ANADOLU, İLAHİYAT FAKÜLTELERİ İLE BULUŞMALI

ANADOLU, İLAHİYAT FAKÜLTELERİ İLE BULUŞMALI

Eğitim 6.09.2013 11:07:09 0

Editör

admin

ANADOLU, İLAHİYAT FAKÜLTELERİ İLE BULUŞMALI
Haberi Sesli Oku

Öğretim Kurulu (YÖK) Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. İbrahim Hatipoğlu, entelektüel bir faaliyet olan ilahiyatçılığın aynı zamanda Anadolu’nun dini ve sosyal taleplerini karşılayan bir kurum olarak kendini yeniden bulmasını, kendini yeniden keşfetmesini istediklerini belirtti. Prof. Dr. Hatipoğlu, “Anadolu, ilahiyat fakülteleri ile buluşsun istiyoruz. İlahiyatçılık sınıfta ders anlatmak demek değildir. İlahiyatçılık üniversite odasına kapanmak demek değildir. Kürsüye çıkmaktır. Toplumla iç içe olmaktadır. Birikimini halka aktarmaktır. Halkla barışık bir şekilde halkı yönlendirmektir ve biz bu çerçevede ilahiyatçılığı daha çok toplumsal değerlerin topluma yaygınlaşmasına katkı veren insanların grubu olmasını talep ediyoruz. Bu konuda arkadaşlarımızın çok güzel gayretleri var. Biz bu gayretleri biraz daha artırabilir miyiz, kucaklaşmanın vasıtası olabilir miyiz. Toplumla entelektüel kesim üniversiteler arasında bir vasıta olabilir miyiz. Bunun çabası içerisindeyiz” dedi.
İlahiyat Fakültesi Bölge Dekanları toplantısına katılmak içen Erciyes Üniversitesi’ne gelen Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. İbrahim Hatipoğlu, Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur’u ziyaret etti.
Ziyarette yaptığı açıklamada YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hatipoğlu, Yükseköğretim Yürütme Kurulunda ilahiyat fakültelerinden sorumlu olarak yaptığı çalışmalar çerçevesinde tüm Türkiye’de İlahiyat Fakülteleri Dekanlarını dinlemeye çalıştığını ve bunun için ilahiyat fakültesi dekanlarının toplandığı ve sorunların istişare edilerek tartışıldığı, kanaatlerin ortaya çıktığı 5 bölgesel toplantı düzenlemeyi amaçladıklarını ve Erciyes Üniversitesi’ndeki bu toplantının ise 3. toplantı olduğunu kaydetti.
Prof. Dr. Hatipoğlu, “Bugün burada yapacağımız toplantı bu tür toplantılar serisinin 3. sü. Her dekanla ayrı ayrı toplanmak yerine bölgedeki dekanlarımızı topluyoruz. 40 civarında dekan ve hazırlık sınıfını yürütecek Arapça bölüm başkanlarını bugün burada topladık. Şu an yeni hazırlanmış olan ve 1 ay önce genel kuruldan çıkmış olan ilahiyat fakültelerin müfredat programı uygulamaları ile ilgili meseleleri yerinde incelemek ve ulaşılan çözümleri arkadaşlara doğrudan aktarmak ve hazırlık sınıfı uygulaması konusunda tecrübeleri aktarmak ve fikirlerini almak istiyoruz. İlk toplantıda yüzeysel olan meseleler 2. ve 3. toplantılarda biraz daha netleşmiş oluyor. 4. ve 5. toplantılarda netleşen görüşleri ilahiyat fakültesi çalışma grubuna arz edeceğiz. Bu toplantılar tamamen gündemli toplantılar. Biz arkadaşların algıların çok önemsiyoruz. Bu algıları yönetime katmak istiyoruz” dedi.
‘TOPLUMLA İÇ İÇE OLMALIYIZ”
YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hatipoğlu, İlahiyat Fakülteleri ile ilgili 15 Ağustos’ta hazırlanmış olan müfredat programı ve isim değişikliği ile alakalı birçok tartışmanın yaşandığına da dikkat çekti.
