Tarih: 26.10.2018 17:51

EĞİTİM BİR SEN ŞUBE BAŞKANI KALKAN,

Facebook Twitter Linked-in

Milli Eğitim Bakanlığınca açıklanan 2023 Vizyonu´nu değerlendiren Eğitim Bir Sen 1 Nolu Şube Başkanı Aydın Kalkan sendika binasında gerçekleştirdiği basın açıklamasında "Eğitim 2023 için başlıklar tamam, boşluklar da tamamlanmalıdır" ifadesini kullandı?

Eğitim Bir Sen 1 Nolu Şube Başkanı Aydın Kalkan sendika binasında gerçekleştirdiği basın açıklamasında Milli Eğitim Bakanlığınca açıklanan 2023 Vizyonu´nu nu değerlendirdi? Şube başkanı Kalkan, Millî Eğitim Bakanlığı 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi´nin eğitim sistemimizde gerçekleştirilmesi düşünülen dönüşüm alanlarının tespiti ile bu dönüşümün kapsamını belirleyen ve buna dair bir yol haritası ortaya koyan,eğitim sisteminin günübirlik politika değişikliklerinden korunması, eğitimin aktörleri ve paydaşlarına bir gelecek vizyonu çizmesi, eğitim politikasının karar alma ve icra makamlarına politika ve program belirleme noktasında kılavuz olma imkânı sağlaması açısından önemli bir ihtiyacı karşılayan belge olarak önemli olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti?? Belgede, eğitimin iyileştirmeye açık alanlarına yönelik başlıklar yerinde ve doğru olarak tespit edilmiştir. Ancak bu başlıklara yönelik hedefler ve eylem adımları konusunda Bakanlığı ciddi ödev ve sorumluluklar beklemektedir. Kısacası başlıklar tamam, boşluklar da tamamlanmalıdır. 2018-2023 yılları arasını kapsayacak bir yol haritası olarak on temel alanda dönüşüm hedef ve eylemlerin tasarlandığı görülmektedir. Ekonomik beklentileri karşılayacak adımların ise hazırlık ve tasarım sürecinde mutlak surette göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Öngörülen dönüşümlerin, eğitim çalışanlarının mevcut özlük haklarına ve çalışma şartlarına muhtemel etkileri de göz önünde bulundurularak bu alanda oluşabilecek muhtemel olumsuzluklar giderilmelidir. İkili eğitimin sona erdirilmesi, okul gelişim modeli ekseninde okullara bütçe tahsisi, şartları elverişsiz olan okullara ilave kaynak tahsisi, öğrencilere öğle yemeği verilmesi, her bir okulda tasarım-beceri atölyesi kurulması gibi son derece yerinde yaklaşımlara ilişkin eylem adımlarının zamana yayılmış bir bütçeyle ilişkilendirilmesi, belgenin güvenirliğini daha da artıracaktır. Temel Politikamız´ başlığı altında ´Mizaç ve Yetenek Temelli Tanıma´ yaklaşımını, eğitim aktörlerinin kişisel gelişimini sağlaması ve bireyin yetenek ve yeterliklerine göre bireyde var olan potansiyeli açığa çıkaracak türden bireyselleşmiş bir eğitimin sunulması adına olumlu ve gerekli bir yaklaşım olarak görüyoruz. Öğretmenin, eğitim sisteminin ana aktörü olarak tanımlanması ve öğrenme süreçlerinde öğretmenin önemine yapılan vurgu, yerinde ve doğru bir yaklaşımdır. Öğretmenin önemine yapılan bu vurgu, öğretmenin eğitim sistemi içindeki konumu, sahip olacağı haklar, çalışma şartları, mesleki gelişim imkânları, mesleki özerkliği gibi alanlara da yansımalıdır. ´İçerik ve Uygulama´ başlığı altında, müfredatın öğrencilerin ilgi, yetenek ve mizaçları doğrultusunda esnek, modüler ve uygulamalı olarak iyileştirileceği hedefi, her bir öğrencinin ilgi, yetenek ve mizacını öne çıkaracak olması ve bu doğrultuda kendisine verilecek eğitimden mümkün olan en yüksek faydayı elde edebilmesi adına olumlu bir yaklaşımdır. Okullarda oluşturulması öngörülen ´Tasarım-Beceri Atölyeleri´, önemli bir değişim hamlesi olmak ve esasen özellikle öğrenme noktasında sürece katkı, öğrenen noktasında ise sürece aktif ve etkin katılım sağlayacak bir önerme olarak görünmektedir. Dönüşüm, eğitim çalışanlarının haklarında olumsuz sonuçlar doğurmamalıdır. ´İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi ve Yönetimi´ başlığı altında kariyer basamakları uygulamasının yeniden hayat bulmasını sağlayacak yatay ve dikey kariyer uzmanlık alanlarının yapılandırılacak olması, kariyer basamaklarına yönelik mesleki uzmanlık programlarının oluşturulacak olması, lisansüstü düzeyde mesleki gelişim programları tasarlanması, hizmet içi eğitim programlarının akredite sertifika programlarına dönüştürülecek olması, pedagojik formasyon yerine lisansüstü düzeyde öğretmenlik mesleği uzmanlık programı açılacak olması, sözleşmeli öğretmenlerin görev sürelerinin kısaltılacak olması, elverişsiz şartlarda görev yapan yönetici ve öğretmenler için teşvik mekanizması öngörülmesi, öğretmenlerin mesleki lisansüstü çalışmalarının destelenecek olması, öğretmenlik meslek kanunu çıkarılması, okul yöneticilerinin özlük haklarının iyileştirilmesi eylem adımları, Bakanlığın eğitim çalışanlarının değerini idrak ettiğini gösteren, yerinde ve olumlu gelişmelerdir"

