Zafer Barış - Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Kerem ile Aslı'nın yaşadığı mahalleyi yeniden düzenledi. Kayseri Mahallesi Projesi kapsamında düzenlenen mahallenin meydanına, aşkları dillere destan Aslı ile Kerem'in heykeli de dikilecek.
Kayseri Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Kemalettin Cengiz Tekinsoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Büyükşehir Belediyesi'nin öncelikli hedeflerinden birinin, Kayseri'nin köklü tarihini ve önemli mimari eserlerini gelecek nesillere taşıyabilmek olduğunu kaydetti.
Tekinsoy, bu amaçla Cumhuriyet Meydanı yakınında bulunan Gevher Nesibe Şifahanesi, Saat Kulesi, Kayseri Kalesi, Kapalı Çarşı, Camii Kebir, Hunat Camisi ve Hunat Hatun Külliyesi, Kayseri evleri, kümbet ile tarihi eserleri koruyup, yenilemeye yönelik Kültür Yolu Projesi'ni hazırlayarak uygulamaya koyduklarını, Tarihi Kayseri Mahallesi Projesi'nin de, bu çalışmanın bir parçası olduğunu bildirdi.
Günümüzde ''Tavukçu Mahallesi'' olarak bilinen 80 bin metrekarelik alanı kapsayan, Kayseri Sit Alanı'nda, korumaya ve yeniden canlandırmaya yönelik bir proje çalışması gerçekleştirildiğini belirtti.
Tekinsoy, sit alanındaki tarihi evlerin büyük bir kısmının, Erciyes Üniversitesi'ne ait olduğunu, bunların bazılarının Belediye tarafından kiralandığını ve bu evlerden 7 tanesinin restorasyonunu tamamladıklarını kaydetti.
Tekinsoy, tarihi eser niteliğindeki evlerin restorasyonuyla birlikte oluşturulacak Tarihi Kayseri Mahallesi'nin ortasındaki meydanda, Anadolu'nun çok önemli aşk hikayelerinden birisine konu olan Aslı ile Kerem'in heykelinin konulacağını bildirdi.
Aşkları efsane olan Aslı ile Kerem'in Kayseri'de yaşadıklarının pek bilinmediğini ifade eden Tekinsoy, şunları kaydetti:
''Aslı ile Kerem'in hikayesi dilden dile anlatılır, ama Aslı ile Kerem'in Kayseri'de yaşadıklarını çok insan bilmez. Hem bu bilginin herkesle paylaşılması hem de yaşadıkları yerde kalıcı bir eser olması amacıyla, Tarihi Kayseri Mahallesi Projesi'ni uyguladığımız ve bu iki aşığın yaşadığı mahalleye heykellerini koymayı planlıyoruz. Bunun için Büyükşehir Belediyesi tarafından, Aslı ile Kerem Heykeli Ulusal Güzel Sanat Eseri Yarışması düzenlendi.
Sanatçılar, tasarımlarını 29 Şubat 2012 gününe kadar Belediyemize teslim edecekler. Konusunda çok uzman 7 kişilik bir jüri oluşturuldu. Ayrıca danışman jüri üyelerimiz var. 3-4 Mart 2012 günlerinde jürimiz kararını verecek. Yarışmanın 87 bin 500 liralık toplam ödülü var. Birinci seçilen eserin sahibiyle belediyemiz anlaştığı takdirde, 200 bin liraya varan bir bedel ödenmek suretiyle, heykelin yapımı gerçekleşecek.''
-Aslı ile Kerem'in aşkı-
Anadolu'a yıllardır dilden dile dolaşan bu aşk hikayesi şöyle anlatılır:
İsfahan padişahı, mirasını bırakacak bir erkek evladı olmadığı için üzülüyormuş. Padişahın, hazinedarı olan bir keşiş varmış ve onun da çocuğu yokmuş.
Bir gün, yaşlı bir ermiş, padişah ile keşişin hanımlarına birer fidan verir ve çocuklarının olması için bu fidanları dikmelerini öğütler. Evlat hasretiyle yanan iki kadın, bu fidanları bahçelerine dikerler ve eğer birer kız ve erkek evlat sahibi olurlarsa, çocukları büyüdükleri zaman birbirleriyle evlendirmeye söz verirler. Fidanlar, tam meyve vereceği zaman, padişahın eşi yakışıklı bir erkek evlat, keşişin eşi de dünyalar güzeli bir kız dünyaya getirir. Padişah oğluna ''Ahmet Mirza'', keşiş ise kızına ''Kara Sultan'' adını koyar.
Her iki çocuk da büyürler, Ahmet Mirza çok yakışıklı ve mert bir delikanlı olur, Kara Sultan'ın güzelliği ise herkesi büyüler.
Günlerden bir gün, Ahmet Mirza, can yoldaşı Sofu ile gezerken, Kara Sultan'ı görür ve gönlüne aşk ateşi düşer. Ahmet Mirza, Kara Sultan'a, ''Bundan sonra ben seni Aslı, sen de beni Kerem diye çağır'' der. Böylece yüzyıllar boyu anlatılan aşkın adı da ''Aslı ile Kerem'' olarak konulmuş olur. Keşiş, kızını Müslüman olan Kerem'e vermek istemez ve ailesini de alarak İsfahan'ı terk eder. Kerem ise Aslı'sını bulmak için arkadaşı Sofu ile düşer yollara. Bu arayış, Kayseri'ye kadar sürer. Garipler Hanı'na yerleşen Kerem, sonunda ela gözlü, dudu dilli Aslı'sının oturduğu evi bulur. Aslı'nın annesinin dişçi olduğunu bilen Kerem, dişinin ağrıdığını bahane ederek, Aslı'nın evine girer. Güzel gözlü yarinin dizlerine başını koyan Kerem, bu saadet uğruna, ağzındaki 32 dişini çektirir.
Kayseri beyi, eski İsfahan komutanlarındandır ve Kerem'i görür görmez tanır. Kerem'in Aslı'ya olan sevdasını bilen Kayseri beyi, Aslı'nın babasını, ''Kerem ile Aslı'nın evlenmelerine izin vermezsen, ölümlerden ölüm beğen'' diye tehdit eder. Aslı'nın babası da evlenmelerine razı olur ama bir şart koşar, ''Tamam, evlensinler. Ama kızımın düğün elbisesini ben hazırlayacağım'' der.
Böylece Kerem ile Aslı'nın 40 gün 40 gece süren düğünleri yapılır. Düğün gecesi ise Kerem ile Aslı'yı bir sürpriz beklemektedir. Kerem, Aslı'nın elbisesindeki düğmeleri açmaya çalışır ama Kerem'in açtığı her düğme, keşişin sihiri ile tekrar iliklenmektedir. Sabah namazı vakti gelir ancak elbisenin düğmeleri bir türlü açılmamıştır. Kerem, bu güç durum karşısında derinden bir ''Ah'' çeker. Bu sırada ağzından çıkan ateş, Kerem'in bütün vücudunu sarar. Aslı ise ne yapacağını bilemez haldedir. Çıra gibi yanan Kerem'e su verdikçe, alevler daha da artar ve Kerem kül olur. Aslı da uzun saçlarını süpürge yaparak Kerem'in küllerini toplamaya çalışırken, saçları kıvılcımlardan ateş alır ve o da yanmaya başlar. Her iki aşık da sevda ateşinde yanıp yok olurlar.