Kayseri Özel Avrupa Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Meltem Gündoğ, gece yatakta ürperme ve sıçrama gibi belirtilerle ortaya çıkan ve tıpta ‘huzursuz bacak sendromu’ diye adlandırılan hastalığın yaşam kalitesini düşürdüğünü
Huzursuz bacak sendromunu, istirahat halindeyken bacakta huzursuzluk şikayeti, yanma, ürperme ve ağrı duygusu ile birlikte hareket ettirme isteği olarak tanımlayan Gündoğ, söz konusu hastalığın hastalar tarafından çok tarif edilemediğini belitti.
Hastalığın hayati tehlikesi olmadığına, ancak bireylerin yaşam kalitesini düşüreceğine dikkat çeken Gündoğ, huzursuz bacak sendromunun her yaş ve cinsiyet grubunda görülebileceğini kaydetti.
Huzursuz bacak sendromunun nedeninin genetik ya da bir takım mineral ve vitamin eksikliklerinden kaynaklanabileceğini dile getiren Gündoğ, “Demir ve B12 eksikliğinde daha sık karşılaşılıyor. Bir takım hormonal bozuklarda da görülebilir. Tiroit hastalıklarında, böbrek yetmezliği gibi böbrek hastalıklarında karşılaşılabilir. İyi bir takip gerekir. Tespit edildikten sonra yapılan tedavinin ardından kaybolabiliyor fakat ağır vakalarda tamamen kaybolması biraz zordur. Hafif vakalarda ise günlük yaşam aktivitelerini düzelterek azaltabiliyoruz. Ağır vakalarda uyku bozukluğu daha üst düzeyde olur. Günlük aktiviteler olumsuz etkileniyor ve kişinin hayat kalitesi giderek düşüyor.” diye konuştu. Gündoğ, hastalığın oluşmasında stresin tek başına neden olmadığını, yalnızca bulguları artırabileceğini de vurguladı.
Gündoğ huzursuz bacak sendromu yaşayan bireylere şu önerilerde bulundu:
“Hastalara mutlaka sabah yürüyüşleri yapmalarını öneriyoruz. Akşamları ağır fiziksel aktivitelerden kaçınmalılar. Gece yatağa herhangi bir düşünceyle geçmelerini önermiyoruz. Yatmadan önce bir saat gevşeme egzersizleri yapmalarını, ılık bir duş alıp öyle yatmalarını öneriyoruz. Her gün aynı saatte uyanmalarını istiyoruz. Eğer yattıktan ilk 10-15 dakika uyku olmazsa hemen yatak odasını terk etmelerini, gevşeyici fiziksel aktivite yaptıktan sonra tekrar uykuyu denemelerini öneriyoruz. Yatak odası sessiz, loş ve uykuya hazır olmalı. Yatak odası başka bir amaçla kullanılmamalı, sadece uykuyu hatırlatmalı. Hastalarımız bunları yaparsa rahatlama sağlayacaklardır.”