Çeşitli nedenlerle kendi anne ve babasının yanında yaşamını sürdüremeyen ve devletin himayesine alınan çocukların en büyük özlemleri, anne ve baba şefkati ile bir sıcak yuva olarak ortaya çıkarken, onları sahiplenen, ‘Koruyucu Aile’ler, ‘
Sevgiye adanmış gönüllere en güzel örneklerden biri de Kayseri’de hayatlarını sürdüren Emine-Hulusi Taşdemir çifti. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü bünyesindeki Çocuk Yuvası’nı sık sık ziyaret eden ve bu ziyaretlerinin birisinde 2 yaşındaki Osman’la tanışan Emine-Hulusi Taşdemir çifti, yüzde 50 hem bedensel hem de zihinsel engelli Osman’ı ‘’Gönüllü Aile’’ olarak almaya, onun her türlü ihtiyacını karşılamaya karar verdiler. Daha sonra da Osman`ın `Koruyucu Ailesi``si oldular.
Emine hanım, Osman`ın şimdi okullar tatil olduğu için Nevşehir`deki kızının yanında olduğunu belirterek, ‘’Osman çok rahatsızdı yürüyemiyor ve konuşamıyordu, devamlı ağlıyordu. Bir hafta baktım günde üç, dört defa banyo yaptırıyordum sevebilmek için. Hemen çamaşırlarını çıkardım kapıya koydum komşulardan çamaşır alıp giydirdim. Osman’ı aldık, gün geçtikçe benimsedim, hiç veresim olmadı’’ diye konuştu.
Kendisinin tansiyon hastası olduğunu ve sürekli ilaç kullanması gerektiğini kaydeden Emine anne, ``Oğlum, ‘Anne kendine zarar vereceksin, iç hapını’ diyordu. Bense, oğlum benim hapa ihtiyacım yok ki, Osman benim her şeyime ilaç dedim. Güldüler bana iyi ki Osman’ı aldın dediler’’ ifadelerini kullandı.
Gün geçtikçe Osman’a bağlandığını ve kendisinin 4 tane öz evladı olmasına rağmen, Osman’ı onlardan ayırmadığını, bir de engelli olması nedeniyle üzerine daha çok titrediğini vurgulayan Emine Taşdemir, ‘’Osman artık kendi bebem. Hiç yuvadan almış gibi değilim. Başkaları, komşular ‘nasıl seviyorsun’ diyor. O benim ölene kadar canım, ciğerim. Osman’a ömrüm yetse de ömrümün sonuna kadar baksam diye düşünüyorum. Başka bir şey istemem. İstikbalini kurtarsa, okusa. Benim hep aklımdaki okuması, gelişmesi, yükselmesi. Ben başka bir şey demiyorum. Kendini kurtarması. Başka bir şey düşünemiyorum. Biz önündeyken kendini kurtarsın. İyilik düşünüyorum ben Osman’a şifa istiyorum`` diye konuştu.
Osman’ı kendi çocuklarından hiçbir zaman ayırt etmediğini ama ona karşı farklı bir duygu hissettiğini kaydeden Emine hanım, ``Osman daha sevgili, çünkü daha küçük. Kendi çocuklarım biraz cahilliğimize mi geldi ne. Onları bu kadar sevemedik, emek veremedik. Benim çocuklarımın isteği yeri geldi olmadı. Osman’ın her isteği oluyor. Gece de olsa bir şey istiyor babası gidip alıyor. O kadar şanslı bir çocuk. Osman’ı gerçekten benimsedik. Komşularımız, ‘niye bu kadar yüz verdiniz , şımarttınız’ diyorlar. Ne yapalım, çok seviyoruz, ondan sanırım. Osman’a ‘oğlum’ diyorum, başka ne diyeyim, oğlum çünkü. Elimizde büyüdü konuşmuyordu, yürümüyordu. Şimdi ise konuşuyor, yürüyor herkesi benimsedi’’ dedi.
Osman’ı 2 yaşındayken aldıklarını şimdi ise Osman’ın 13 yaşına geldiğini ancak çenesinde ve bacaklarında engeli bulunduğunu, zihinsel olarak da engelli olduğunu ifade eden Emine anne, ‘’Çenesi de düzeldi. Fakülte yürüyemez raporu vermişti, hala duruyor o rapor. Ancak Osman evin içinde yürüyor ama fazla uzağa gidemiyor. İnsan kendi bebesini bırakır mı Osman kendi bebem oldu. İnanın şu bacaklarından rahatsızlandı, ben tansiyon krizine girdim. Osman için ödenen bakım parasını da alıp bankaya koyuyoruz, onun için. Çocuklarıma hep söyledim, bana aniden bir şey olursa bu hesaptaki para Osman için, dedim’’ diye konuştu.
Osman’ı kendi evlatları gibi benimsediklerini ve onun için her şeyi yapmaya hazır olduklarını söyleyen Hulusi Taşdemir ise, ‘’Osman’ı aldım benim hayatımda çok şey değişti. İnanın Allah beni hiçbir zaman daraltmadı. Yemin ederim, yarın bir ödemem var mesela bir yerden para doğuyor, Allah beni hiç daraltmadı. Dört çocuğum var. Osman onlardan daha üstün. Neden derseniz küçük ve sevimli olduğu için’’ ifadelerini kullandı.
Osman’ın sağlığıyla da yakından ilgilendiklerini, bütün düzenlerini Osman’a göre şekillendirdiklerini belirten Hulusi Baba, şunları söyledi:
``Fakültede çok uğraştım, ameliyat ettirdim. Kemik tümörü var Osman’da, patolojiye gönderdik, çok şükür temiz çıktı. Osman çok da uzun yürüyemiyor. Osman’ın yüzde 50 zihinsel engeli de var. Şimdi Osman 4. Sınıfta. Maalesef istediğimiz gibi okuyamıyor. Bakarak yazıyor. Arkadaşlarım, ‘senin 4 tane çocuğun var, hepsi de süper maşallah, Osman neden böyle’ diyorlar. Ben de emekliyim, 50 yaşından sonra çocuk yaparsan böyle olur, diye cevap verip geçiştiriyoruz. Osman, ‘Beni çok seviyor musun baba’ diyor. Ben de ‘Çok seviyorum oğlum’ diyorum. ‘Ciddi misin baba’ diyor, ‘Ciddiyim oğlum’ diyorum. ‘O zaman beni öp’ diyor. Doktor tavsiyesi üzerine Osman’ı her sene denize götürüyoruz. Denizden çıkmıyor, birlikte yüzüyoruz.
Bizdeki Osman sevgisi bambaşka bir duygu, anlatmak değil yaşamak gerekir. Ben çocuklarıma da söyledim, benim malım 5’e bölünecek kendi çocuklarım bir de Osman. Osman’ın istikbalini düşünüyoruz.’’