Anadolu´daki tarım alanlarının büyük bölümünde buğday, arpa, çavdar gibi tahılları yetiştiren çiftçileri, arazilerini ekmek için tatlı bir telaş sardı.
Defalarca işleyerek hazırladıkları arazilerin, son günlerde yağan yağmurlarla nem kazanmasını fırsat bilen hububat çiftçisi tohumlarını toprakla buluşturmaya başladı.
Türkiye´nin önemli tahıl üretim merkezlerinden Kayseri´de de çiftçiler, geçen hafta etkili olan yağışlarla birlikte nemini alarak yumuşayan arazilerini ekmek için kolları sıvadı. Daha önceden ilaçlaması yapılan tohumları ve gübrelerini römorklara yükleyen çiftçiler, günün ilk ışıklarıyla arazinin yolunu tutuyor. Burada traktörün arkasına bağlanan mibzerler vasıtasıyla yüklenen tohum ve gübre, toprakla buluşturuluyor.
Kayseri Ziraat Odaları Koordinasyon Kurulu Başkanı Abdulkadir Güneş, yaptığı açıklamada, Kayseri´de tarım arazilerinin yüzde 70´inin kıraç olduğunu söyledi.
Kayseri´deki ekilebilir alanların sadece yüzde 30´unda sulu tarım yapabildiklerini anlatan Güneş, "Kayseri´de 3,5 milyon dönüm arazide arpa, buğday gibi hububat tarımı yapılıyor. Kıraç arazide üretim yapmak çok zordur. Yağmur yağmaz kuraklık olur, kar yağmaz ekinler ayaz keser. Çiftçilerimize Allah kolaylık versin ama şartlar ne olursa olsun insanlar köyünde, doğduğu yerde doymak için mücadele veriyor. Her şeye rağmen üretim yapmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
"ÖMRÜMÜZÜ TOPRAKTA GEÇİRİYORUZ"
Çiftçi Şeref Küçükşahin de çocukluğundan beri toprakla iç içe olduğunu belirterek her aşaması farklı emek gerektiren tarımın geçim kaynakları olduğunu aktardı. Atalarının da yıllardır çiftçilikle uğraştığını belirten Küçükşahin, "Anadolu´nun kurak topraklarında ekmek mücadelesi veriyoruz. Kıraç arazide çiftçilik yapmaya çalışıyoruz. Umudumuzu toprağa gömüyoruz ve bir yıl boyunca oradan gelecek ürünü bekliyoruz. Tohumları ekmeye başladık. Allah rızkımızı bol versin." ifadelerini kullandı.
Küçükşahin, arazilerini sulama imkanları olmadığı için ürün alma konusunda tamamen doğal koşullara bağlı olduklarını söyledi.
Çiftçinin toprağa aynı zamanda umudunu da ektiğini dile getiren Küçükşahin, şunları kaydetti:
"Burada doğduk, burada büyüdük. Biz hayatımızı, ömrümüzü toprakta geçiriyoruz. Çoluğumuzun çocuğumuzun rızkını topraktan kazanıyoruz. Topraktan aldığımız ürünle evlatlarımızı büyüttük. Çocuklarımızın düğününü topraktan kazandığımız parayla yaptık."