BAŞKAN AKAY : ?GELİŞİP BÜYÜMEK İÇİN ÜRETİM YAPMAK ZORUNDAYIZ?
Sevgili Okurlarım ?Hafta´nın Röportajı´nda ilimizin renkli simalarını sizlerle buluşturup, kafanızdaki soru işaretlerini kaldırma anlamında gayret göstermeye devam ediyoruz? Bu hafta da yine ilginizi çekip keyifle okuyacağınız bir ismi sayfamıza konuk ettik. Bu haftaki konuğumuz Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Başkanı Sayın Hüseyin Akay. Sayın Akay ile ham ?Şeker Sektörü´nü, hem de Kayseri Şeker´in faaliyetlerini büyüteç altına aldık. Pek tabi ülkemizin ekonomik durumuna ve 2019 yılından beklentilere de kayıtsız kalmadı?
Ceyhun Üsten: Başkanım, Allah hayırlı etsin, utandırmasın, çiftçilerimize hayırlı uğurlu olsun. Çiftçinin kampanya dönemi sona erdi, alımları yaptınız. Rekolte nasıl, beklenen oranda mı? Çiftçi, emeğinin karşılığını bulacak mı bu kampanya döneminde, nasıl değerlendirirsiniz?
ÜRETİM YAPMAK KOLAY BİR İŞ DEĞİL?
Hüseyin Akay: Çiftçilik, zor iş, kolay bir iş değil. Bütün teknolojik gelişmelere rağmen, ne kadar gelişirse gelişsin zor iş. Alın terini dökmek gerekiyor, el emeği vermek gerekiyor, çok gayret göstermek gerekiyor, ihtimam gerekiyor. Üretim yapmak kolay bir iş değil, üretim herkesin başaracağı bir iş de değil. Üretimi başarabilmek için önce üretici anlayışında olmak lazım, üretici olabilmek lazım, üretici kültüründe olmak lazım, üretici bilgisi olmak lazım. Bunların hepsi bir arada olmadan üretici olmak da mümkün değil. Onun için üretimi yapan insanların bilgisini tecrübesine görgüsüne mutlaka değer vermek gerekiyor. Çiftçinin işi zor olmak ile birlikte, geçimini sağlamak için bu işi yapıyor. Ne kadar zor olursa olsun sonuçta o zorluğa, bu sıkıntıya katlanıyor ve geçimini sağlıyor. Ailesinin yaşamını devam ettirebilmesi için, çocuğunun geleceğini hazırlayabilmesi için bu işi yapmak mecburiyetinde. Bu işi yaparken mümkün olduğu kadar teknolojik gelişmeleri biz, çiftçimize haberdar ediyoruz. Onların işlerinde uygulayıp işlerini kolaylaştırıyoruz. Kolaylaştırmanın yanında onların gelirini attırmak lazım. Artırmanın yolu da fiyattan geçiyor, maliyetlerinin düşürülmesinden geçiyor, verimliliğinin artırılmasından geçiyor. Bütün bunların hepsinin dikkate alınarak değerlendirilmesi lazım. Biz Kayseri Şeker Fabrikası olarak, Kayseri Pancar Kooperatifi olarak bunlar bizim ortaklarımız, yani sözleşmeli çiftçi olmakta birlikte ortaklarımız. Biz, ortaklarımızla ortak bir iş yapıyoruz, onlar ile dayanışma içerisinde, birlik bütün içerisinde ortak bir iş yapıyoruz ve işte bunları da söylediğimiz hususlarda gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Çiftçi hak ettiğini kazanırsa, çiftçi açısından bir sorun yok. Çiftçimiz, devletine milletine ülkesine bağlı insanlar, her şekilde bağlı insanlar. Hangi inançtan, hangi siyasi görüşten olursa olsun fark etmez. Çiftçi, milleti top-yekün, çiftçi kitlesi kesinlikle ülkesine, devletine, milletine bağlı insanlar ve bunu her bir şekilde ortaya koymuş insanlar. Fedakarca üretim yapmaların yanında, askerlik yapmalarından tutun da her türlü üzerine düşen görevi hakkı ile yerine getiren insanlar. İşte bu insanların bunların karşılığında, bu kadar emeğin, gayretin, çabanın karşılığında bekledikleri yegane şey, hak ettiklerini, hak ettiği