Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma (ÇEKÜL) Vakfı’ndan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’a, Koramaz Vadisi’ndeki çalışmaları ile ilgili övgü geldi.
Türkiye’nin doğal, tarihsel ve kültürel varlıklarını korumak amacıyla 1990 yılından beri faaliyetlerini sürdüren ÇEKÜL Vakfı, söz konusu alana ilişkin illerdeki çalışmaları da değerlendiriyor. Bu kapsamda Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin doğa, tarih ve kültür alanındaki en gözde turizm faaliyetlerinden birisi olan Koramaz Vadisi’ni turizme kazandırma çalışmaları, ÇEKÜL Vakfı tarafından övgü aldı.
Kayseri Büyükşehir Belediyesi Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın öncülüğünde yapılan tanıtım çalışmalarıyla son dönemlerde ön plana çıkmaya başlayan ve UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan Koramaz Vadisi, bölgenin yeni turizm rotalarından biri haline geldi.
Yeşil ile tarihin iç içe olduğu hem Selçuklu, hem Osmanlı hem de Cumhuriyet döneminden eserlerin yer aldığı Koramaz Vadisi’nde Büyükşehir Belediyesi’nce yapılan çalışmalar ÇEKÜL Vakfı ve alanında uzman akademisyenlerin de dikkatini çekmeye devam ediyor.
ÇEKÜL Vakfı Kayseri Temsilcisi Prof. Dr. Osman Özsoy tarafından kaleme alınan ve Tarihi Kentler Birliği'nin dergisi Yerel Kimlik'in 62. sayısında da yayımlanmış olan yazıda, alt ve üst yapı ile ilgili konularını çözüme kavuşturan yerel yöneticilerin samimi gayretlerine atıfta bulunularak, turizm, kültür ve sanat işlerine layıkıyla önem vermesinin sevindirici olduğu kaydediliyor.
Başkan Büyükkkılıç’ın Koramaz ile ilgili yaptığı çalışmaların ve akademisyenlere verdiği desteğin öneminin büyük olduğuna işaret eden Prof. Dr. Özsoy, soyut desteğin yerini somut desteğe bıraktığını vurgulayarak, bunun örneklerini Koramaz’da görmenin mümkün olduğuna işaret ediyor.
Prof. Dr. Özsoy, yazısının bir bölümünde şu ifadelere yer veriyor:
“Yerel yöneticilerimizin son zamanlardaki yüksek ivmeli, içten gayretlerinin altında iki temel gerekçe fark edilmekte: Altyapı ve temel hizmetlerin bir noktaya gelmesiyle yeni yeni kültür, sanat ve korumaya inanmayla gelişen, doyurucu bir kültür bilinci seviyesine ulaşılması; yeterli ve doğal ihraç değeri olmayan, yüksek teknoloji üretemeyen kentlerin kültür ve doğa envanterine sahip çıkmaları, ekonomik açıdan değerli düşünce ve uygulamaları.”