Deprem uzmanı ve Jeoloji Mühendisleri Odası Kayseri İl Temsilcisi Bülent Üzeltürk, Ağustos 2013 yılından itibaren bir buçuk yılda Kayseri'de 50 adet deprem gerçekleştiğini, meydana gelen depremlerin yüzde 90'nını kimsenin hissetmediğini belirterek, Aslında deprem hayatımızın içerisinde biz depremle yaşıyoruz. Depremlerin birçoğunu hissetmiyoruz ancak 3 ve üzeri olanlarını hissediyoruz. Deprem olduğu zaman depremi hatırlıyoruz. Halbuki 1,5 yılda Kayseri' de toplam 50 depremi orantılarsak her 10 günde bir deprem olduğunu gözlemiş oluruz. O yüzden depreme hazırlıklı olmalıyız.ifadesini kullandı
Jeoloji Mühendisleri Odası Kayseri İl Temsilcisi Bülent Üzeltürk, 26 ve 28 Mart tarihlerinde Kocasinan İlçesi Saraycık mahallesi merkezli olarak en büyüğü 3.8 şiddetli olmak üzere gerçekleşen ve ilimiz sakinlerini endişeye sevk eden depremlerle ilgili olarak yaptığı değerlendirmede 26 Marttan itibaren 5 adet deprem daha oldu. Bunların 3 tanesi 3.8 e kadar çıkan hissedilebilecek derecededir. Diğerleri de 2.2 civarında kaldığı için hissetmedik. Kayseri'ye genel anlamda baktığımız da fay zonu' diye adlandırılan ve yeri hareket ettiren kırıklarımız var. Niğde tarafından gelen Ecemiş' fay hattı Kayseri Yeşilhisar ovasına girmeden dallara ayrılıyor. Bunun sebebi de Erciyes dağıdır. Erciyes Dağı yüzünden batı ve doğu ile Erciyes Dağını keserek geçen üç kola ayrılıyor. Bu faylar ise Kayseri' de deprem olmasına sebep oluyor. Bu fay hattı tekrar devam ederek Sivas ve Erzincan'a kadar uzanarak Kuzey Fay hattına bağlanıyor. Son depremimiz Erkilet Fay zonu' üzerinde Saraycık köyünde meydana geldi ifadelerini kullandı.
Ağustos 2013'ten itibaren bir buçuk yılda ilimizde 50 adet deprem yaşandığını hatırlatan Üzeltürk, yaşanan depremlerin yüzde 90'nını kimsenin hissetmediğini vurgulayarak, Aslında deprem hayatımızın içerisinde biz depremle yaşıyoruz. Depremlerin birçoğunu hissetmiyoruz ancak 3 ve üzeri olanlarını hissediyoruz. Deprem olduğu zaman depremi hatırlıyoruz. Halbuki 1,5 yılda Kayseri' de toplam 50 depremi orantılarsak her 10 günde bir deprem olduğunu gözlemiş oluruz. O yüzden depreme hazırlıklı olmalıyız. Deprem her zaman hayatımızın içerisindedir. Depremden kaçamayız görmemezlikten gelemeyiz. En doğrusu depremi hayatımızda olduğunu bilmek ve buna önlemlerle hayatımızı devam ettirmektir. Deprem insanları öldürmez. İnsanları öldüren yaptığımız binalar yol köprülerdir. Onun için bunları yaparken afetleri göz olun de bulundurarak yapmamız gerek değerlendirmesinde bulundu.
Üzeltürk sözlerinin devamında ilimizin faylarla sınırlanmış bir alanda olduğuna dikkati çekerek Faylarımız aktif diri faylar. Bir de buna daha doğumuzda Sarız fayı eklendi. Oda oldukça diri bir faydır. Bu fayların yıllık belli hareketi var. Ecemiş Fay hattı çok hızlı bir fay hattı değil ama hareket ediyor. Bu hareket Kayseri'nin batısı ve doğusundaki fay hatlarında bir enerji birikimine sebep oluyor. Bu enerji birikimi de en zayıf bulduğu yerden kırılabileceği en zayıf yerden kırılıyor. Bu kırılmalarda yakın zamanda yaşadığımız depremlere meydana getiriyor. Türkiye'de tüm fay hatlarının mekanizması aynıdır. Kayseri'nin tarihinde Develi-Yeşilhisar bölgesinde 1940 yılında 5,5 varan depremler oluştu. Yıkımlara ölümlere sebep olan depremlerimiz var. Depremin daha fazla hissetmemizin nedeni ise Kayseri'nin zemin yapısıdır diye konuştu.
Deprem uzmanı Üzeltürk sözlerinin sonunda vatandaşlara tavsiyelerde bulunarak,Riskli yapılardan vazgeçip kendimize daha güvenli binalar yapmalıyız. Vatandaşlarımız ev alırken özellikle binanın projesini zemin etütlerini iyi incelesin. Kamu kuruluşları denetliyor ama maalesef bu işin uzmanı olan jeoloji uzmanı yasa gereği yapı denetimde firmasında yer bulamadı. Bu mutlaka olmalı. Bina yaparken zeminle bağışık olması gerekir. Bina zemin ilişkisi ne kadar iyi olursa can ve mal kaybı o oranda az olur şeklinde tavsiyelerde bulundu