"Günümüzde çevremizi saran sağlıksız atıştırmalıklar, kızartma ve fast-food kültürü çocukları beslenme çantalarından ve evdeki sağlıklı yiyeceklerden uzaklaştırailmektedir..." diyerek söze başlayan Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Meltem Soylu, beslenme çantalarına gelmden öncelikle çocuklarımızın sıkı bir kahvaltının ardından okula gönderilmesi gerektiğine vurgu yaparak"Kahvaltı etmeden çocuklarınızı okula göndermeyin" tavsiyesinde bulunarak şunları kaydetti..“Çocukların kahvaltı yapmadan okula gider 12 saat süren bir açlık dönemi oluyor. Kahvaltı derken büyük öğünlerden bahsetmiyorum. Annelerimiz biraz erken kalkıp, ekmek arasına peynir, biraz domates, bir bardak süt veya taze sıkılmış meyve suyu veya yumurtadan oluşan bir öğünle çocuklarını okula göndermeleri yararlı olur. Çocukların okula aç gitmemeleri gerekiyor. Veya ayak üstü atıştırmalık bir iki lokma bir şey ya da ellerine verilen harçlıklarla kantinde kahvaltısını yapar diye . Bu konu da biraz özen gösterilmesi gerekiyor. Kahvaltının şöyle bir önemi var. Çocuklarımız iyi bir kahvaltı ederse okulda öğrendiklerini daha iyi hatırlıyorlar. Daha doğrusu öğrendiklerini unutmuyorlar. Dolayısıyla çocukların başarısında bu önemli bir yönde etkiliyor”
Kahvaltının öneminin ardından `Beslenme Çantası`nda olmasıgerkenler konusunda dadeğerlendirmede bulunan Soylu, öğretmen ve velilerin konuya son derece duyarlı olması gerektiğini vurgulayarak “Öncelikle beslenme çantasında genel olarak sınıftaki herkesin ulaşabileceği satın alabileceği besinlerin bulunmasında fayda var. Bu konuda bizlerin yaptığı iki önemli yanlış var. Özellikle öğretmenlerimizin beslenme çantası için hazırladıkları sınıf listelerinde bu yanlışı sıklıkla tekrar ediyorlar, hatta bu hatada ısrarlılar. Bu yanlışlardan biri ekmeğin üzerine sürülen çukulata ve bir diğeri de patates kızartması veya ekmeğin üstüne çikolata sürülüyor. Bunların gerçekten çocuğun büyümesine, gelişmesine bir katkısı yok. Biz istiyoruz çocuklarımızın yediği her besin onların büyümesine, gelişmesine, katkı sağlasın” ifadesini kullandı.
Soylu, sözlerinin sonunda beslenme çantalarında olması gereken besinleri de hatırlatarak şu şekilde sıraladı: “kahvaltıdan sonra beslenme çantalarında yumurta, peynir, evde hazırlanmış bir dilim börek, poğaça, bir bardak süt, mutlaka olmasa olmaz bir meyve veya meyve suyu, bu meyve suyunun da nektar olması veya %100 meyve suyu olmasını tercih ediyoruz. Öğretmenlerimizin bu konuda duyarlı davranması bizim için çok önemli. Tabi yine günlük sıvı ihtiyacını karşılamak için mutlaka bir küçük şişe suyun da beslenme çantasında yer alamsı gerekiyor. Bunun yanında ekonomik koşullar el verdiği sürece ve sınıfta herkesin alabilecek durumu varsa ceviz, fındık, fıstık, badem gibi kuruyemişlerde beslenme çantasında tercih edilen besinler arasında yer alabilir. Biz patates kızartmalarını önermiyoruz. Onun yerine çocuklarımıza onların sevebileceği tarzda örneğin fırında hazırlanmış patates veya patatesi kızartıyormuş gibi bir yemek kaşığını geçmeyecek bir şekilde yağla ve birazda baharatlandırarak fırına veririz. Bu durumda yine çocukların sevebileceği bir tat elde etmiş oluruz. Ama patates gibi sıvı yağı çok çeken vücutta bazı istemediğimiz moleküllerin oluşmasına neden olan kızartma işlemlerinden kaçınmış olabiliriz. Ekmek üzerine çikolata yerine de tahinle pekmez. Çok iyi bir öneridir. Tahinle pekmezi karıştırarak beslenme saatinin bir öğününü de yanına meyve ilave ederek bu şekilde hazırlayabiliriz. Biz tüm çocukların okulda başarılı olmasını öğrendiklerini çok çok hatırlatmasını istiyoruz. Beslenme de bunların olmasa olmazlarındandır. Ayrı eten annelerimiz her gün beslenme çantası temizlemesi gerekiyor”.