: ‘Çocuklarım kimliklerini açıklamaktan kaçınır. Söylemezler. Hiç unutmuyorum, endüstri mühendisliğinde okurken staj yapıyorlar. Bisküvi dağıtan bir firmanın kamyonunda oğlum da dağıtım yapıyor. Radyoda ‘Abdullah Gül, şuradan geldi şuraya gitti’ diye haberleri dinliyorlar. Kamyon şoförü de, ‘Ben çok seviyorum Dışişleri Bakanımızı. Şöyle iyi adam böyle iyi adam’ diye anlatıyormuş. Bizimkisi de yanında olduğu halde hiçbir şey söylememiş. Abdullah Bey bunu öğrenince Oğlum utanıyor musun benden, ben mafya babası mıyım ki’ diye yarı sitemkar takıldı kendisine diyor Hayrünisa hanım yaşananları  anlatırken; sözlerinin devamında Büyük oğlu Ahmet Münir’in mütevazılığına  da değinen Hayrünnisa Gül, sözlerini şöyle sürdüryor;  ‘3 ay işe giremedi, iş aradı. Yani kendi emeğiyle bunu yapmak istedi. ‘Biz babamızın adıyla onun keyfini sürelim’ yok çocuklarda. Aksine endişe var, ‘Biz yanlış yaparız da babamız mahcup olur’ diye. O yüzden babalarının konumu çocuklar üstünde bir yük oluşturuyor. İmtiyaz değil’ .