Kalkan sözlerinin devamında ?Sözleşmeli Öğretmenlik´ süresinin kısaltılmasının olumlu olduğunu ancak sözleşmeliliğin kaldırılmasının nihai hedef olması gerektiğini vurgulayarak "Sözleşmeli öğretmenliğin zorunlu görev süresinin 4+2 yıldan 3+1 yıla indirilmesini, mağduriyet süresini kısaltması bakımından olumlu buluyoruz. Fakat bakanlığın sözleşmeli öğretmenlik konusunda nihai hedefi, görev süreleri değil, sözleşmeli öğretmenliğin sona erdirilerek kadrolu öğretmen istihdamı olmalıdır? dedi ve ekledi?? Ücretli öğretmenlikte asıl sorunun statü olduğu görülmelidir. ´Ücretli öğretmenlerin ücretleri iyileştirilecektir´ eylem adımı, bizatihi kendi içinde ücretli öğretmenlik uygulamasının sona erdirilmeyeceği/erdirilemeyeceği gibi bir ön kabulü içermektedir. Oysa ücretli öğretmenlik, öğretmen açığının somut bir tezahürüdür. Eğitim sisteminin hemen her alanına ilişkin köklü dönüşüm öngören bir vizyon belgesinin, öğretmen açığı sorununa kalıcı bir çözüm getirmeksizin ücretli öğretmenliğe bel bağlamasının izahı mümkün değildir. Mesleki gelişimin planlanması önemli ancak yönetici ve öğretmene ek yük getirmemelidir. Özlük ve mali hakların iyileştirilmesi hedefini takdir ediyor, somutlaştırılmasını bekliyoruz. Okul yöneticilerinin özlük ve mali haklarının iyileştirilmesinden, hangi maaş ve ücret unsurlarının, özlük hakları kapsamındaki hangi başlıkların etkileneceği belirtilmemiştir. Özlük ve mali hakların iyileştirilmesi kavramından ne kastedildiği, ne türden özlük haklarında ve hangi mali haklarda iyileştirme yapılacağı en azından örnekleme yöntemiyle eylem adımları arasında ifade edilmelidir. Kariyer ve liyakat sistemi kurulması talebimizin karşılık bulması yerinde bir adımdır. ´Eğitim Yönetiminde Liyakat ve Kariyer Sistemi´ başlıklı raporumuzda da dile getirdiğimiz gibi, nitelikli eğitim için yeterlilik düzeyi yüksek eğitim yöneticisi ihtiyacı gözetilerek, eğitim yöneticisi yetiştirme, görevlendirme, yer değiştirme ve görevden alma hususlarına ilişkin kapsamlı, kalıcı ve sürdürülebilir bir model oluşturulması artık bir zorunluluk hâline gelmiştir. Hak edenin görev almasını, hakkını verenin görevde kalmasını ve yeterliliğini kaybedenlerin görevine son verilmesini öngören bir modelin hayata geçirilmesi, eğitimin hem yönetimini hem de nitelik artırıcı etkisini kolaylaştıracaktır. Bu konuda gereken adımlar bir an evvel atılmalıdır.?




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —