Hemen hemen herkes hayatının bir döneminde baş dönmesi şikayeti ile karşılaşır. Vertigo olarak da adlandırılan baş dönmesi çoğu zaman basit rahatsızlıkların belirtisidir. Ancak bazı durumlarda ciddi hastalıkların habercisi olduğunu belirten uzmanlar, önlem alınmadığı takdirde ileride ciddi sağlık problemlerine neden olabildiğine dikkat çekiyorlar. Bizde bir uzmanın kapısını çalıp konuyu detayları ile büyüteç altına aldık…
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak-Burun-Boğaz Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Külahlı, “‘Vertigo’ tıp dilinde baş dönmesinin karşılığıdır. ‘Baş dönmesi hastalığım var’ demek ne kadar yanlış ise ‘vertigo’ hastalığım var demekte o kadar yanlıştır. Bu bir şikayettir bir hastalık değildir. Baş dönmesi, hastaların kendilerin ya da etraflarındaki cisimlerin dönme hissine olmasıdır. Hissi bir duygudur. Bazı hastalar bunu çok iyi tarif eder bazıları ise başının döndüğünü kendilerinin boşlukta hissettiklerini söylerler” değerlendirmesinde bulundu…
Prof. Dr. İsmail Külahlı, “Baş dönmesini önleyen sistemler, iç kulak, göz, beyincik, yardımcı sistemler bir koordinasyon içinde çalışarak bizi dengeli kılıyor. Bunlardan biri bozulduğu zaman baş dönmesi hısını görebiliyoruz. Öncelikle bu sistemleri muayene etmek gerekiyor. Birinci sistem gözde bir problem olduğunda bulanık görme, çatal görme, görme keskinliğinin azalması gibi hastaları muayene ederiz. İkincisi beyin veya beyincikle ilgili bir sorun var ise özel testler yaparız. Örneğin; başparmaklarımızı uç uca getirme testi, elimizi açıp kapatma testi, parmağı burna değdirme testi gibi bunlara bakarak beyinde bir problem olup olmadığını ayırt edebiliriz. Üçüncü sistem ise yardımcı sistem dediğimiz denge sisteminden biri hastanın sigara alkol tüketmesi, uykusuz olması, ağır tansiyon şeker olması, stresli sıkıntılı olması baş dönme hissine yardımcı olur. Bir diğer dördüncü sistem ise, iç kulaktır. İç kulak intihabı, iç kulak sıvısının artmış olması, İç kulak sinirinin kanseri baş dönmesine neden olur” ifadesini kullandı.
Baş dönmesini hem muayene hem de görüntüleme yöntemiyle ayırt edilmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. İsmail Külahlı, “baş dönmesini uç gruba ayıracak olursak biri kulakla ilgili, ikincisi beyin ile ilgili üçüncü ise hastada aslında baş dönmesi yok ama bir baş dönmesi hissi var. Buna ‘dizist’ diyoruz. Depresyon, psikolojik ve stresli olanlarda olan bir durumdur. Bu baş dönmesiyle karıştırılmamasıdır. Eğer hasta yedi yirmi dört saat baş dönmesi var diyorsa bu psikolojik faktörlerle olan bir baş dönmesidir. Bir kişinin sürekli olarak baş dönmesinin görülmesi ilerici olmaması pek mümkün görülen bir olay değildir” diye konuştu.
Baş dönmesi, çok gurultulu hastayı çok rahatsız edici bir durum olduğunun altını kalın çizgilerle çizen Kulahlı, “Ama altta yatan sebepler her zaman öyle değildir. Bir den paniklememek gerekir. Sabah namaza katlığınızda veya tuvalete kalktığında başının döndüğünü birden yüzünün solduğunu gibi etkenlerden korkmamak gerekiyor. Sabit bir şekilde los ışıktan, televizyon gibi etkenlerden uzak durduğunda yavaş yavaş düzelebileceğini bilmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.