şekilde elde etmek. Biz de elimizden geldiği kadar buna gayret gösteriyoruz. Yani hem onların gelirini artırmaya çalışıyoruz ve köyde yaşamalarını ve biraz daha konforlu olmalarını istiyoruz. Bugünün seviyesinde, bugünün hayat standartlarında elimizden geldiği kadar insanca yaşayabilecekleri bir standart sunmaya çalışıyoruz. Bunu, tabi biz onların gelirlerini artırarak, onlara gelir sağlayarak bunu yapabiliriz. Biz de Kayseri Şeker olarak, Türkiye´de bunu en iyi yapan bir kuruluş olduğumuz iddiasındayız. Bunu yıllardır bu şekilde gerçekleştiriyoruz ve gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Kampanya döneminde bu sene beklentilerimiz, işletme bazında verimli çalışmalar ortaya konuldu, işletmede oldukça olumlu sonuçlar elde edildi. Zirai yönüyle, tarımsal yönüyle değerlendirecek olursak, bazı bölgelerimizde su sorunları yaşanmaya başlandı. Bazı hastalıklar ortaya çıktı. Bunlardan kaynaklanan birtakım veri kayıpları söz konusu, çiftçimizin beklediği sonucu alamaması gibi sorunlar söz konusu. Bunlarla ilgili çalışmalarımızı biz ortaya koyacağız, tedbirlerimizi almaya çalışacağız, çiftçilerimizi bu manada uyaracağız, onlarla istişareler edeceğiz. Tarım işi, çeşitli yönleriyle dikkate alınması gereken bir iş. Şeker pancarının hem verimini etkiliyor hem içindeki şeker oranını etkiliyor hem de kalitesini etkiliyor, her şeyi etkiliyor. Bu, sadece çiftçinin gelirini de etkilemiyor, işletmedeki ürettiğiniz şekeri bile etkiliyor. İşte biz, tüm bunları, sorunları çiftçilerimizle istişare ediyoruz, çözümler üretmeye çalışıyoruz. Kampanya sonuna geldik, 21 Aralık Kayseri Şeker Fabrikası kampanyasının son günüydü. Boğazlıyan bitmişti, Turhal Fabrikası da cumartesi günü bitirdi. Allah, bereketli eylesin, emeklerini zayi etmesin. Zor şartlarda bu üretimi gerçekleştirdiler.
Ceyhun Üsten: Kayseri Şeker Fabrikası ve Boğazlıyan Fabrikası´nda sistem oturmuştu zaten, 2018 yılının ikinci yarısında Turhal´a ağırlık verildi gibi, çok sık gidip geldiniz, buradaki birçok ehil personel oraya gitti, destek oldu. Turhal´da işler nasıl gidiyor? Turhal Fabrikası ile ilgili neler söylersiniz?
TURHAL´DA İŞLER RAYINA OTURDU?
Hüseyin Akay: Kayseri ve Boğazlıyan´da sistem oturdu. Bunun için çok gayret gösterildi. Turhal´da da gerçekten özel gayret göstererek çalışmalarımızı sürdürdük. Bu işler, bir saniyelik boşluğu kaldırmıyor. Mutlaka her an dikkat, her an üzerinde durmayı gerektiriyor, ancak sistem bu şekilde sağlıklı bir şekilde çalışıyor. Şeker fabrikaların çalışma sistemi 24 saat esasına göre başlıyor kampanya, başladığı günden bitişine kadar durmadan çalışması esas. Allaha şükür bizim 3 fabrikamız da durmadan kampanyasını tamamladı, bu çok önemli bir şey, kolay başarılabilecek bir şey değil. Bunun için önceden tedbirlerinizi almanız gerekiyor, tamirini bakımını iyi yapmanız gerekiyor, ihtiyaçlarınızı zamanında karşılamanız gerekiyor. Ayrıca bunlar yetmiyor, personelinizin de çok dikkatli bir şekilde işine sahip çıkması gerekiyor. Bizim bütün personelimiz Allah´a çok şükür gerek Kayseri´de gerek Boğazlıyan´da, gerekse Turhal´da işine çok yüksek düzeyde motivasyon ile sahip çıktılar. Biz, bunu örnekleriyle gördük, bundan dolayı da gerçekten gurur duyuyoruz. Şimdi tabi Kayseri ve