KTO SEÇİMLERİNDE YENİDEN ADAY OLACAĞIM
Genel seçimleri atlattık, piyasalardaki hareketlilik bir türlü dinmiyor. Sebebi de herkesçe malum olan hükümetin kurulamaması. Koalisyon çalışmalarının başarısız olması ve hiçbir parti ile anlaşma sağlanamaması erken seçime yeşil ışık yakıldı gibi gözüküyor. Peki bu durum piyasalara nasıl yansıyacak? Kayseri´deki tüccarlar siyasi belirsizlikte neler yapıyor? Bu durum onlara nasıl yansıyor? Doların yüksek olması tüccarları hangi konularda zorluyor? Bu sorularımızı Kayseri Ticaret Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz´a yönelttim. Tabi Sayın Başkan´la sadece bu konuları değil, 2016´da yapılacak oda seçiminde yeniden aday olup olmayacağını da konuşacağız. Öncelikle Sayın Mahmut Hiçyılmaz´a ?Merhaba´ diyerek sohbete başlıyoruz. Sayın Hiçyılmaz, randevu talebimizi kırmadığı için ayrıca teşekkür ediyorum.
E. KİPMAN: Sayın Hiçyılmaz, samimi bir soru ile röportajımıza başlamak istiyorum. Ne olacak bu doların hali? Şu günler dolar 3 bin lirayı görmüş durumda. Bu kadar yüksek olması piyasalarda ne gibi durumlara yol açıyor?
?TÜRKİYE´NİN SİYASİ İSTİKRARSIZLIKTAN VE TERÖR OLAYLARINDAN BİR AN KURTULMASI GEREKİYOR Kİ, İŞ DÜNYASI RAHAT BİR ORTAM İÇERİSİNDE İŞ YAPABİLSİN?
M. HİÇYILMAZ: Öncelikle böyle bir imkanı verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Piyasaların özellikle siyasi belirsizliklerden etkilendiği yönünde kanaatim var. Dünyanın da içerisinde bulundu sıkıntıların da Türkiye üzerinde olumsuz etkileri var ama özellikle 7 Haziran seçimlerinden sonra koalisyon hükümeti kurma çalışmalarının başarısızlıkla sonuçlanması ve Türkiye´nin tekrar bir seçime gidecek olması, seçimde nasıl bir netice çıkacağının şuanda ön görülememesi iş dünyasının ileriyi görememe gibi bir durumla karşı karşıya bıraktı. Bildiğiniz gibi iş dünyasının işinde başarılı olabilmesi için, ticaretini daha iyi şartlarda yapabilmesi için, istihdam yapabilmesi için, ihracat yapabilmesi için iş dünyasında bir defa siyasi istikrarın olduğu bir ortamda iş yapabilmesi gerekir. Maalesef 7 haziran seçimlerinden sonra tek başına bir partinin iktidar olamamasından, koalisyon hükümetinin kurulması zorunluluğundan dolayı bir defa siyasi istikrar yönünden sıkıntıya girildi. Koalisyon hükümetinin kurulmasındaki çalışmaların da netice vermemesi, siyasi belirsizlik işini derinleştirildi. Tabi döviz kurlarının bu noktalara gelmesi biraz da spekülatif durumların olduğu neticeleri doğuruyor. Çünkü Türkiye özellikle finansman bakımından, bankacılık sisteminin çok iyi yerleşmiş olmasından dolayı çok fazla bu tür spekülatif hareketlere veya siyasi istikrarsızlıktan bu adar etkilenmemesi gerektiği kanaatim var. Bu spekülatif hareketlerin dolar fiyatlarının artmasında etkisi vardır diye düşünüyorum. Tabii bu dünya da olan bir şey bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde de, o ülkelerin para birimleri dolara ve euroya karşı zayıflıyor. bu tüm dünyada olan şeyler. Hem terör olaylarının hem de siyasi belirsizliğin olumsuz etkileri döviz fiyatlarının yükselmesine sebep oluyor. Biz ihracatı yaparken ara malı ithal etme durumda olan bir ülkeyiz. Eskiden döviz fiyatları yükseldiği zaman ihracatçımız sevinirdi ama ara malı ithal ediyoruz. Ara malı ithal ettiğimizde, o ithal ettiğimiz ürünleri de pahalıya mal ettiğimiz için ürünümüzün maliyeti yükseliyor. Bu sebepten, maliyeti yükselen ürünleri, pazarlama ve rekabet konularında sıkıntılar yaşıyoruz. Onun için, Türkiye siyasi istikrarsızlıktan ve terör olaylarından bir an kurtulması gerekiyor ki iş dünyası rahat bir ortam içerisinde iş yapabilsin.
