- Eski Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Başkanı Şükrü Karatepe, 28 Şubat soruşturmasına ilişkin, ''Çevik Bir'in ön planda olduğuna bakmayın, asıl adam Çetin Do
Kayseri
Büyükşehir Belediye Başkanı'yken 28 Şubat sürecinde hapse mahkum edilen
Karatepe, sivil toplum kuruluşları tarafından oluşturulan Kayseri Küçük Millet
Meclisi'nde, ''Türkiye Geçmişiyle Yüzleşebilecek mi-'' konulu konferans verdi. Karatepe, 1994 yılında göreve geldiğinde toplumun bütün kesimleriyle iyi
ilişkiler sürdürdüğünü belirterek, ''O dönem Kayseri Garnizonu'nda 5 general
görev yapıyordu. Bu generallere bağlı askerle aramız iyiydi. Ancak bir süre
sonra hükümet kurulunca ayakları çekilmeye başladı. Önceleri haftada bir
görüştüğümüz garnizon komutanıyla 10 veya 15 günde bir görüşmeye başladık.
Derken aralar açıldı ve sadece resmi toplantılarda zorunlu olarak bir araya
gelmeye başladık'' dedi. Karatepe, 28 Şubat'ta başlayacak süreci eylül-ekim aylarında öğrendiğini ifade
ederek, şöyle konuştu: ''Genelkurmay ile arası iyi olan arkadaşım Prof. Dr. İrfan Özdemir, Kayseri'ye
gelerek benimle konuşacağını söyledi. Beni ziyaretinde projeyi anlattı. 'Refah
Partisi'ni kapatacaklarını, Doğru Yol Partisi'ni böleceklerini, Mesut Yılmaz'ın
başbakan olmayı kabul ettiğini ve hükümeti yıkacaklarını' söyledi. Beni, Melih
Bey'i ve Tayyip Bey'i görevden alacaklarını da söyleyen arkadaşım, partiden
ayrılmamı tavsiye etti. Ben de 'şimdi ayrılsak olmaz' dedim. O da bana 'Artık
askerler zorluyor, Demirel işi organize ediyor, bu proje gerçekleşecek' dedi.
Bunlar da 28 Şubat'taki toplantıda ortaya çıktı.'' 28 Şubat darbesi için bahane üreten bir kesim olduğunu dile getiren Karatepe,
şunları söyledi: ''Bahanelerinden bazıları, hükümetin yanlış dış politika uygulamaları. D-8'ler
meselesi, Libya ziyareti, artan irtica mücadeleleri, siyasetçilerin konuşmaları
ve belediyelerin faaliyetleriydi. 28 Şubat'ta ticari alana müdahale ettiler.
Memurlar ve tüccarlarla ilgili işlem yaptılar. En fazla yargı kullanıldı.
Genelkurmay'ı yargıya davet edip onlara düzmece brifing verildi. Savcılar da
tutuklamalara başladı. Bu savcılardan biri halen Kayseri'de bulunan Arif Gül
isimli özel görevli savcıydı. Bu savcı bana 'ne konuşursan hakkında soruşturma
açacağım' dedi. Ne dediysem ertesi gün beni savcılığa çağırdı.''
-''Gazeteciler işin içinde yer aldı''-
Dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ile yaşadığı bir olayı da
aktaran Karatepe, Kayseri'ye geleceğini öğrenince kendisini karşılamak için
havaalanına gittiğini ancak Karadayı'nın, elini bile sıkmadığını söyledi. Karatepe, ''Şöyle bir baktı bana, tabii gerici bir belediye başkanı, Refah
Partisi'nden seçilmiş, imaj falan belli, şöyle aşağılar bir tavırla baktı,
'Paşam hoşgeldiniz' dedim. Bekledim, elini uzatmadı'' dedi. Karatepe, 28 Şubat'ın oluşmasında basının etkisi olduğunu öne süren Karatepe,
şunları kaydetti: ''Özellikle Doğan Grubu'ndan Ertuğrul Özkök, Fatih Çekirge, Uğur Dündar, Fatih
Altaylı, Ali Kırca, Oktay Ekşi gibi ünlü gazeteciler, bilfiil işin içinde yer
aldılar. Askerlerin yaptıkları işleri yönlendirdiler. Basından hariç bu darbeyi
Çevik Bir ve ekibinin yapması da mümkün değildi. Asker, yüksek yargı, büyük
sermaye ve büyük sermayenin emrindeki basın bu işin içindeydi. Çevik Bir'in ön
planda olduğuna bakmayın, asıl adam Çetin Doğan'dır. Organizatör ise dönemin
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'dir. Keşke olmasaydı darbe ama oldu. 15 yıl
sonra bu darbeyi yapanlar yargılanmak üzere adliyeye davet ediliyor.''