Boğazlıyan´da işlerin iyi gitmesinin yanında asıl bu sene bizim bünyemize katılan Turhal´da işlerin iyi gitmesi çok önem arz ediyordu, onun için de hazırlık döneminin yapılması gerekiyordu. Biz, sağlıklı bir şekilde bu hazırlık dönemini yaşadık. Haziran ayının 8´inde teslim aldıktan sonra, 3.5 ay buradan arkadaşlarımız her hafta 200-250 kişi oraya taşındı, çünkü oradaki personelle bir takım sorunlar oluşmuştu. Onlar, bizim ile çalışmak istemediler başlangıçta. O nedenle biz de tamir ve bakımı kendi mevcut personelimizi oraya taşıyarak yapmak durumunda kaldık. Sonradan oradaki personel bünyemize katıldı ve en sonunda Kayseri´den 150 personelimiz oraya tayin istedi, biz onları tayin ettik ama toplamda şuan da orada aşağı yukarı 400´e yakın kadrolu personel çalışıyor. 150´si buradan, yaklaşık 250´si de o bölgeden olmak üzere çalışıyor. İşten ayrılmalar oldu ama çıkaran biz olmadık, biz çıkartmadık, çünkü personel bizim değildi, Türk-Şeker´in personeliydi. Türk- Şeker, onları çıkartmadı, başka yere tayin etti. Bizim ihale sözleşmesi gereği onlar ile konuşmamız gerekiyordu. Buna da ihtiyaç vardı, çünkü o bölgenin insanlarının önceliği, hakkıdır diye düşündük. Biz, onlara 3 kere şans tanıdık, ?bizimle gelin görüşün, çalışmak istiyor musunuz, bunu beyan edin´ diye. 400 kişiden 17 kişi bunu kabul etti ve bizim ile anlaştı. 383 kişi önce görüşmeyi kabul etmek ile birlikte, sonradan görüşmekten vazgeçtiklerini beyan ettiler. Biz dedik ki ?bakın burası Turhal, siz buranın insanısınız, kurulu düzeniniz var, gelin bu kurulu düzeninizi bozmayın. Yani burada çalışmazsanız sizi başka yere tayin ederler, sıkıntıya girersiniz, kurulu düzeniniz bozulmuş olur, biz bir çiftçi kuruluşuyuz, bir patron şirketi değiliz. Bizim hem çiftçilerimiz hem de çalışanlarımız, bu şirket ile birlikte iş yapmaktan dolayı mutlular. Biz, Kayseri´de, Boğazlıyan´da oluşturduğumuz bu tabloyu, benzerini burada da oluşturacağız, yani bundan dolayı bir tedirginlik, tereddüt yaşamanız doğru değil´ dememize rağmen bazı kuruluşların ya da kişilerin etkisinde kalarak, bundan imtina ettiler. Böyle olunca, bizim yapabileceğimiz bir şey kalmadı. Orada taşeron işçiler vardı, onları bünyemize kattık. Taşeron işçiler ve buradan giden personelimiz ile birlikte işler sağlıklı bir şekilde yürüdü, bugüne kadar geldi. Oradaki sorun sadece, bu özelleştirme ihale sürecindeki dedikodulardan dolayı ya da hukuksuz eylemlerden dolayı çiftçi, biraz üretimden kaçınmış. 800 bin ton pancar üretim taahhüdünde bulunmasına rağmen, orada 600 bin ton gibi bir üretim ile karşılaşmak durumunda olduk. Biz, Boğazlıyan ve Kayseri´den takviye ederek açığı kapatmaya çalıştık ama az da olsa orada bir miktar üretim açığımız var. Bunun dışında orada Allah´a çok şükür bir problemimiz yok, çiftçi oldukça memnun. Çiftçi, şimdiye kadar görmediği duymadığı uygulamaları orada gördü, yaşadı. Bundan dolayı da oldukça mutlu. Gerek buradan giden arkadaşlarımız gerek oradan bize katılan arkadaşlarımız bir ekip ruhu oluşturdular ve bu ekip ruhu içerisinde başarılı bir çalışma ortaya koydular. O kadar fedakarca çalışan insanlarımız oldu ki, ben bunu söylemekle iftihar ediyorum, 72 saat makinesinin başından ayrılmadan nöbet tutan arkadaşlarımız oldu. Bu, insan bedeninin