E. KİPMAN: Sayın Hiçyılmaz, malum Merhum Bülent Ecevit döneminde dolar 1.400´ü gördüğünde yazar kasa fırlatılmıştı. Şuan da 3.000 lirayı gördü ve kimse yazar kasa fırlatmıyor. Ben bunu şöyle yorumluyorum; demek ki Türk halkı Ak Parti hükümetine duyduğu bir güven var. Bu piyasaların böyle devam etmeyeceğini, bir yerde son bulacağını düşündüklerini düşünüyorum. Siz bu konu de düşünüyorsunuz?
?TEK BAŞINA İKTİDARDA TÜRKİYE ÇOK ÖNEMLİ HAMLELERDE BULUNDU?
M. HİÇYILMAZ: Bir defa şunu kabul etmek gerekir ki, dünyadaki ekonomik gelişmelere baktığınızda ve özellikle Avrupa bölgesine baktığınızda %1´lik bir büyüme söz konusu. Yani biz ihracatımızdaki %40-45´lik puanları Avrupa Birliğine yaparken, Avrupa´daki ekonomik konjonktürün de ne vaziyette olduğunu bir defa görmemiz gerekir. Avrupa Birliği bölgesinde %1´lik büyümenin ancak temin edilebilmesi ve %1´lik büyümenin de başarı gibi gösterilmesi bir defa bizim ihracatımızı etkileyen en önemli faktörlerden biri. Amerika´ya bakalım yine aynı şekilde. Biliyorsunuz Amerika´da da bir çok sıkıntılar yaşandı, kendisini toparlamaya başladı. Sadece bu ülkeler de değil, Dünya´nın her ülkesinde hemen hemen bir ekonomik sıkıntı söz konusu. Özellikle Avrupa Birliği´ndeki bu durgunluk, büyüyememe sıkıntısı Türkiye´yi kötü mana da etkiledi. Bu durumlardan kurtulmak için dünyanın diğer ülkelerde, alternatif piyasalarda, ihracatımızı artırmak için daha gayretli olmamız gerekiyor. Bu gayretlerin bir kısmı yapıldı. Afrika ülkeleri, Asya ülkelerinde Türkiye uzun zamandır ihracatını yapabilen bir ülke. Hatta hem ülke bazında hem ürün bazında çeşitlendirme noktasında başarılar elde etmiş ülkeyiz. Ancak Ortadoğu´daki durumlar, Suriye´deki, Irak´ın kuzeyindeki ve genelinde durumlara baktığınız zaman Türkiye bir ateş çemberinin içerisinde bulunuyor. Etrafımıza baktığımızda istikrar içerisinde olan herhangi bir ülke yok. Bu yüzden Türkiye´yi olumsuz manada etkileyecek bir çok etken var. Türkiye´nin bunlardan en az etkilenmesi gerekiyor. Yurt içindeki olumsuzluklara ilave olarak yurt içindeki terör olaylarının artmasından dolayı Türkiye çok zor bir süreçten geçiyor. 7 Haziran genel seçimlerine giderken de sıkıntılar söz konusuydu. Siyasi belirsizliğin hakim olduğu bir ortam söz konusuydu. Bunun da ticarette etkilerini gördük. Seçimden sonra tek bir partinin iktidar olmamasından dolayı tekrar bir sıkıntıya girildi, koalisyon hükümeti kurulamadı onun için ayrıca bir sıkıntıya girildi. Genel seçim yapılacak, tek parti iktidarı olacak mı, olmayacak mı yine bir belirsizlik söz konusu. Ama son 13 yıldır Türkiye´yi yöneten Ak Parti iktidarı Türkiye´yi bir yerden aldı, bir yere getirdi. Çok büyük gelişmeler yapıldı. Bazı konularda başarılar elde edildi fakat bazı konularda da başarısızlıklar söz konusu oldu. Ama genel hatlarıyla bakıldığında bir partinin tek başına iktidarda olmasının vermiş olduğu avantajlar kullanıldı ve Türkiye çok önemli hamlelerde bulundu. Bunun devam etmesi, yani bu Ak Parti olabilir, B Partisi olabilir, C Partisi olabilir, tek başına bir partinin iktidarda olmasının getirdiği avantajlar aşikar.