Prof. Dr. Hatipoğlu, “90’a yakın ilahiyat fakültesi var ve bu fakültelerin kanaatleri yüzde 100 birbirleri ile örtüşecek değil. Ama uzlaşıyoruz, tartışıyoruz. Birimiz bir dediğinden vazgeçiyor, diğeri de diğer dediğinden vaz geçiyor. Çünkü bir noktada hayat uzlaşma demek. Bu şekilde çalışmamızın temel nedeni hayatın her yönünde toplumsal kaynaşma, kucaklaşma, bir araya gelme, farklılıklara rağmen birbirimizi severek, birbirimize iffet ederek, varlığımız sürdürmek esasına dayalı. Yani, Anadolu, ilahiyat fakülteleri ile buluşsun istiyoruz. Entelektüel bir faaliyet olan ilahiyatçılığın artık aynı zamanda Anadolu’nun dini ve sosyal taleplerini karşılayan bir kurum olarak kendini yeniden bulmasını, yeniden keşfetmesini istiyoruz. Bu çerçevede ırklar birbirleri ile kaynaşıyor, düşünceler birbirleri ile kaynaşıyor. Farklılıklar birbirleri ile kaynaşıyor. Buna bizim de ilahiyatçı olarak katkı vermemiz lazım. İlahiyatçılık sınıfta ders anlatmak demek değildir. İlahiyatçılık üniversite odasına kapanmak demek değildir. Kürsüye çıkmaktır. Toplumla iç içe olmaktadır. Birikimini halka aktarmaktır. Halkla barışık bir şekilde halkı yönlendirmektir ve biz bu çerçevede ilahiyatçılığı daha çok toplumsal değerlerin topluma yaygınlaşmasına katkı veren insanların grubu olmasını talep ediyoruz. Bu konuda arkadaşlarımızın çok güzel gayretleri var. Biz bu gayretleri biraz daha artırabilir miyiz, kucaklaşmanın vasıtası olabilir miyiz. Toplumla entelektüel kesim üniversiteler arasında bir vasıta olabilir miyiz. Bunun çabası içerisindeyiz. Bu günlerde Suriye insanı için büyük sıkıntı söz konusu ama bizim ülkemiz onları içerisine alarak, misafir ederek, ağırlayarak, onların ihtiyaçlarını karşılamanın ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Irakta aynı sıkıntı yaşandı. Mısır da aynı sıkıntılar yaşandı. Bugün biz onlara da kucak açmak zorundayız. Üniversitelerimizde okuyan o ülkelerden kardeşlerimiz var. İlahiyat fakültelerinin bu sıkıntılı dönemde çok önemli fonksiyonlarını olabileceğini düşüyorum. Olup biten olaylara karşı duyarlı ve onların sorunlarına onlarla birlikte çözüm üreten bir fakülte, çözüm üreten bir fakülte, bu biçim için çok önemli. İlişkilerimizi sosyal ilişkilerle sınırlandırmamalıyız. Düşünceler arasında ilişkileri de saygıyla karşılamalı, insanların birbirleri ile anlaşabilmesi, barışık olması ve iyi iletişim kurması için çaba sarf etmeliyiz. O yüzden ilahiyat fakülteleri ile ilgili ilk defa bu kadar yaygın, bu kadar kapsamlı, bu kadar istişare ile yürütülen müfredat ile ilgili çalışmaların tam tersine yorumlanarak, YÖK’ün bir oturumda yaptığı çalışma gibi gösterilmesini anlamlı bulmuyorum. Doğru da bulmuyorum. Tarihinde ilk defa İlahiyat Fakültesi müfredatı bu kadar geniş çerçevede, bu kadar istişare, bu kadar ciddi çalışma ve bu kadar uzlaşma sonucu belirli bir noktaya getirilmiştir. Pürüzler olduysa da bu pürüzler yeniden değerlendirilir. Yapılan çalışmayı birbirinden kopuk, ne oldu bittiği belli olmayan, öğrenmeye gerek olmadan kulak doluluğu ile hazırlanmış bir program şeklinde eleştirilerek meselenin ele alınması son derece yanlış” dedi.
Son olarak Prof. Dr. Hatipoğlu, Erciyes Üniversitesi’ndeki toplantıda Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinden gelen ilahiyat fakültesi dekanları ile bu tür meseleleri görüşeceklerini, hazırlık sınıfları ile alakalı gelinen son noktayı konuşacaklarını ifade ederken, “Türkiye’de ilahiyat fakültelerinin fonksiyonu ve toplumun üzerinde rolü noktasında iyi bir geleceğimizi düşünüyoruz” şeklinde konuştu.