HAYVANLARIMLA İLGİLERİNKEN BİR TARAFTAN DA KİTAP OKURUM, TÜRK EDEBİYATI’NDAN OKUMADIĞIM KİTAP KALMADI, ŞİMDİLERDE RUS EDEBİYATINA MERAK SARDIM’
Kayseri’nin Yahyalı ilçesindeki yaylalarda koyun ve keçi yetiştiren "Kadın Çoban" Afife Küçükbenli, 10 yıl önce eşiyle birlikte 10 koyun ve 3 keçi aldıklarını, şimdi ise 250 koyun ve 125 keçileri olduğunu belirterek, "Ben ilkokul mezunuyum ama hayvanlarımla ilgilenirken bir taraftan da ne bulursam okuyorum. Türk edebiyatında okumadığım kitap kalmadı, şimdilerde Rus edebiyatına merak sardım" dedi.
Yahyalı’daki yaylada eşi Ahmet Küçükbenli (60) ile birlikte hayvanlarıyla ilgilenirken İHA muhabirinin sorularını cevaplayan Afife Küçükbenli, "Eşim askeriyeden emekli olduktan sonra ne yapacağımızı düşündük ve elimizdeki bin dolar sermaye ile 10 koyun, 3 de keçi aldık. 10 yıl önce başladığımız yayla hayatına halen devam ediyoruz. Şimdi 250 koyunumuz, 125 de keçimiz oldu" şeklinde konuştu.
Eşinin işi nedeniyle İsveç’te yurt dışı görevindeyken Sanem Vadisi’nde gördükleri Sanem keçilerini Yahyalı’ya getirmek istediklerini, ancak iklim şartlarının elverişli olmaması nedeniyle bunu gerçekleştiremediklerini kaydeden Afife Hanım, "Bölgemizde yaşayan koyunlar ve keçilerden aldık. Hayvanlarımızın hepsinin adı var. Hepsine ait arşiv tutuyoruz. Hangisi hangisinin çocuğu, doğum tarihleri, isimleriyle birlikte hepsi kayıt altında. Ayrıca geçirdikleri hastalıklar ve aşılarını da kayıt ediyoruz. Hepsinin notunu ben tutuyorum’’ diye konuştu.
Yahyalı`da çobanlık yapan Afife Hanım, kendisinin ilkokul mezunu olmasına rağmen, 3 çocuğunun da üniversitede okuduğunu belirterek, "Kızım eğitiminin bir kısmını İtalya’da aldı. Biz de zaman zaman İtalya’ya gidiyoruz. Orada tanıştığımız aileler var. Onlar da bizi yaylada ziyaret ettiler. Çadırımızda misafir oldular" dedi. Çok sevdikleri İtalyan aileden izin alarak, onların isimlerini de hayvanlarına verdiklerini kaydeden Afife Küçükbenli, şunları söyledi:
"Biz de o ailenin iznini alarak isimlerini koyunlarımıza verdik. Örneğin koçumuzun adı, o ailenin reisi Giovanni, evin kızı Rita’nın adını bir koyunumuza, oğullarının ismi Juseppe’yi de küçük koçumuza verdik. Evin annesi Marisita’nın adını da bir başka koyunumuza verdik."
"OKUMAYI VE ÖĞRENMEYİ ÇOK SEVİYORUM"
Araştırmayı ve öğrenmeyi çok sevdiğini ifade eden Küçükbenli, "Yayladaki komşularımıza burada zaman zaman konferans veriyorum. Bugüne kadar bilgi, edinmek için gittiğim yüzlerce konferansta öğrendiklerimi burada bayan arkadaşlarıma aktarıyorum" dedi.
Küçükbenli, Türk Edebiyatı üzerine hemen hemen okumadığı kitap kalmadığını da belirterek, "Yabancı klasiklerden de birçok kitap okudum. Şimdilerde Rus edebiyatına merak sardım. Dosteyevski’nin Suç ve Ceza’sını sipariş ettim. En kısa sürede onu da bitireceğim. Repertuvarımda yaklaşık 500 türkü var. Türküleri çok severim. Boş kaldığım zamanlarda makale yazıyorum. Hikayelerim var" dedi.
Evliliklerinin 30. yılını Venedik’te kutladıklarını ifade eden Kadın Çoban Afife Küçükbenli, "Evliliğimizin 30. yılını Venedik’te İtalyan arkadaşlarla kutlamıştık. 35’inci yıl dönümünü ise inşallah Paris’te kutlayacağız. Bu yılın Kasım ayında ise İsviçre’ye gitmeyi planlıyoruz" diye konuştu.
Küçükbenli, Türkiye’de Adana Karataş’tan Sinop`a kadar bütün kıyıyı gezdiklerini, Doğu`da ise Malatya’ya kadar gittiklerini söyleyerek, "Şimdi vaktim olsa Bursa`ya gideceğim. Bursa`nın peynirlerini merak ediyorum. Televizyonun başına geçerek saatler boyu diziler seyretmek benim için cazip gelmiyor. Kadınlarımız, sadece komşu ağırlamak, günlerden günlere gezmektense etraflarına baksınlar, yapacak o kadar iş var ki" ifadelerini kullandı.
Nerede konferans varsa, nerede bir panel varsa gitmeye çalıştığını vurgulayan Afife Küçükbenli, "Ben okuyamadım, annem engel oldu rahmetli. Ben ilkokul mezunuyum, içimde bir okuma açlığı vardı. O yüzden nerede panel var, konferans var, oralara gittim. Kimsenin eteği, bluzu beni ilgilendirmiyor. Gençlere tavsiyem, karamsar olmasınlar. Herkes, nasıl yapacağım diye şikayet ediyor. Ben bunlara çok kızıyorum. Yapılacak çok işler var. İnanın, genç olmak istiyorum ve mutluluğun böyle şeylerde var olduğuna inanıyorum. Hayalperest olmak yerine, herkesin ayağını sağlam yere basmasını isterim" dedi.