Anadolu’nun kurutulan göllerine dikkat çekmek için Burdur Gölü’nden bisikletleriyle yola çıkan Suyun İzinde Ekibi Sultan Sazlığı’na ulaştı.
Suyun İzinde ekibinden Orman Mühendisi Fatih Taşkıran, Ramsar Sözleşmesi ile korunan 13 alandan biri olan Sultan Sazlığı’nın, 301 kuş türü ve 423 bitki türüne ev sahipliği yaptığını söyledi. Taşkıran, “Tatlı ve tuzlu suyu bir arada bulunduran nadir ekosistemlerden biri olan Sultan Sazlığı, Avrupa ve Asya üzerinden Afrika’ya giden göçmen kuşların göç yollarının kesiştiği bölgede yer alıyor. Nesli tehlike altında olan türler için üreme, beslenme ve konaklama alanı olan Sultan Sazlığı’nda 1940 yılında tarım alanı açmak ve sıtma ile mücadele için drenaj kanalları açılarak başlatılan kurutma çalışmaları 1970’lere kadar devam etmiş. 1940’lı yıllardan beri alanda açılmış drenaj kanalları yer altı su seviyesinin düşmesine neden olmasına rağmen bu kanallar hala kapatılmadı. Sazlığı besleyen akarsular üzerine 1967 yılında Akköy, 1978 yılında da Kovalı ve Ağcaşar barajları kurularak bu önemli sulak kaderine terk edildi.” dedi.
Sulak alanların korunmasında yasal yaptırımlar olmasına rağmen yanlış uygulamaların bulunduğuna dikkat çeken Taşkıran, Zamantı Nehri’ndeki suyun büyük bölümünün Sultan Sazlığı’na getirilmesi bahanesiyle Develi Ovası’nda kullanılmasını eleştirdi. Taşkıran “Taşıma su ile değirmen dönmeyeceği gibi Seyhan havzasından su transfer edilmesi Çukurova’da bulunan ve Ramsar sözleşmesince korunan Yumurtalık Lagünleri ve Akyatan Gölü’nü de olumsuz etkileyecektir. Karar mercileri ‘sözde’ sulak alanları korumak için bütünleşik havza yaklaşımı yerine havzalar arası su transferi yaparak anadolu doğasında kalıcı tahribatlara neden olmaktan vazgeçmelidirler.” diye konuştu.