KONAÇ İDAM CEZASI YENİDEN GÜNDEME GELMELİ
Geçtiğimiz günlerde Mersin'de hunharca katledilen 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın ölümüne yönelik tepkiler çığ gibi büyüyor. Bu tepkilere ilimizden de bir halka eklendi. Baro Başkanı Fevzi Konaç düzenlediği basın toplantısı ile yaşananlara tepki gösterirken göz yaşlarına hakim olamadı. Konaç Çocuğa cinsel istismarın zirve yaptığı dönemlerden geçiyoruz değerlendirmesinin ardından Tecavüz ve çocuğa istismar gibi belirli suçlarda tam ispat halinde İDAM mutlaka yeniden gündeme alınmalıdır ifadesini kullandı .
Kayseri Barosu hizmet binası içerinde basın toplantısı düzenleyen Baro Başkanı Fevzi Konaç, Mersin'de kaybolmasından birkaç gün sonra yakılmış vaziyette cesedine ulaşılan Özgecan Aslan'ın vahşice bir cinayete kurban gittiğini hatırlatarak Adını birçok kadın gibi ölümüyle öğrendiğimiz 20 yaşında, hayalleri ve umutlarının baharında gencecik bir kız kardeşimizi daha kurban verdik şeklide konuşurken göz yaşlarına hakim olmadı
Konaç sözlerinin devamında Tecavüz niyetiyle başlayan suç emeline ulaşamamanın öfkesi ile bıçaklama ve levyeyle vurarak öldürme ile bitmiyor. Ellerinin kesilmesi ve tanınmaması için benzin dökülerek yakılması, işiten bütün gönülleri yakıp kavururken, beraberinde bir öfkeyi de tüm yüreklere taşıdı sözleri ile yaşanan vahşet karşısında toplum olarak gösterdiğimiz reflekse dikkat çekti ..
Konaç Olaydan sonra yaşananlar ise; bir kez daha toplum olarak böyle bir acıda bile tek yürek olamamanın, tek ses verememenin üzüntüsünü yaşatmaktadır. Toplumun istikametinin ve kötü gidişinin endişe verici olduğu görülerek, bunun masaya yatırılıp çareler aranması yerine, bu olaydan hareketle insanların tahrik edilmesi, siyasi rant avcılığı yapılması, mezhep ve siyasi görüş linci için malzeme olarak kullanılması ne işe yarar? Acımızı daha mı azaltır? Anne babasının içinde ki yangına çare mi olur? Sözleri ile olaya farklı kesimlerin gösterdiği yaklaşımlara dikkat çekip şu tesbitlerde bulundu . Bu sorulara cevap ararken; hayata nereden, hangi pencereden bakarsak bakalım; ister dini, ister eşitlikçi, ister insan hakları, isterse kadın hakları...
unutulmaması gereken tek şey, önce insanca bakabilmeyi başarmamızın gerektiğidir. Töre cinayetlerinin engellenemediği, kadına şiddetin yok edilemediği, istismar unsuru olarak kadının kullanılmasının önüne geçilemediği sürece... korkarız ki yüreğimizi yakan bu manzaralar ne ilk ne de son olacak!!
Baro başkanı Fevzi Konaç Çocuğa cinsel istismarın zirve yaptığı dönemlerden geçiyoruz sözleri ile de toplum olarak cinsel dürtülerini kontrol edemez hale gelmenin acı faturalarını ödemekle karşı karşıya olduğumuzun altını çizip yaşananları şöyle özetledi . Bu acılar hergün bir başka ilde, başka hayatları soldururken ne yazık ki siyasetin prangalarına mahkum ve tehlikeyi göremez hale geldik.... Zihinlerimiz işgal altında... Başkanlık Sistemi olsun/olmasın, iktidar oy yüzdesini artırsın, vekil adaylarımız boy boy resim versin, muhalefet şeytan taşlarcasına tek odaklı hale gelsin, yolsuzluk vardı/yoktu, devlet içinde yapılanma vardı/yoktu tartışılsın, falan bakanın saatinin bedeli dudaklarımızı uçuklatsın, ihanet hikayeleri içinde toplum adeta cambaza bak denilerek uyuşturulsun... ne yazık ki geldiğimiz nokta budur...Ancak acı olan o ki; bu hengamede ahlaki olarak zemin milletin ayağının altından kaysın... farkına bile varılmasın... durum budur.!! Kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin sebep ve sonuçlarını yıllardır defalarca dile getirmemize rağmen, ülke olarak yol alamadığımızı 9'unda, 19'unda, 30'unda, 50'sinde, 80'inde her kadın cinayetinde üzülerek tekrar ve tekrar görüyoruz. Ülkemizde sadece 2014 yılında 257 defa kadınların nasıl öldürüldüklerini gördük. Aile içinde kadın ve erkeğe biçilmiş kalıplarla ve kadını birey olarak görmeyen anlayışla yetişen çocukların, yaşamı boyunca şiddet uygulamaya eğilimli oldukları, hatta bu şekilde yetişen kadınların dahi hemcinslerine sahip çıkmaktan çok, hemcinslerini suçladıkları gerçeğiyle de yüzleşiyoruz
Konaç sözlerinin sonunda bütün bu karmaşaya son vermek adına yapılması gerekenlere vurgu yaparken idamın yeniden gündeme getirilerek tartışılmasını önerdi Yasalardaki bir takım cezai müeyyidelerin artırılması yeterli olmamıştır.Kamu vicdanı bu tip suçlarda ispatın %100 kesin olduğu hallerde caydırıcı ve suç mağduru veya yakınını teskin edecek cezalar beklemektedir. Cezaevleri ıslah edici olmaktan uzak, bir kısım suçluyu profesyonel hale getirmektedir. Yasa uygulayıcılarının elini kolunu bağlayan mevzuatın değiştirilmesi şarttır.Bu tür olaylar tecavüzler gündeme gelir gelmez olayın oluş şekline, yaşanılan travmaya bakılmaksızın, önce mağdurun ne giydiği, gülüp gülmediği, yüksek sesle konuşup konuşmadığı, makyaj yapıp yapmadığı, geç saatte sokakta bulunup bulunmadığı, tanımadığı birine saat sorup sormadığı gibi garip yaklaşımlar olmaktadır.Yasa uygulayıcıların da maalesef bu tarz yanlış ve hatalı mitleri kullanarak cezalarda indirim yapmaları tecavüzcüleri cesaretlendirmektedir. Bu anlamda yaşanan her olay, toplumun huzur temeline dinamit konulmuşçasına tahrip gücüne sahiptir.Bundan dolayı daha önce çocuğa karşı tecavüz ve cinayet hallerinde altını çizerek istediğimiz gibi, belirli suçlarda tam ispatı halinde İDAM mutlaka yeniden gündeme alınmalıdır.