kolay kolay dayanabileceği durum değil. Hiç kimse bu iş için kimseyi zorlayamaz, biz 8 saat esasına göre çalışırız ama bizim çalışanlarımız, işlerini o kadar sahiplendiler, o kadar motive oldular ki, bu kadar büyük fedakarlıkları, kendiliğinden ortaya koydular. Bunu sadece Turhal´da yaşamadık, Kayseri ve Boğazlıyan´da da aynısını yaşadık. Kayseri Şeker´in iki fabrikasında bir kotası vardı 328 bin 800 ton. İlave olarak kanundan kaynaklanan hesaplamalar gereği bir kilo kota alma imkanımız yoktu, sınıra dayanmıştık, biraz motivasyonumuz düşmeye başlamıştı. Turhal devreye girince, top yekün, çiftçimizin, çalışanımızın, yönetimimizin motivasyonu yükseldi, orayı sahiplendik. Yeni bir hedef, yeni bir soluk oldu, kendimizi yeniledik, motive olduk, enerjimiz yükseldi. Şimdi, bunu başarmanın zevkini tadıyoruz, onun mutluluğunu hep birlikte yaşıyoruz. Oradaki insanlarımız da çalışmalarımızdan oldukça mutlu ve memnun. Böyle olması da bizi gururlandırıyor.
Ceyhun Üsten: Başkanım konuşmanız içinde ?Yeni fabrikalar olabilir´ dediniz, yine bir ihale açılsa fabrika alır mısınız?
YENİ FABRİKA BEDAVA ALINMIYOR, AMA OLABİLİR?
Hüseyin Akay: Biz kendi tecrübelerimize bakarak iki senedir randevu sistemi uyguluyoruz, onun için bizim çiftçilerimizin ürünlerinin tarlada uzun vadeli beklemesi söz konusu değil. Sökümde bir programa bağlı, taşınma da bir programa bağlı. Bundan dolayı çiftçi sıkıntıdan kurtuldu, hem nakliyeci sıkıntıdan kurtuldu hem de fabrikada çalışan personel bunun sıkıntısından kurtuldu, her şey bir düzene girdi. Öbür kuruluşlar da inşallah bu sistemlerini ayarlayabilirler ise bu problemler ortadan kalkacak. Biz ihale sürecinde 8 fabrikanın ihalesine katıldık, tabi hepsini almak mümkün değil. Biz iki fabrikanın yanında üçüncü fabrikanın olmasını yeterli gördük. Bu hem insan kaynağını değerlendirmesi açısından ve test edilme açısından hem de tabi aynı zamanda finansal kaynaklarda çok zorlamamak lazım. Sonuçta işin içerisinde para var, bedavaya alınmıyor. Turhal Şeker Fabrikası 569 milyon gibi bedel ile alındı, bunun % 30´u peşin ödendi, onun dışında oranın tamir-bakımı çiftçinin ihtiyaçlarının karşılanması nereden bakarsanız bugüne kadar yapılan harcamalar 250 milyonu aştı. Bunu temin edilebilmek kolay değil. Alımlarımızı biz doğru hesaplatmak durumundayız. Biz sonuçta burada çiftçinin parasını değerlendiriyoruz.
Ceyhun Üsten: Sayın Akay Boğazlıyan´da işler nasıl gidiyor?
Boğazlıyan da hiçbir sıkıntı yok gayet başarılı bir kampanya dönemini geçirdi 1 milyon 187 bin ton net pancar işlendi ve bunun karşılığında 168 bin 100 ton şeker elde edildi. 85 gün bir üretim işletme dönemi yaşandı tabi orada işler randevu sistemi uygulandı bundan dolayı çiftçimizin işi de oldukça kolaylaştı rahatladı çalışanlarımız da belli bir sistem içerisinde işlerini başarı ile gerçekleşti. Teknoloji de yeni ama biz sürekli orayı yenilemeye devam ediyoruz 2018 yılı içerisinde Boğazlıyan şeker de yaptığımız yatırımlar 17 milyon oraya 40bin tonluk bir silo yapıldı bitti onun dışında birde arıtma tesisi ilave yapıldı bu ihtiyaçlarda bir taraftan karşılıyoruz. Boğazlıyan şekerde makine tesisat miladını dolduranlar yenileme ihtiyacı olanlar yenilenmeye devam ediyor. Sürekli kendisini yenilemesi gerekiyor.
