Toplumumuzda burun şekliyle ilgili gözlenen yaygın şikâyetler Türkiye’de rinoplasti operasyonunu en sık gerçekleştirilen estetik operasyonlar arasında ilk sıraya koyuyor. Estetik kaygıların yanı sıra özellikle nefes almada yaşanan güçlüklerin de bu operasyonun tercih edilme sıklığını artırdığını belirten Acıbadem Kayseri Hastanesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Dr. Yalçın Yontar, operasyon sonrası başarı şansının büyük ölçüde hasta ve hekim arasındaki uyuma ve güvene bağlı olduğunu belirtiyor.
Aileden gelen kalıtsal özellikler ya da sonradan meydana gelen travmalar nedeniyle gözlenen burun şekil bozukluklarının düzeltilmesi amacıyla uygulanan her türlü cerrahi işlem rinoplasti başlığı altında toplanıyor. Uygulanacak olan operasyon ile kişinin özgüvenini artırmayı ve olumsuz beden algısını değiştirmeyi hedeflediklerini belirten Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Dr. Yalçın Yontar, rinoplastide burnun görünümünü estetik ölçülere ve yüzün diğer kısımlarına uyumlu hale getirdiklerini kaydediyor. Bunu yaparken burun fonksiyonlarına zarar vermemek ve hatta varsa solunum problemlerini de düzeltmek bu tür operasyonların bir diğer önemli getirisi olarak kabul ediliyor. Operasyonda burun orta bölmesindeki eğiklikler düzeltilirken bir yandan da konka adı verilen burun içi etlerde büyüme mevcut ise bu anatomik yapıların küçültülmesi işlemi de gerçekleştiriliyor. Böylelikle hastanın hem güzel görünümlü hem de fonksiyonel olarak iyi bir burna sahip olması hedefleniyor.
TOPLUMUMUZDA RİNOPLASTİYE TALEP OLDUKÇA YÜKSEK
Toplumumuzda yaygın olarak gözlenen burun sırtında kemer varlığı, burun ucu düşüklüğü, nefes alma problemleri gibi şikayetler rinoplasti operasyonunun sıklıkla tercih edilmesi sonucunu doğuruyor. Burun tabanı geniş olan ya da kemerli burun yapısı nedeniyle burun sırtı projeksiyonu yüksek olan bir hastada rinoplasti operasyonu sayesinde burun tabanı ve burun sırtı projeksiyonu ideal bir değere ve görünüme getirilebiliyor. Aynı şekilde burun ve alın arasındaki açıya ve burun ve dudak arasındaki açıya da rinoplasti operasyonu esnasında müdahale edilerek ideal değerler elde edilebiliyor. Peki nedir bu “ideal değerler”? Anatomik olarak burun ve alın arasındaki açının 115-130 arasındaki bir değerde, burun ve dudak arasındaki açının ise erkeklerde 90-95, kadınlarda ise 95-105 arasındaki bir değerde olması, burun tabanı genişliğinin ise her iki gözün iç kısımları arasında kalan mesafe kadar olması kabul görmektedir. Bu değerler dışında burnun diğer bölümleri ile ilgili de tanımlanmış birçok ideal ölçüm değeri söz konusudur. Rinoplasti operasyonu esnasındaki hedefimiz bu ideal değerleri elde etmektir.
OPERASYONDAN ÖNCE NELERE DİKKAT ETMELİ?
18 yaşını tamamlamış ve anestezi almaya engel teşkil edebilecek herhangi bir kronik hastalığı ya da ilaç kullanımı olmayan her hastada rinoplasti operasyonu uygulanabiliyor. Kronik ilaç kullanımı dışında değinilmesi gereken bir diğer konu da yaygın olarak kullanılan bitkisel kürler. Bazı bitkilerin kanama zamanı ve özellikle karaciğer fonksiyonları üzerinde olumsuz etkileri gözlenebiliyor. Eğer hasta bitkisel bir kür kullanıyorsa operasyon öncesinde hekimi bilgilendirmesi ve gerek duyulduğu takdirde kullanımını bırakması bekleniyor. Ayrıca hastanın sigara ya da alkol kullanımı söz konusu ise yara iyileşmesinin olumsuz etkilenmemesi adına operasyondan en az 2-3 hafta önce kullanımın bırakılması gerekiyor.
OPERASYON SONRASI NELERE DİKKAT ETMELİSİNİZ?
Her ne kadar rinoplasti operasyonu olmuş hastaların yaşam boyu önem göstermeleri gerekse de, özellikle operasyondan sonraki ilk 6 aylık süreçte burnun darbelerden korunması oldukça önemlidir. Özellikle dövüş sporları, basketbol, futbol gibi travma riskinin yüksek olduğu sporlardan kaçınılmalıdır.
İLK 3 AY GÖZLÜK KULLANIMINDAN KAÇINILMALIDIR.
BURUN İÇİ TEMİZLİĞİNE ÖZEN GÖSTERİLMELİDİR.
Artan burun derisi yağlanması ve buna bağlı olarak görülebilecek güneş lekelenmeleri nedeniyle özellikle operasyondan sonraki ilk 3 aylık dönemde güneş kremi kullanımı ihmal edilmemelidir.