E. KİPMAN: Sayın Hiçyılmaz, baktığınız zaman demokrasiyle aşağı yukarı 92 yıldır tanışıyoruz. Bunun daha öncesine baktığını zaman Türk milleti hep tek başlı yönetimlerden günümüze gelmiş. Yani Koalisyon Hükümetleri bize pek yaramıyor. Başta bir kişinin olması ve aşağı doğru hiyerarşik düzenle gitmesi her zaman için ülkenin istikrarını sürdürmüş, buna mukabil Başkanlık Sistemi Türkiye´ye gelirse İş dünyası bundan nasıl faydalanır, nasıl faydalanabilir? Siz bu konuda iş dünyası olarak ne düşünüyorsunuz?
M. HİÇYILMAZ: İş dünyasının siyasi istikrar olması gerekir diye görüşü var. Siyasi istikrar ve ekonomik istikrar iş dünyası için çok önemli unsurlar. Eğer Türkiye Başkanlık Sistemi ile yönetiliyor olsaydı 7 Haziran seçimlerinden sonra böyle bir sıkıntıyla karşılaşılmazdı diye düşünüyorum. Eğer siyasi istikrar, iş dünyası için çok önemliyse ki öyle olduğunu düşünüyoruz, Başkanlık Sistemi her hangi bir koalisyonu öngörmediğinden dolayı siyasi istikrar olacağını, o yüzden iş dünyasına fayda sağlayacağını düşünüyorum. Ama tabi bunu yaparken, Başkanlık Sisteminin sadece istikrar değil, istikrarın da ötesinde faydaları varsa, bunların ilgililer tarafından kamuoyuyla paylaşılması gerekir diye düşünüyorum.
E. KİPMAN: Genel Seçimlerden sonra biraz da Ticaret Odasının seçimlerinden bahsedelim. 2016 Ekim ayında eğer ilgili bakanlıktan bir değişiklik olmazsa seçime gidilecek. Siz tekrar aday olacak mısınız? Sizde de istikrar sürecek mi?
?BİR DÖNEMİN, YAPACAĞIMIZ HİZMETLERE YETERLİ OLMADIĞINA DAİR BİR KANAATİMİZ VAR?
M. HİÇYILMAZ: Efendim tabi demokrasilerde seçim kaçınılmaz. Demokrasilerde hem seçim kaçınılmaz, hem de muhalefet kaçınılmaz. Muhalefetin olduğu mercilere de demokrasi deniyor. Elbette Kayseri Ticaret Odasında da 2016 sonlarına doğru bir seçim olacak. Ama 2 yılı geçkin süredir biz yönetimdeyiz. Bu sürede tabi bizim açımızdan hızlı geçti. Biz Arkadaşlarımızla görüşüp tartışıyoruz. Bir dönemin yapacağımız hizmetlere yeterli olmadığına dair bir kanaatimiz var. Örnek bir oda olabilmek için biraz daha süreye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Tabi bunu gerçekleştirebilmek bakımından fiziki şartlarında da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Biz bir defa her şeyimizle hazırız. Diğer odalara örnek olmak için hareket ediyoruz. Fiziki şartlarımız da yerine geldikten sonra tüm Türkiye´deki odalara örnek teşkil edecek icraatlar yapmamız gerekir diye düşünüyorum. Bunun için inşallah bir dönem daha yönetimde olursak daha faydalı işler yapabiliriz diye düşünüyorum.