Ceyhun Üsten: Başkanım anladığım kadarı ile rekolte olarak kampanya dönemi sonu hedefler tutturulmuş, peki ya ürün kalitesi ne durumda?
ÜRÜN KALTİESİNİ ARTIRMAK İÇİN ÇİFTÇİMİZİN CEBİNE FAZLADAN PARA KOYUYORUZ?
Hüseyin Akay: Ürün kalitesi ve işletmedeki randıman ve verim çok önemli. Mesela Turhal Şeker Fabrikası´ndan örnek verecek olursak geçense ki kampanya sonuçlarına göre bu sene yarım puanlık bir artış yarım puan demek yüzdeye vurduğumuz zaman %4,5 tekabül ediliyor. İyileşme söz konusu. 100 bin tonluk üretimde 5 bin ton gibi rakama tekabül ediyor. Kayseri ve Boğazlıyan´da şuanda tabi rakamlar tam kesinleşmedi ama geçen seneye göre burada da her iki fabrikada randımanlarımız yine yükselmiş durumda. Bu sene biz verimliliği birinci sıraya oturttuk, randevu sisteminde pancarın sökülmesinin tarihi belli, bunun fabrikaya getirilmesinin tarihi belli. Fabrikaya gelen pancar miktarı bu sene % 85´i geçti, bu çok önemli bir rakam, randevuya uyma oranı % 92´yi buldu. Bütün bunlar sizin verimliliğinizi etkiliyor, pancar kalitenizi etkiliyor, pancarı söktünüz, eğer zamanında işleyemezseniz içindeki şekeri kaybediyorsunuz, şeker uçup gidiyor, ne kadar önleyebilirseniz o kadar şeker elde edeceksiniz. Çiftçimizin biz standardını yükseltmeye çalışıyoruz, yüksek fiyat uygulamaya çalışıyoruz, ilave prim veriyoruz. Bütün bunları ne için yapıyoruz, hep kaliteyi artırmak için yapıyoruz. Biz çiftçinin alın teri ile üretmiş olduğu pancarından daha çok yüksek oranda şeker alarak oradan elde ettiğimiz gelir ile çiftçimizin cebine daha fazla para koyuyoruz.
Ceyhun Üsten: Başkanım acı ? tatlı bir yılı daha noktalıyoruz ve inşallah sayılı günler sonunda yeni bir yıla merhaba diyeceğiz. 2019 yılına dair de dair görüşlerinizi alabilir miyiz?
?GELİŞİP BÜYÜMEK İÇİN ÜRETİM YAPMAK ZORUNDAYIZ?
Hüseyin Akay: 2019 yılı rahat bir yıl olur inşallah, tabi Türkiye kolay yönetilen, yönetilecek bir ülke değil. Dünyada her zaman dikkat ile takip edilen ya da dikkat edilmesi gerekilen bir ülke konumunda. Bu manada Türkiye´nin çok düşmanı var. Bu düşmanlar yurt dışında olduğu gibi yurt içinde de oluyor. İç ve dış düşmanlar ile Türkiye sürekli mücadele etmek durumunda. Türkiye böyle darbeler ile askeri saldırılar ile mücadele etmek, onları milletin ve devletin gücü ile bertaraf etmek durumunda kalır iken, bazen de ekonomik saldırılarda muhatap oluyor. 2018 yılında ekonomik saldırı olduğu artık hepimiz tarafından bilinen bir gerçek. Düşünün, dolar 7.30 lira sınırından şimdi 5.30 sınırına indi. Bu kadar yükselme gerektirecek bir durum yoktu. Ülkede bu kadar bir ekonomik sıkıntı yoktu, ama birileri bunun yükselmesi için, Türkiye´ye zarar vermek adına gayret gösterdi. Devletimizin almış olduğu tedbir sonucunda bir denge oluşmaya başladı. Ümit ediyoruz bir denge oluşur, istikrar oluşur. Ekonomik saldırı ve savaşlara karşı dik durabilmek için üretim yapmak gerekiyor, sürekli üretim yapmak zorundayız. Özellikle tarımsal üretimi destekleyecek ve israfı engelleyecek olursak; tabi tasarruf yapmayı da unutmamak gerek. Türkiye´nin güçlü olması için hiçbir sebep yok?