Her ne kadar genetik mirasımızı ve yaşımızı değiştiremesek de sigara, hipertansiyon, diyabet, fazla kilo ve kolesterol yüksekliği gibi diğer kardiyovasküler risk faktörlerini kontrol altına almak, hatta tamamen ortadan kaldırmak mümkün olabiliyor. Bunun en önemli yolunun sağlıklı beslenme ve hareketten geçtiğini söyleyen Acıbadem Kayseri Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ergün Seyfeli, kalp damar hastalıklarının önlenebilir ve ötelenebilir bir hastalık olduğuna dikkat çekiyor. Sadece sigaranın bırakılmasıyla bile ilk 1-2 yıl içinde kalp hastalıkları riskinin yüzde 50 düştüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Ergün Seyfeli, fazla kilonun verilmesiyle de yüzde 20´lik bir risk azalması yaşanacağını söylüyor.
Kalp ve damar hastalıkları geçmişte olduğu gibi günümüzde de hem dünyada, hem de ülkemizde en önemli ölüm nedenlerinin başında geliyor. İstatistiklere göre, dünyada yılda yaklaşık 18 milyon, ülkemizde ise 200-250 bin kişi kalp damar hastalıklarına bağlı nedenlerden dolayı hayatını kaybediyor. Kalp hastalığına davetiye çıkaran risklerin başında sigara, kolesterol yüksekliği, hipertansiyon, diyabet, genetik faktörler, şişmanlık, hareketsiz yaşam ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları geliyor. 10-16 Nisan Kalp Haftası kapsamında açıklamalarda bulunan Acıbadem Kayseri Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ergün Seyfeli, kalp hastalıklarının birçoğunun önlenebilir risk faktörlerine bağlı olmasının bir şans olarak değerlendirilip, önlem alınması gerektiğine dikkat çekiyor.
SİGARA, İÇENİ DE ÇEVRESİNİ DE ETKİLİYOR
Kalp sağlığının önlenebilir risk faktörleri açısından sigaranın ilk sırada geldiğini söyleyen Prof. Dr. Ergün Seyfeli, sadece dumana maruz kalmanın bile kalp ve diğer birçok organ hastalığı açısından risk oluşturduğuna dikkat çekiyor. Sigaranın içinde bulunan kimyasal maddelerin kalp damarlarına zarar vererek damar tıkanıklığına yol açtığını söyleyen Prof. Ergün, bu durumun kalp krizi ve inme riskini de artırdığına işaret ediyor.
HAREKET ETMİYORUZ!
Kalp sağlığı açısından en önemli korunma yöntemi sağlıklı beslenme ve hareketli yaşam olmasına karşın, Türkler olarak hareket etmeyi pek sevmiyoruz. Araştırmalar, ülkemizde, nüfusunun yüzde 70´inin hareketsiz bir yaşam tarzı olduğunu gösteriyor. Bu oranın Avrupa ülkelerine göre oldukça düşük kaldığına dikkat çeken Prof. Dr. Ergün Seyfeli, ?Aslında egzersiz için çok fazla zaman ayırmaya ihtiyacımız yok. Her gün en az 30-45 dakika tempolu egzersiz yapmak kalp sağlığını korumak için yeterli oluyor. Özellikle tempolu yürüyüşler, aerobik ve yüzme tercih edilebilecek egzersizler arasında yer alıyor.?
NE YEDİĞİMİZ, NE HASTASI OLACAĞIMIZI GÖSTERİYOR
Yediklerimizin ne hastası olabileceğimizin en önemli göstergesi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ergün Seyfeli, başta kalp ve kanser olmak üzere hastalıklardan korunmak adına doğru beslenme alışkanlıkları konusunda dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıralıyor: ?Beslenmenin dengeli ve düzenli olması önem taşıyor. Bunun için de öncelikle bedenimiz için hangi besinlerin gerekli olduğunun öğrenilmesi gerekiyor. Gıda çeşitliliğinin artırılmasının yanında mevsiminde yetişen doğal ürünler tüketilmeli. Sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek, katı yağlardan ve özellikle sakatat tarzı gıdalardan uzak durmak ve tuz alımını da kısıtlamak gerekiyor. Besin maddelerinde yağ, protein ve karbonhidrat dengesine dikkat ederek, günlük alınan enerjinin yüzde 10-15´inin yağlardan, yüzde 60-70´inin karbonhidratlardan oluşmasına özen gösterilmeli. Ayrıca, yemek öğünlerini atlamamak, akşam yemeklerinin daha hafif ve sindirimi kolay olan gıdaları tercih etmek doğru beslenme önerileri arasında yer alıyor. Son olarak da sofradan doymadan kalkmayı öğrenmemiz gerekiyor.?
KUTU
SESSİZ KALP KRİZLERİNİN NEDENLERİN BİRİ, DİYABET
Hastaların yaklaşık yüzde 80´inde sigara, hipertansiyon ve kolesterol yüksekliğinin bir arada bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Ergün Seyfeli, risk faktörlerinin artmasıyla birlikte kalp hastalıklarına yakalanma oranının da yükseldiğini anlatıyor. Tek başına diyabet varlığının bile sessiz kalp krizlerinin önemli nedenlerinden biri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ergün Seyfeli, ?Bu hastalar diyabeti olmayan birine göre kalp krizi açısından 2-4 kat daha fazla risk altındadır. Ve maalesef diyabet hastalarının da ölüm nedenlerinin yüzde 60-70´i kalp damar hastalığına bağlı yaşanıyor? diye konuşuyor.