Kayseri´de, öğretmen Ayşegül K. (28), bir boru fabrikasında çalışan 3 yıllık eşi Süleyman K. (29) tarafından dövülünce, burnu kırıldı. Ayşegül K., tedavisi yapıldıktan sonra, darp raporu verilerek taburcu edildi. Eşi Süleyman K. için evden uzaklaştırma kararı verildi. Ayşegül K., uzaklaştırma kararının yeterli olmadığını söyleyerek, "Daha önce de 3 kez beni dövdü. 3´ünde de birer ay uzaklaştırma kararı verildi. İlla beni öldürmesi mi gerekiyor?" diyerek eşinin tutuklanması gerektiğini savundu. Ayşegül K., boşanma davası açacağını da söyledi.
Olay, Kayseri´nin merkez Melikgazi ilçesi, İldem semtinde 3 Aralık´ta meydana geldi. Milli Eğitim Müdürlüğü´ne bağlı engelliler okulunda öğretmen, 2 yaşında kız çocuğu annesi Ayşegül K., iddiaya göre, tartıştığı eşi Süleyman K. tarafından dövülüp, burnu kırıldı. Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisine kaldırılan kadın, tedavi altına alındı. Süleyman K. ise jandarma tarafından gözaltına alındıktan sonra evden 1 hafta uzaklaştırma kararı verilerek, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
´DÖRDÜNCÜ KEZ DÖVDÜ´
Öğretmen Ayşegül K., hastaneden taburcu olduktan sonra DHA muhabirine konuştu. Ayşegül K., "Bir öğretmenin, hiçbir insanın hazmetmeyeceği şeyler bunlar. Bazı şeylerin anlatılması gerekiyor. Yoksa bu olaylar daha da çok artış gösteriyor. 3.5 yıl önce eşim Süleyman K. ile evlendim. Evliliğim sırasında gelinliğime kemer bağlanırken 50 liralık kapı tutma meselesinden dolayı ´İstemiyoruz kızı´ şeklinde tartışmayla olaylar başladı. Elimden hiçbir şey gelemezdi. Çünkü programlanmış bir şey, hayalleriniz, sevdiğiniz var. O şekilde baba evinden evden çıktım. Kimseyle muhattap olmadım. ´Stresten dolayıdır´ denildi ve ben sonrasında gelin gittim. Çok sıkıntılar çektim" dedi.
Yediği dayak sonrası kırılan burnunu gösteren ve konuyu gündeme taşımasından dolayı kimsenin kendisini yadırgamamasını isteyen Ayşegül K., şöyle devam etti:
"Herkes elini vicdanına koysun. Bu kadınlar televizyonlara neden çıkıyor. ´Kadın kadın olsa televizyona çıkmamalıdır´ gibi tabirler içlerinden geçirebilirler ama benim çektiğim son olay artık bardağı taşırdı. 4´üncü defa yüzüm tanınmaz hale geldi. Hiçbir kadının kabul edemeyeceği şekilde şiddete maruz kaldım. Her şeye sabrettim. Bir kız evladım var. Eşimi seviyordum onun için katlandım ama olmazsa, olmuyormuş. Bu açıklamayı yapmamın sebebi eşimin sürekli ´Ne yapacaksın? Beni öldüremezsin. Git nereye istersen şikayet et. Seni öldüreceğim. Seni mahvedeceğim´ demesinden dolayıdır."
Eşinin fizik öğretmeni olduğunu ancak, atanamadığı için organize sanayi bölgesindeki bir fabrikada çalıştığını belirten Ayşegül K, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eşim öğretmenlik mesleğini yapamıyor. O yüzden bir fabrikada işçi olarak çalışıyor. 24 Kasım Öğretmenler Günü´nde ´Eşim öğretmendir, kimseden ayrı kalmasın´ diye kendisine 500 liralık alışveriş yaptım. Ailesinin yanında mutlu olsun diye hediyesini verdim. Ardından akşam eve gittik. Ben de akşam o gün Öğretmenler Günü nedeniyle çektirdiğimiz fotoğrafları paylaştım. Eşim bana ´Bu erkekle bu kadının bu fotoğrafta ne iş var?´ diyerek tartışma başladı. O gün sustuk. 25 Kasım ise eşimin parası yoktu. ´Kredi kartını ver´ dedi. ´Vereyim ama fazla harcama yapma´ dedim araba almayı düşündüğümüz için harcamalarına dikkat etmesi gerektiğini söyledim. 4´üncü defa beni dövmesi ve kovmasına rağmen ´Yuvadır´ dedim. 4 kez darp raporu almış kadın olarak söylüyorum; Hiçkimse yuvasının yıkılmasını istemez. Ben bu yuvayı kurmak istedikçe hep yıkmak istediler."
Yetkililerden yardım isteyen Ayşegül öğretmen, eşinin şiddeti üzerine hiçbir şey yapılmadığını sadece ´uzaklaştırma kararı´ verildiğini, karara rağmen yine eve geldiğini anlatırken, "4 defa darp raporu aldın neden bırakmadın?´ diyebilirler. Bizde kolay kolay yuva yıkılmaz. Kız evladım babasız kalmasın dedim" ifadelerini kullandı.
Talihsiz kadın, 3 Aralık´ta Dünya Engelliler Günü nedeniyle bir şeyler alması gerektiğini, kızı ile birlikte hazırlandıklarını, WhatsApp grubuna yeğeni ile nişanlısının fotoğrafını koyduğum için eşinin "Başka erkeklerin benim namusumun telefonunda ne işi var?" dediğini arkasından şiddet uyguladığını kaydederek şöyle dedi:
"Bu sözlerinden sonrasını hatırlamıyorum. Evi kırıp, döktü. Sonra bana vurdu. O sırada her tarafımdan kan akıyordu. Burnum kırıldı. Hiçkimse ´Burnu kırıldı, vücudunda darbeler var´ demedi. Beni darp ettiği 3 olayda da 1´er ay uzaklaştırma kararı alındı. Eşimi hapse atmalarını istedim, ´İlla beni öldürmesi mi gerekiyor?´ dedim. Prosedürün böyle olduğunu söylediler. Daha fazla Ayşe, Fatmaların, kızımın canının yanmasını istemem. Ben, annemin ve bacılarımın canının yanmasını daha fazla istemiyorum. Gerekli ne varsa her yere başvuracağım. Anlattığım her şey delilli ve ispatlı. Ben yaşadım inşallah başka kimse yaşamaz" diye konuştu.
Ayşegül K., eşinden boşanmak için darp raporu ve daha önceki dayaklara ilişkin belgelerle aile mahkemesine başvurarak boşanma davası açacağını sözlerine ekledi.