PROF. DR. ÇELİK: PANDEMİ İÇİN ÖN GÖRÜLEN SÜRE 2022
Kayseri Ticaret Odası Mayıs ve Haziran Olağan Meclis Toplantısı gerçekleştirildi. Meclis toplantısının konuğu olan Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Kayseri Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. İlhami Çelik Virüsün etkisinin azaldığı şeklindeki ifadeler doğruyu yansıtmadığını söyleyerek "Aşı için öngörülen süre 2022 gibi duruyor. Biz inşallah o dönemlere kalmayız." dedi.
KTO Meclisi, Covid-19 salgını sebebiyle online olarak gerçekleştirilen toplantıların ardından Mayıs-Haziran Ayı Olağan Meclis Toplantısı için ilk kez bir araya geldi.
KTO M. Rifat Hisarcıklıoğlu Konferans Salonu’nda yapılan Meclis toplantısının konuğu Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi ve Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. İlhami Çelik oldu.
Maske ve sosyal mesafe kurallarına riayet edilerek yapılan toplantıda Mayıs ve Haziran ayında gerçekleştirilen faaliyetler, normalleşme sürecinin başlamasıyla birlikte yaşanılan yeni gelişmeler ele alınırken geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden KTO’da 3 Dönem Başkanlık yapan 25. Dönem MHP Kayseri Milletvekili Hasan Ali Kilci’de unutulmadı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Meclis Başkanı Cengiz Hakan Arslan, Kilci ailesine başsağlığı diledi. Arslan, Koronavirüs salgınında Türkiye’nin ortaya koyduğu başarıya vurgu yaptı.
Gündem maddelerinin görüşüldüğü toplantıda ay için yapılan faaliyetler oy birliği kabul edildi.
Meclis toplantısında konuşan KTO Başkanı Ömer Gülsoy’da sözlerine Kilci ailesine ve sevenlerine başsağlığı dilediğini, Ticaret Odası ve Kayseri’ye yaptığı hizmetlerden dolayı Hasan Ali Kilci’yi rahmetle andıklarını söyleyerek başladı.
Şubat ayının ardından ilk kez yüz yüze toplantı gerçekleştirdiklerini kaydederek bu dönemde yapılan çalışmalar hakkında bilgiler veren Başkan Gülsoy; 3 Aylık pandemi sürecinde yoğun ve hassas bir dönem geçirdik. İnsan sağlığına önem vererek üyelerimize kaliteli ve daha iyi hizmet verebilmek için esnek çalışma ve online çalışmaya özen gösterdik. Üyelerimizin taleplerini de ağırlıklı online olarak karşıladık. Üyelerimizi ilgilendiren hükümetimiz ve ilgili makamların aldığı yaklaşık 80 ayrı kararın en az 70’inde bizim taleplerimizin ciddi payının olduğunun bilinmesini isterim.” dedi.
Koronavirüs salgını ile mücadelede Türkiye’nin diğer ülkelere göre başarılı ve örnek olacak tarzda çalışmalar yürüttüğünü ifade eden Gülsoy, “Aşı ve ilaç bulununcaya kadar Kovid 19 denilen bu virüsle yaşamaya maalesef alışacağız. Bunun için Bilim Kurulu’nun aldığı kararlar doğrultusunda maskeli, mesafeli ve izolasyonlu hayatımız bir süre daha devam edecek gibi gözüküyor. Sağlık hepimiz için önemli, bunun için uzmanların uyarılarına hepimizin dikkat etmesi gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bundan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı kesin. Hem insan hayatı, hem devletimiz, hem de işletmelerimiz yeni duruma göre kendilerini revize etmek zorunda. Kısmen başlayan normalleşmeden sonra ‘Devlet Aklı’nın da devreye girmesi ile, bundan sonra kimin ne yapacağının yeniden planlanması gerektiğine inanıyorum.” diye konuştu.
Pandemi sürecinde Kayseri Ticaret Odası olarak tüm imkanlarını seferber ettiklerinin altını çizen Başkan Gülsoy, “Nefesimiz yetene kadar üyelerimizin yanındayız dedik. Nefes kredisi için şu ana kadar odamızdan 788 üyemize 40 milyon 900 bin TL kredi kullandırıldı. Küçük İşletme Cansuyu kredisinde de 855 üyemiz 21 milyon lira kredi kullanmıştır. İşe Devam Kredisinde 3500 kişiye yaklaşık 2 milyar 500 milyon TL Kayseri’de kullanım sağlanmıştır.” dedi.
