Kayseri Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Bilge Sarıtaş Ercan, çocuk cinayetleri ve istismarları olaylarıyla ilgili olarak "Önemli olan suç oluştan sonra yapacaklarımızı konuşmak değil, suçu önlemek için neler yapabileceğimiz konusunda fikir yürütmektir" dedi.
Kayseri Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Bilge Sarıtaş Ercan, son zamanlarda gündeme gelen çocuk tacizleri ve cinayetleriyle ilgili açıklama yaptı. Bilge Sarıtaş Ercan, "Son zamanlarda kaçırılan çocuk, taciz edilen ve katledilen çocuk vakaları ülkemizde ne yazık ki gündem konusu. Bu durum yıllardır tartışılan idam konusunu da gündeme getirmiştir. Öncelikle kendinden güçsüz olana, mukavemet edemeyecek olana, masum ve savunmasız olana karşı yapılan bu zulmün, bu vahşetin savunulabilir bir tarafının olmadığını düşünüyorum. İdam konusu halkı olduğu gibi, hukukçuları da ikiye bölmüş durumda. Bir grup, bu tür suçlarla birlikte terör ve vatana ihanet suçlarında idam cezasının getirilmesi gerektiğini savunurken, diğer grup bazı gerekçelerle idam cezasına karşı çıkmaktadır. İdam cezası hukukun temel prensipleri çerçevesinde, telafisinin olmaması, suçsuz insanların bu cezayı alması durumunda bunun geriye dönüşünün olmaması, suçluyu ıslah etmeye hizmet etmeyeceği ve siyasi saiklerle kullanılabileceği gibi sebeplerle sakıncalı görülmektedir. Bu görüşe bir hukukçu olarak katılıyorum. Görüşüme destek olarak da ülkemizde ve dünyada siyasi gerekçelerle ya da yeterli araştırma yapılmaksızın idam edilen insanları göstermek isterim. İdam, geri dönüşü olmayan bir suçtur. Sadece ABD´de 100´e yakın kişinin idam edildikten sonra ortaya çıkan delillerle masum oldukları anlaşılmış. Bu hatanın tazmini de mümkün değildir. Bu tür suçlar için müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet cezası uygulanmalıdır. Bu şekilde yapılacak bir hatanın en azından tazmin edilebilmesi mümkün olacaktır" dedi.
Taciz ve tecavüz zanlılarının büyük bir çoğunluğu çocukluk döneminde kendisi tacize ve tecavüze maruz bırakılmış insanlardan oluştuğuna vurgu yapan Avukat Ercan, "Devlet bir çocuğun defalarca istismara uğraması karşısında bu çocuğu koruyamıyorsa, çocuk, istismar edilerek büyüyor, potansiyel bir suçlu, bir sapkın olarak büyüyor ve yetişkin olduğunda aynı fiilleri bir başkasına uyguluyorsa, burada idam yerine çok daha başka şeyleri konuşmalıyız. Bu durumda idamı konuşmak kolaya kaçmak olacaktır. Zor ve asıl yapılması gereken şey, bu suçların işlenmeden önce önüne geçebilmek için çalışmak, buna ilişkin uzun soluklu politikalar geliştirmektir. Kısacası suç oluştuktan sonra yapacaklarımızı değil, suçu önlemek için neler yapabileceğimiz üzerine akıl yürütmeliyiz" şeklinde konuştu.