Doç. Dr. Çağrı Çağlar Sinmez, kedi-köpek sahibi olmanın anksiyete, depresyon ve strese karşı destekleyici bir faktör olduğunu ve insan psikolojisine fayda sağlayabileceğini belirtti. Detaylar Kayseri Haber'de
Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Veteriner Fakültesi Veteriner Hekimliği Tarihi ve Deontoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Çağrı Çağlar Sinmez, Dünya Hayvanları Koruma Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, günümüzde sahipsiz hayvanların sayısının artmasıyla orantılı olarak hayvan ve insan sağlığını tehdit eden sorunların her geçen gün daha ciddi boyutlara ulaştığını belirtti.
Yapılan araştırmaların, dünyada her yıl yaklaşık 35 bin insanın sahipsiz köpek saldırılarıyla hayatını kaybettiğini, binlerce köpek saldırısı ve ısırığı vakası meydana geldiğini ortaya koyduğunu vurgulayan Sinmez, şöyle devam etti:
“Sahipsiz köpek sayısının artması zoonoz hastalıklar, trafik kazası, yaralanma, sakatlık, fiziksel ve psikolojik travma ve ölüm gibi istenmeyen durumlara da yol açmaktadır. Sahipsiz köpek sorununa ilişkin hayvanların bakımevlerinde toplanması, gıda tedariki, hasta hayvanların rehabilitasyonu, çip takılması, aşılanması, kısırlaştırılması gibi çözüm önerileri ileri sürülmektedir. Türkiye’de son dönemde 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nda yapılan değişikliklerle beraber yerel yönetimler tarafından rehabilite edilen sahipsiz köpeklerin, sahiplendirilinceye kadar hayvan bakımevlerinde barındırılacağı hükme bağlanmıştır. Ancak yerel yönetimler açısından köpekler için bakımevlerinin kurulması, beslenme, tedavi ve kısırlaştırma masraflarının karşılanmasının büyük bir maddi yük oluşturacağı kamuoyunda tartışılmaktadır.”
-KEDİ-KÖPEK SAHİBİ OLMAK DEPRESYONA KARŞI KORUYOR
Sinmez, Türkiye’de yaklaşık 6 milyon sahipsiz köpek varlığı olduğunun tahmin edildiğine dikkati çekerek, “Ayrıca Türkiye’de tüm yerel yönetimler tarafından kurulmuş yaklaşık 100-200 bin hayvan kapasiteli 322 adet hayvan bakımevi bulunduğu göz önüne alındığında sadece bakımevi kurmakla sahipsiz hayvan sorununun çözülebileceğini söylemek de mümkün değildir. Bu sorunun çözümünde bakımevlerinden köpek sahiplenilmesinin etkili olacağı vurgulanmaktadır.” ifadelerini kullandı.
İnsan-hayvan ilişkisi üzerine yapılan araştırmaların, ağırlıklı olarak evcil hayvanların insanların fiziksel ve mental sağlığı üzerindeki etkisine odaklandığını vurgulayan Doç, Dr. Çağrı Çağlar Sinmez, şunları kaydetti:
“Araştırmalar, evcil hayvan sahipliğinin insanların ruh sağlığına olumlu katkıları olduğunu ve ruh sağlığı bileşenlerini geliştirdiğini göstermiştir. Bu durum ‘evcil hayvan etkisi’ olarak adlandırılan fiziksel, psikolojik ve sosyal sağlıkla ilgilidir. Bu bağlamda, evcil hayvan sahipliğinin insan psikolojisi üzerine etkilerinin araştırıldığı birçok kesitsel çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalarda, evcil hayvan sahiplerinin evcil hayvan sahibi olmayanlara göre daha az yalnızlık, kaygı ve depresyon hissettikleri bildirilmiştir. Dolayısıyla evcil hayvan sahiplerinin daha yüksek yaşam memnuniyeti düzeyine sahip oldukları gösterilmiştir. Bu verileri destekleyici şekilde, Sinmez ve arkadaşlarının TÜBİTAK Turkish Journal of Veterinary & Animal Sciences dergisinde Türkiye örnekleminde 636 katılımcının dâhil olduğu ‘Kedi ve köpek sahibi olmanın ruh sağlığı üzerindeki belirleyicileri” adlı makale sonuçları (https://journals.tubitak.gov.tr/cgi/viewcontent.cgi?article=4353&context=veterinary), Türk toplumunda kedi-köpek sahibi olmanın anksiyete, depresyon ve strese karşı destekleyici bir faktör olduğunu ve insan psikolojisine fayda sağlayabileceğini ortaya koymuştur. Bu bilimsel veriler ışığında, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nde özellikle sahipsiz sokak hayvanlarını sahiplenme yarışına tüm hayvan dostlarını davet ediyoruz.”
