Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Uzmanı Dr. Durmuş Doğan, 14 Kasım´ın dünya Diyabet Günü olarak kabul edildiğini belirterek, "Toplumumuzda çocukluk çağı diyabetinin farkındalığının artması, diyabetli çocuklarımızın yaşantısında kuşkusuz önemli bir fayda sağlayacaktı" dedi.
Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Uzmanı Dr. Durmuş Doğan, "Diyabet, daha çok erişkinlerin hastalığı olarak biliniyor ancak küçük yaşlardan itibaren çocuklarda da görülür. Şeker hastalığı olarak bilinen diyabetin çocuklarda görülen şekline; Tip 1 diyabet denilir. Tip 1 diyabet kan şekerini düzenleyen insülin hormonunun kalıcı eksikliği sonucu oluşan ve kan şekeri (glukoz) yüksekliği ile seyreden bir hastalıktır. Kan şekeri yüksekliği çocuklarda hayati tehlike oluşturan diyabet komasına neden olur. Ayrıca uzun süreli şeker yüksekliği, göz, böbrek, kalp gibi birçok hayati organda ciddi hasarlar oluşturur. Ülkemizde yaklaşık 18000 tip 1 diyabetli çocuğumuz var ve her yıl 2500 çocuğumuz diyabet tanısı almaktadır" diye konuştu.
"Ne yazık ki son yıllarda, obezite ile ilişkili olan erişkin tip diyabeti (tip 2 diyabet) çocuklarda da görmekteyiz. Yanlış beslenmenin engellenememesi halinde çocuk yaşta tip 2 diyabet önemli bir halk sağlığı problemi olacaktır" açıklamasını yapan Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Uzmanı Dr. Durmuş Doğan, şu bilgileri verdi:
"Tip 1 diyabetin bulguları şöyledir: Çok su içme, çok idrara çıkma, ağız kuruluğu ve kilo kaybıdır. Bu şikayetleri olan çocukların sağlık kuruluşlarına getirilmesi gerekmektedir. Tip 1 diyabetin erken tanısı ve tedavisi hayati tehlike oluşturan diyabet komasının gelişimi engeller.
Tip 1 diyabetin tedavisi sadece insülindir. Bu tedavi hayat boyu sürer. İnsülin tedavisi, kanda şekerin belirli düzeylerde tutulmasını sağlar. Böylece kan şekeri yüksekliğine bağlı gelişebilecek komplikasyonlar önlenebilir. Günümüzde kullanılan gelişmiş insülin ve kan şekeri ölçüm yöntemleri biz hekimlere daha kaliteli hasta takibi, çocuklarımıza ise yaşıtları gibi normal bir yaşam olanağı sunmaktadır.
Tip 1 diyabetli çocuklar her türlü sportif ve sosyal faaliyette bulunabilmektedirler. Bu çocuklarımız yaşıtlarından farklı olarak günde 4 kez kan şekeri ölçmekte ve günde 4 kez insülin enjeksiyonu yapmaktadırlar.
Diyabet ilk defa Kapadokyalı hekim Aretaeus tarafından bu topraklarda tanımlanmıştır. Ne yazık ki diyabetin tedavisi 20.yüzyıla kadar bulunamamıştır. 1922 yılında Dr. Frederick Banting ve arkadaşlarınca insülin keşfedilmiş ve insanlara uygulanmaya başlanmıştır. Bu tarihten itibaren milyonlarca çocuk insülin sayesinde yeni bir hayata kavuşmuş ve sağlıklı yaşayabilmişlerdir. Bu nedenle insülin, insanlık tarihin en önemli buluşlarından biridir. Bir halk sağlığı sorunu haline gelen diyabete farkındalığı artırmak için Doktor Banting´in doğum günü olan 14 Kasım ?Dünya Diyabet Günü? olarak kabul edilmektedir.
Diyabet tanısı alan her çocuğun kendisi ve ebeveynlerinin tanı anında bu durumu kabul etmesi kolay olmamaktadır. Bu kabullenme sürecinin zorlu olduğu açıktır. Bu süreç başlangıçta diyabet ekibimizce desteklenmektedir. Halen diyabetli olduğunu arkadaşlarından ve çevresinden saklayan, insülin uygulamasını çekinerek ve kimsenin görmeyeceği yerde yapan çocuklarımız var. Toplumumuzda çocukluk çağı diyabetinin farkındalığının artması, diyabetli çocuklarımızın yaşantısında kuşkusuz önemli bir fayda sağlayacaktır.
Diyabetli çocuklar diğer çocuklardan farklı değillerdir. Hatta bu çocukluklarımız daha düzenli ve sağlıklı bir yaşam sürmelerinden dolayı daha iyi bir geleceğe sahip olabilirler.
Diyabetli hasta takibi bir ekip işidir. Bizde hastanemizde diyabet hemşiremiz Zeynep Çöl, diyetisyenlerimiz Meltem Kılıç, Sümeyye Keskin ve asistan doktor arkadaşlarımızla birlikte diyabetli çocuklarımızı takip etmekteyiz."