Kayseri gazeteciler cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya ve yönetim kurulu üyesi Mehmet Sena kösedağ’ın bayram gazetesi için sorularını cevaplandırdı. Yerel seçimler ve yeniden aday olup olmayacağıyla ilgili de önemli mesajlar veren Özhaseki, “AK Parti’nin şehirlere göndereceği isimler çok önemli. Bir başkan aynı zamanda şehrin sahibi gibidir. AK Parti’nin önümüzdeki süreçte hata yapma şansı yok. Çünkü AK Parti’nin kaderi Türkiye’nin kaderidir” diye konuştu.
Yerel seçimlerin öne alınması konusunda Başkan Özhaseki, “Seçimlerin Mart ayında yapılmasını bütün arkadaşlarım tenkit ediyorlardı. MHP’den CHP’den kimle konuştuysam herkes yerel seçimlerin mart ayında yapılmasının son derce sakıncalı ve yanlış olduğunu düşünüyordu. Partiler nasıl davranırlar bilemiyorum. Çünkü işin içine siyaset girecek. O zaman gerçekler veya doğrular bir kenara çekiliyor. Başka türlü şeyler oluyor. Ancak bütün bu siyasi hesap ve kaygıların dışında söylemek gerekirse yerel seçimlerin ya ilkbaharda ya da sonbaharda yapılması doğrudur. Kış şartlarında zaten şehirlerin gri tonu oluyor, kasvetli oluyor, kazalar, belalar oluyor. Muhsin Yazıcıoğlu’nda yaşadığımız gibi. Bu yüzden seçimlerin erkene alınması bana göre doğru bir karar” diye konuştu.
Hakkında çıkan süpekülasyonlar ve haberler ile ilgili olarak, Başkan Özhaseki, “Bir kere siyaset tarzı olarak bir şey beklemedim. Dostane bir hesap yapmadım. Allah rızası için yapıyorsanız bazı şeyleri, Cenab-ı Allah size kapıları açıyor. Sadece size verilen işi iyi yapmaya çalışıyorsunuz. İyi niyetlerde yaklaşırsanız size ummadığınız anda iltifatlar geliyor. Bundan birkaç zaman önce iftiralar silsilesine maruz kaldık. Çok komple bir olaydı. Şimdi yavaş yavaş ortaya çıkıyor. O dönemlerde cumhurbaşkanının kalkıp “ben hayatımda ilk defa kefil oluyorum” demesi benim için çok güzel bir olay. Yine başbakanımızın İstanbul’da milyonlarca insanın önünde mitingde adımdan bahsetmesi benim için çok büyük bir olay. Adımın önündeki sıfat beni iştahlandırmaz ya da gururlandırmaz. Bundan sonrasıyla ilgili de şimdiye kadar ben bir şey istemeye gelmedim. Bunu defalarca belirttim. 94 yılı öncesi, cumhurbaşkanının rahmetli babamın yanına gelip müsaade istediğini kendisi de her yerde söylüyor zaten. Çevremizdekilerle istişare ettik ve bu yola başladık. Sonrasındaki büyükşehir belediye başkanlığı adaylığım da aynı şekilde gelişti. Bugün herhangi bir takımda her hangi bir partide adım çıkmış çıkmamış önemli değil. Şuanda iyi yapmaya çalıştığım bir işim var. Gelecek yerel seçimlerde de uygun gösterdikleri yere bir gayretim olur. Bakarım bana uygun gelmiyorsa da kim ne derse desin yer almam” dedi.
