Denge ve Denetleme Ağı, Cumhurbaşkanı ve Yürütme İlişkileri ve Denge Ve Denetleme Kayseri Çalıştayı 21 Sivil Toplum Kuruluşu temsilcisinin katılımı ile gerçekleştirildi.
Denge ve denetleme Ağı Koordinasyon Grubu adına konuşan Sevna Somuncuoğlu, "Denge ve denetleme sistemi yasama, yürütme ve yargının yetkilerini kullanırken, bir diğer organın daha güçlü olmasının önüne geçmek için birbirlerini dengelemesi ve denetlemesidir. İleri demokrasilerde bu sistem, sivil toplum ve medyanın bu üç erki denetlemesi ile daha da güçlenir" dedi.
Somuncuoğlu, "Ağustos ayında Cumhurbaşkanı`nın halk oyuyla seçilmesi ile birlikte, temsil gücü artmış bir Cumhurbaşkanı, bu Cumhurbaşkanı`nın tüm sistem içinde oynayacağı rol ve yürütme ile ilişkilerinin nasıl düzeleceğini seçimler öncesinde hararetle tartışılmakta. denge ve Denetleme Ağı olarak, kimin Cumhurbaşkanı seçileceğinden ziyade önümüzdeki dönemde devletin temel organları arasında ilişkilerin nasıl düzenleneceği ve tüm sisteme bütüncül bir bakış açısından yaklaşmak ve sivil alandan öneriler geliştirmek amacıyla bir çalışma başlattık. BU kapsamda Kayseri`de Cumhurbaşkanı yürütme ilişkileri ve denge ve denetleme, Diyarbakır`da yerel yönetimler ve denge ve denetleme, İzmir`de sivil toplum, medya denge ve denetleme, İstanbul`da yasama, yürütme, yargı ilişkileri denge ve denetlemeyi tartışacağımız çalıştaylar düzenliyoruz" ifadesinde bulunarak şu şekilde konuştu:
"Kayseri`nin önde gelen 21 sivil toplum örgüt temsilcisi ve kanaat önderi ile birlikte Cumhurbaşkanı yürütme ilişkileri ve denge denetlemeyi ele aldığımız çalıştay 25 Haziran`da düzenlendi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Doç. Dr. Kasım Karagöz ve Gazi Üniversitesi`nden doç. Dr. Bülent YLavuz`un yaptıkları sunumun ardından yapılan çalıştayın sonucunda aşağıdaki noktalar ortaya çıkıştır:
Cumhurbaşkanı`nın halk tarafından seçilmesi önemli bir kazanımdır, seçimlerin sonucu ne olursa olsun, halkın iradesi ve sağ duyusuna saygı gösterilmelidir.
Pasif, sembolik değil, aktif görev alacak bir Cumhurbaşkanı istenmektedir. Hükmeden değil, toplumu kapsayıcı olacak, yürütmenin tasarrufunda denge unsuru olacak, ülke genelinde çıkabilecek sorunları, çıkmazları duruşu ve girişimleri kendi inisiyatifi ile çözebilecek, iktidarla da muhalefetle de ilişki kurabilecek bir Cumhurbaşkanına gereksinim vardır.
Yeni seçilecek Cumhurbaşkanı`nın elbette bir siyasi kültürü, kimliği, inancı olacaktır, ancak seçilecek kişinin tarafsız davranması ve hukukun üstünlüğünü gözetmesi istenmektedir.
Var olan anayasa ile uygulama arasında fark ortaya çıkmıştır. Bunu aşmanın yolu yeni bir anayasadır. Siyasi Parti Kanunu ve seçim sistemini de değiştirmeli, yürütmeyi denetleme işlevini etkin yerine getirebilecek, millete hesap verilmesini sağlayacak bir sistemi tartışmalı ve bu tür yasal çerçeve oluşturmalıyız.
Denge ve denetleme açısından baktığımızda yetkileri olan bir Cumhurbaşkanı`nın kendisinin de denetlenmesi gereklidir. Bu tür bir denetleme sadece sandıkta hesap verme aşamasına indirgemeden iki seçim arasındaki dönemide kapsayacak şekilde kurgulanmalıdır.
Sivil toplumun güçlü olması, medya ile birlikte hareket ederek Cumhurbaşkanının tasarruflarını izlemesi bunları kamusal tartışmaya açması toplumu bilgilendirmesi önemli bir boşluğu dolduracaktır.
Denge ve denetleme ilkesi çoğulculuk insan haklarının korunması, azınlığın çoğunluğa karşı korunması ve eşitlik değerleri üzerine inşa edilir. Seçilecek olan Cumhurbaşkanı da bu değerleri benimsemeli, halka karşı hesap verme saorumluluğuna sahip olmalı ve tüm sistemde ortaya çıkabilecek sorunları tüm taraflara eşit durarak çözebilme gayreti içinde olmalıdır"