Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında, özellikle 1926 - 1934 yılları arasında gerçekleştirilen Atatürk Devrimlerinin; kadınların sosyal ve kültürel alanlarda, eğitimde, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında, toplumsal yaşamda ve siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olmasını amaçladığını dile getiren Kayseri Barosu Kadın Kolları Komisyonu Üyesi AV.Ümit Yüksel, 5 Aralık 1934 Türk Kadınının vatandaş konumuna geçişinin dönüm noktası olduğunu vurguladı.
77 yılda gelinen noktanın hiçte iç açıcı olmadığına işaret eden Yüksel, Türkiye’de seçmen nüfusunun yüzde 51.6’sını kadınların oluşturduğunu belirterek, seçmen oranına bakıldığında meclisteki kadın vekil oranının yalnızca yüzde 14’de kaldığını ifade ederek kadınların siyasette daha etkin yer alması gerektiğinin altını çizdi.
“KADINLARIMIZ, ATATÜRK DEVRİMLERİ İLE YÜCELDİ, HAK ETTİKLERİ YERE ULAŞTI”
CHP İl Başkanı Ayhan Gülsoy, Kadınların Seçme ve Seçilme hakkının 77. Yıldönümü nedeniyle basın açıklaması yaptı. Başkan Gülsoy, “Kurtuluş Savaşı’nda gösterdiği kahramanlıkları ile tarihe adını yazdıran kadınlarımız, Atatürk devrimleri ile hak ettiği yere ulaşmıştır.” Dedi
HABER GİRİŞİ
CHP İl Başkanı Ayhan Gülsoy yaptığı basın açıklamasın şu sözlere yer verdi. “Kurtuluş Savaşı’nda gösterdiği kahramanlıkları ile tarihe adını yazdıran kadınlarımız, Atatürk devrimleri ile hak ettiği yere ulaşmıştır. Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde bile kadınların seçme seçilme hakkı yokken; Türk Kadını, bu hakkı Atatürk sayesinde 5 Aralık 1934’te elde etmiştir. Fransa’nın 1945’te, İtalya’nın 1946’da, İsviçre’nin 1971’de tanıdığı en temek yurttaşlık hakkını; kadınlarımıza 77 yıl önce sağlamış bir ülkenin insanları olarak ne kadar övünsek azdır. Kadınlarımızın Cumhuriyet’le birlikte Atatürk devrim ve ilkelerinin sağladığı eşitliği ile; toplumun her katmanında, yaşamın her alanında onurla kendini göstermiş ve üstün başarılar kazanmıştır. Eğitimde, sağlıkta, hukukta, bankacılıkta; tarlada, fabrikada; kısaca her kesimde, her yerde elde ettikleri başarılı sonuçlar bunun en güzel kanıtıdır. Kadınlarımızı yalnızca üç çocuk doğuran bir anne olarak görmek isteyenler bilmelidirler ki, kadınlarımıza fırsat eşitliği sağlanırsa, onların erişemeyecekleri başarı yoktur. Toplumumuzun yarısını oluşturan kadınlarımızı ne kadar iyi yetiştirir, onlara ne kadar değer verirsek; çocuklarımızın, gençlerimizin geleceği de aydınlık olacak demektir.” Dedi