Özhaseki şu şekilde konuştu:
“Ben gidersem elbette yerime birisi gelecektir ve o gelen kişi bu projelerin hiç birisine sırt dönemez. Bizim önceden başladığımız projelerin hiç birisi reddedilebilir projeler değil. Hiçbirisi anlık bir heves değil. Yarın hiç kimse raylı sistemin yeni hattından vazgeçiyorum diyemez. Hiç kimse Erciyes’teki bu büyük proje için masraf etmem diyemez. Diğer projelerimiz hep aynı şekilde. Gelen arkadaşta Kayseri’nin bir çocuğu olacaktır. Sahip çıkıp omuzlayacaktır. Tabi bunları bitirmeyi gönül arzu eder. Mutlu bir şekilde bitirip kurdelesini kesmek orda bulunmak beni mutlu eder. Fakat önümüzdeki günlerin ne getireceği o kadar belirsiz ki. 1 sene sonra yerel seçimler var, ondan 10 ay sonra cumhurbaşkanlığı seçimiz var. 2 sene sonrasında da genel seçimler var. Hatta cumhurbaşkanlığı seçimleriyle genel seçimlerin birleşme ihtimali de var. Başbakanımızın da açıkladığı üzere 3 kere üst üste aday olamama durumu var. Bu yüzden birçok arkadaşımız bu kadronun dışında kalabilir. Böyle bir ortamda Türkiye’de önümüzdeki 2-3 yıl taşlar yerinden oynayacak. Bunu başlık olarak alabilirsiniz ki ‘Bence ak partinin kaderi Türkiye’nin kaderidir’. Eğer AK Parti bu süreçte doğru işler yaparsa bu Türkiye’nin kaderini de etkiler, AK Parti’nin geleceğini de etkiler. Ama tam aksi bir durum olursa AK Parti’nin yerini dolduracak ne bir parti ne de bir koalisyon ne yazık ki gözükmüyor. Ülkemizdeki diğer partilerin hali zaten ortada. İktidara en yakın parti ana muhalefette bile birbirine zıt görüşlü, her gün kavga eden bir sürü insan var. Güneydoğu konusunda, Suriye konusunda ve daha birçok konuda ne dedikleri belli değil. Günübirlik bir takım demagojilerle günü idare ediyorlar. Bu partinin tek başına iktidara gelmesi felaket olur. Hatta her gün kavga ettiği diğer partiyle birleşip koalisyon oluşturması başlı başına bir felaket olur. Bu yüzden ak parti bu 2-3 yıl içerisinde doğru olanı yapmalıdır. Çünkü ak patinin kaderi Türkiye’nin kaderidir.
Kendi şahsi fikrim kesinlikle olmalıdır. Bu kadar emek vermiş, insanların yüzde 50’sinin teveccühünü almış, hele hele girdiği bütün seçimlerden başarıyla ayrılmış ir başbakan, Türkiye’nin kaderinde en önemli rolleri oynamış bir başbakanın kesinlikle cumhurbaşkanlığına adaylığını koyması ve ilk turda seçilmesi lazım.
Elbette birinci aşamada bu var. Ama cumhurbaşkanlığına gelmeden önce yerel seçimlerde AK Parti’nin en iyi adaylarını doğru şehirlere göndermesi lazım. Şehirlerin kaderlerinde başkanlar çok önemlidir. Kim ne derse desin o şehrin sahibi başkanıdır. Diğerleri atanmıştır, sürelidir. Süreleri bitince giderler. O zaman o şehirde kalacak, o şehirde yaşayacak adamın şehrine verecek çok şeyi vardır. Eğer o kişi lider ruhluysa, listesini iyi yaparsa o şehrin kaderini değiştirecek şeyler yapabilir. AK Parti’nin de bu seçimlerde böyle adamlarla şehirlerde seçimlere girmesi gerekir. Çünkü kalkınma ve siyaset bana göre yerelden başlar. 2.si ise sayın başbakanımızın artık cumhurbaşkanlığına aday olmasının zamanı geldi de geçiyor bence. Bu yüzden bence başbakanımızı seçimlerde ilk turda yüksek bir oyla cumhurbaşkanı seçtirmemiz lazım. 3.sü AK partinin başına gelecek olan lider önemli. Bir şehirdeki belediye başkanlığı önemli de başbakanlık önemli değil mi. Elbette ki çok önemli. İşte o zaman da orada AK Parti’nin yine hata yapmadan kendi liderini seçmesi önemli. Bu işi yapabilecek insanlar var. Artık binlerce insan siyaset yapıyor, hizmet yapıyor. Parti içerisinde konuşmalarımızda, büyükşehir belediye başkanlarıyla konuşmalarımızda genel başkanlık için sayın cumhurbaşkanımıza rica edilip ikna edilmesi ve başbakanlığa ve genel başkanlığa aday olması ve seçilmesi, onun liderliğinde Türkiye’nin önünün açılması sıcak bir konu gibi gözüküyor. Herkes sanki bu konuda ittifak etmiş gibi. Tabi zaman ne gösterir bilemeyiz. Ama benim şahsi kanaatim buna ihtiyaç var. Sayın cumhurbaşkanımızın da ben cumhurbaşkanlığı yaptım. Gelip genel başkanlık, başbakanlık yapamam gibi fikre sahip olması doğru olmaz. Bana da fikrimi sorarsa bunu yine böyle ifade ederim. Bence 2023 hedefinde en doğru olan budur. Sayın cumhurbaşkanımız yeni açılımlarla yeni kadrolarla başbakanlığa gelmelidir. Zaten sayın cumhurbaşkanımızın böyle bir vizyonu da var, bilgi birikimi de var. Ama cumhurbaşkanımız bunu kabul etmezse nasıl bir alternatif doğar bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Dediğim gibi bu benim kendi kanaatim. Kimseyi bağlamaz. Ben böyle düşünüyorum.”
Orjinal Habere Git