11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, görev süresinin bitimine 9 gün kala Çankaya Köşkü’nde son veda resepsiyonunu verdi.
Geniş katılımlı resepsiyonda medya mensupları ile sohbet edip sorularını cevaplayan Gül kamuoynun merak ettiği bir çok konuya açıklık getirdi. Gül görev süresinin bitimin ardından İstanbula yerleşeceğini açıklarken Erdoğan’ın ardından başbakan olacak ismi telaffuz ederek "Gördüğüm kadarıyla Davutoğlu görevi devralacak" ifadesini kullandı… Birikim ve tecrübesini kurucusu olduğu Ak Parti için kullanacağını da sözlerine ekleyen Gül sitemkar bir ifade ile “Bizim cenahtan bana saygısızlık edenler oldu” diye konuştu… Kayseri Gazeteciler Cemiyeti eski başkanı ve Kay-Grup Genel Yayın Yönetmeni Veli Altınakaya’nın da hazır bulunduğu resepsiyonda Gül`e eşi Hayrünnisa Gül de eşlik etti. Sohbetin ardından Gül çifti, basın mensupları ile anı fotoğrafı çektirdi……
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, görev süresinin bitimine 9 gün kala son veda resepsiyonunda konuklarını ağırladı.
Gül, Çankaya Köşkü`nde verdiği resepsiyonunun ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevapladı… Abdullah Gül günlerdir tartışılan Erdoğan`ın yerine kim geçecek sorusuna da açıklık getirdi. Konuşmasında Davutoğlu`nun yeni başbakan olacağını işaret edip, Ak Parti kongresinin cumhurbaşkanlığını devretmeden 1 gün önce yapılacağını anımsatarak, "Göründüğü kadarıyla görevi devralacak arkadaşımız Dışişleri Bakanı Ahmet bey, siyasete de devlet hayatına da kazandıran benim" diye konuştu…
Gül sözlerinin devamında , "Tecrübemi yine davama, kendi kurduğum partinin başarılı olması için şüphesiz desteklemeye, aktarmaya çalışacağım" diyerek Erdoğan`a mesaj gönderirken, görev süresinin ardından İstanbul`a yerleşeceğini belirterek "Ankara`da olmayı şimdilik düşünmüyorum. İstanbul`a yerleşeceğim. Cumhurbaşkanlığı yapmış bir kişi nasıl davranırsa, ben de bundan sonra muhakkak ki öyle davranacağım." İfadesini kullandı…
Gündemde çeşitli tartışmalar bulunduğunu dile getiren Gül, "Bir kişinin TBMM üyeliğinin düşüp düşmediğini karar vermek, tespit etmek Cumhurbaşkanlığı makamına ait değil. Geçmiş teamüller var. Bütün onlara da hep baktırdım. Bize yazılar yazılıyor, biz de, Cumhurbaşkanı da onun üzerine hareket ediyor. Fakat tartışmalar var, takip ediyorum. Bir kişinin milletvekilliğinin düşüp düşmediğini Cumhurbaşkanlığı makamı olarak biz tayin etmiyoruz. O bizde değil. Onun için bir kaosa, herhangi bir şeye fırsat verecek durumda değilim. Fakat daha önceki teamüllerde olduğu gibi süreçler işlerse, ben de o zaman üstüme düşeni yaparım" değerlendirmesinde bulundu…..
Gül "Başkanlık Sistemi"ne ilişkin soruya cevap verirken görüşlerinin kamuoyunca bilindiğinin altını çizerek, şöyle konuştu… "Bu konular ilk kez tartışılırken ben parlamenter sistemden yana olduğumu söylemiştim. Tabii ki, başkanlık sisteminin de demokratik sistem olduğunu, hiç kimse yadsıyamaz. Fakat başkanlık sistemi içerisinde gerçek anlamda denge ve check-balans var. Bunlar, kuvvetler ayrılığı kurulduğu takdirde, Amerika sistemi böyle bir sistem, Kongre ile yönetim arasında çok kesin ayrılıklar var, şüphesiz ki o da demokratik bir sistemdir. Dolayısıyla bunlar tercih sebebidir. Önemli olan sistemlerin kendi içindeki tutarlılığının korunması. Bu bir başkanlık sistemi ise de o sistemin kendi tutarlığını, dengelerini, kuvvetlerin ayrılığını muhafaza edecek şekilde olması, eğer bu parlamenter sistemse parlamenter sistemin içinde kuvvetlerin ayrılığını, dengeler olacak şekilde gerçekleşmesidir. Nihayette bunun hangisini tercih ederseniz, bu halkın, çoğunluğun tercihi ile olacak bir şeydir."
