biraz meşhur beyaz Türkler, onu seviyorlar, medya patronları bunları seviyorlar, yer altı dünyasının adamları bunları seviyor. O ortamlar gelsin diye de dört gözle bekliyorlar. Yurt dışı da bunu seviyor. Zayıf Hükümetler olduğu zaman oyuncak gibi oynuyorlar. Ama güçlü iktidarlar olduğu zaman onlara biraz diş geçiremiyorlar bunu da istemiyorlar.
Özhaseki, ülkemizdeki Başkanlık Sistemi tartışmalarını eleştirerek Başkanlık sistemi yerine, Recep Tayyip Erdoğan'ın başkan olup olmaması tartışılıyor. Oysa odaklanılması gereken konulara odaklanmak yerine Başkan olabilmek için halkın oyunun %50'sinden fazlasını alması gerektiğinden, bazı liderlerin bu oyu alamayacağı için başkanlık sistemini istemediklerini vurguladı; Özhaseki şöyle konuştu;Başkanlık Sisteminin Türkiye'ye getireceği ve götüreceği ile ilgili meseleler tartışılmıyor. Başkanlık Sistemi bizim Ülkemize uygun mu değil mi? Bize ne katar? Bu tartışılmıyor. Sadece Tayyip Bey Başkan olursa ne olur? Bu tartışılıyor ve herkes bunun üzerinde şekillendiriyor işi. Aslında Rahmetli Türkeş'in Başkanlık Sistemi ile ilgili konuşmalarını çıkardı arkadaşlar. Bizler de bu konuşmalarına şahit olduk bildiğimiz şeylerdi. Eski liderler de bunun olmasını isterlerdi. Birincisi bana göre, Tayyip Bey üzerinden tartışılması, ikincisi başkanı direk vatandaş seçiyor. %50'yi birazcık geçmeyen başkan olamıyor. Bazı partiler %50'yi geçmeyi hayal görüyorlar. Başkanlık Sisteminde bana göre istikrar var. 1- %50'yi geçen başa tek başına geliyor, sorumluluğu sadece millete karşı. 2- Bakanlarını dışarıdan atıyor, meclisten koparıyor, gensoru vermek olmayacak. Başkanın dışarıdan atayacağı bakanlar ile ülkeyi istikrarlı bir biçimde yönetecek. Ama bu da göz önünde bulundurulmadan başka türlü konulara doğru kayıyorlar. Başkanlık Sistemi çok iyi uygulanırsa Türkiye'nin çok faydasına olacağına inanıyorum. İstikrarlı bir ortam doğacağına inanıyorum. Bu ülkenin gelişme hızının daha artacağına inanıyorum. Hukuk adına işlenen cinayetlerin de önüne geçileceğine inanıyorum ben. Bazı arkadaşların oyları kimi %15 bantında, kimisi %25 bantında olduğu için kendilerini bir daha başkanlığı göremeyiz diye karşı çıktığını düşünüyorum benim şahsi kanaatim bu.
Özhaseki'nin konuşmasında başka önemli konu ise Enerji sektörü oldu. Mehmet Özhaseki, Nükleer Enerji'ye yatırım yapılmadığında, doğalgaza dolayısıyla, İran ve Rusya'ya bağımlı olacağımızın anlatını çizdi; Enerji'de bütün kaynaklarımız değerlendiriliyor. İlk defa Nükleer enerjiye geçiyoruz. Bu arkadaşlar bazen çevrecilik adına bir şeyler söylüyorlar ama geçenlerde Enerji Bakanlığı açıkladı; Eiffel Kulesi'nin üzerine bir pergel koyun, 50 km yarı çapında bir daire çizin, 17 tane nükleer enerji santrali var dediler. Nasıl oluyor da bizi mahvediyor, orayı mahvetmiyor, o kadar tarihi eserin ortasında. Biz petrol zengini değiliz, doğalgaz zengini değiliz, Cenab-ı Allah bize vermemiş. Peki enerjiyi nereden üreteceğiz? Türkiye'nin iki tane cari açığı var birisi enerji de, biri sosyal hizmetlerde. 60-70 milyar dolarlık bir açığımız var burada. Rüzgardan istifade edemezsek, sularımıza baraj yapamazsak, Nükleeri kuramazsak, doğalgaza mahkum oluruz. Boynumuzu İran'a bükeriz, Rusya'ya bükeriz. Onlar da canı sıkıldığı zaman vermezler, ondan sonra da perişan oluruz.