Gül, "(Siyaseti bırakmayı düşünüyorum) açıklamasının ardından neden fikrinin değiştiğinin sorulması üzerine, "Günlük siyasetin içinde şu anda olmadığımı, bir Cumhurbaşkanı olarak siyasi kimliğime dönmekle, bir partinin kurucusu, partinin kurucu felsefe, kurucu düşüncelerine kendi değerlerimizin daima partide güçlü olmasını konuşurum, tavsiye ederim, paylaşırım. Nihayette bunlar gayet açıkça söylediğim şeylerdir" yanıtını verdi.
Gül, cumhurbaşkanlığı adaylığı döneminde kırmızı siyah "Bu adamı Cumhurbaşkanı yapmayalım, yaparsak memleket mahvolur" manşetlerinin de atıldığını anımsatarak, "Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi ve Müzesini Kayseri`de oluşturuyoruz. Bütün Türkiye`nin siyasi tarihi, hem cumhurbaşkanlığı dönemi, gazete manşetlerine bakınca nelerin yaşandığını görüyoruz. Orada çok partiler de kurduruldu bize, başka şeyler de oldu ama bugün artık görevimiz bittiği için bunları konuşuyorum. Yoksa çok konuşmadım bunları, mümkün olduğu kadar. Başında biraz konuşur gibi olduğumda, hemen haklı olarak siyasi partiler `bir dakika` der. Cumhurbaşkanı sıfatıyla var değil, iki üç ay vardı o zaman da" ifadesini kullandı.
Gül, "Parti üyeliğinizi hemen gerçekleştirecek misiniz, yoksa donmuştu, yeniden canlanacak mı?" sorusuna ise şu cevabı verdi… "Şöyle söyleyeyim. Allah rahmet etsin, Ertuğrul Bey, Son Osmanlı şehzadelerinden. Vefat edeli iki-üç sene oldu. Ertuğrul Bey, çok uzun süre Amerika`da, Venezuela`da yaşıyordu. Ertuğrul Bey`in pasaportu yoktu. Ben Dışişleri Bakanı olduğumda New York`ta Ertuğrul Bey ile buluştuk bir otelde. Son Osmanlı silüetleri ile süslenmiş büyük bir oteldi. Bana arkadaşlar, Türk vatandaşlığına geçmediğini ve pasaportu olmadığını, hala seyahat belgesi ile dolaştığını söylediler. Kendisi ile neyse konuştuk, kahve içtik. `Bu nasıl olur, cihanşümul bir devletin kurucu ailesine mensupsunuz siz. Geçmişte yanlışlar olmuş olabilir ama ondan sebep neden pasaportunuzu almıyorsunuz?` dedim. Bana dedi ki, `Almak için müracaat etmek ve Türk olduğumu söylemek gerekiyor. Ben hepinizden daha çok Türküm` dedi. Sonra öğrendik ki kendisi müracaat etmeyi şey edemiyormuş. Sonra talimat verdim. Böyle bir formaliteden dolayı o kendisine şey edemiyor. `Ben daha çok Türküm` dedi. Ömür boyu seyahat belgesi ile vatandaşlıksız, Amerikan vatandaşlığı, Fransız vatandaşlığı, İngiliz vatandaşlığı, her şey teklif edilmiş. Hiçbirini almamış, `hayır` demiş. Seyahat belgesi ile dolaşıyordu. Sonradan talimat verdim, onun bilgilerini biz doldurduk. O şekilde tekrar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldu. Pasaportu da aldı ve geldi. Burada söylemek istediğim, formaliteler önemli değil, yani. Gidilir de, doldurulur da, edilir de. Ben nihayette ben partinin, bildiğiniz gibi kurucusuyum. Fikirlerini döşeyen, programını döşeyen, acil eylem planını yayınlayan, iktidarda, hep beraber Tayyip beyle ve diğer arkadaşlarla birlikte Türkiye`ye büyük hizmetler eden politik pozisyonlarımız oldu. Onun için işin bu yanına bakmak lazım."