Pandemi sürecinde üyelerinden gelen sıkıntılar konusunda da bilgiler veren Başkan Gülsoy, İşletmelerimizle ilgili ‘Sicil affı’ nın ivedi olarak gündeme alınmasını bekliyoruz. Bu destek ve kredilerin gerçek ihtiyaç sahiplerine verilmesi gerektiğinin bir kez daha altını çizmek istiyorum. 2017’de çıkan ‘Sicil affı’nın ivedi olarak genele ve tabana yayılmasını istiyoruz. Ufak tefek aksaklıkların görmemeleri gerekir diye düşünüyorum. Bir diğer sıkıntımız ise Covid-19’un işyerleri için meslek hastalığı olarak kabul edilmemesi. Bu sıkıntımızı ilgili bakanlarımızla yaptığımız tele konferans bağlantılı toplantılarımızda da ifade ettik. Çalışma Bakanlığımız Covid-19’un işyerlerimizde çalışanlar için bir meslek hastalığı olarak kabul edilmeyeceğini Resmi Gazete’de bir genelge olarak yayınladı. Yeni normalleşme sürecinde biz tüm enerjimizi işimize vermek istiyoruz. Mahkeme kapılarında enerjimizin düşmesini istemiyoruz. Bunun için TBMM’nin açılmasından sonra bir torba yasaya bu endişemizi giderecek bir madde eklenmesi ve bunun kanun haline getirilmesini arzu etmekteyiz. Mücbir Sebep Kapsamının Genişletilmesi üzerinde çok durduğumuz önemli bir talebimizdir. Bir süredir yeniden gündeme gelen işsizlik fonu ve tazminat konusunda da “İşveren payının artırılması zaten zor günler geçiren işletmelerimizi tümden darboğaza sürekler. Biz her iki tarafında hak kaybının olmamasından yanayız. Bu konuda hükümetimizin gerekli hassasiyeti göstereceğine inanıyorum.” İfadelerini kullandı.
Pandeminin verdiği mesajları iyi okumamız gerektiğini ifade eden KTO Başkanı Gülsoy, şu ifadeleri kullandı.
"Sanayimizin teknolojik dönüşüm, kaynak ve yatırım sorunu bulunuyor. İnsan kaynağımızın kaybedilmemesi, işçi-işverenin karşı karşıya bırakılmaması, fabrikaların açık olması, işletmelerin faaliyetlerini yürütmesi ve pazarlarımızın korunması büyük önem taşıyor. Doğru önlemleri almak zorundayız. Devletimiz açıklamış olduğu önlem paketleriyle ekonomimizde çarkların daha hızlı dönmesi için yeni ilave tedbirlere ihtiyaç olabilir. Pandeminin bize verdiği mesajları iyi okumamız lazım. Bu salgın insan sağlığının, dijitalleşmenin ve kendi kendine yeten ülke olmanın ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Pandemi sürecindeki iki ayda e ticaret bir önceki bir yıl gibi yüzde 47 oranında artış gösterdi. Vatandaşların alışkanlıklarını da dikkate alarak, e ticaret ve dijital dönüşüme hepimizin ayak uydurması gerekiyor. Saha araştırmaları online ticaretin, 7 yıllık hayalini 7 haftaya sığdırdığını gösteriyor. Bu dönemde ambalaj, eve servis, kargo hizmetlerinin önemi bir kez daha görüldü. Üretim alanlarımıza göre hepimizin yeni stratejiler geliştirmesi lazım. Elbette bundan sonra milli savunma sanayimiz gibi, milli sağlık-medikal, milli tarım politikalarımız olacak, olmalı. Devletimizin bu noktada müteşebbisleri önümüzdeki günlerde teşvik edici kararlar alacağına inanıyorum. Bu süreçte daha önce vergi , SGK borçlarının yapılandıran işletmelerimizin bir bölümünün nakit akışının bozulması nedeniyle bu ödemelerini aksattığını biliyoruz. Bunun için yeni bir vergi affı demiyorum; ancak yapılandırmaların, yeniden bir ödeme takvimine bağlanması, yine bu süreçte öz kaynaklarını kullanarak vergi ve diğer ödevlerini gününde yerine getiren işletmelere de belli oranlarda teşvik, indirim ve iade uygulaması yapılması gerektiğine inanıyoruz.".
Toplantıda konuşan Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Kayseri Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. İlhami Çelik ise Pandeminin bitmesiyle ilgili kanıta bağlı bir şey olmadığını söyledi. Prof. Dr. Çelik, Bilim Kurulu üyeleri olarak biz hep üretimin ve ticaretin devam etmesi gerektiğini konuşuyoruz. İlk başta yapmamız gereken şudur;
insanların doğal ihtiyaçları nelerdir? Yemek, barınmak. Bunlar temel ihtiyaçlardır. Bunların karşılanması için gösterdiğiniz gayretler bir kez daha ortaya çıkıyor. Türkiye’deki ilk vakayı 11 Mart’ta, Kayseri’deki ilk vakayı da 18 Mart’ta gördük. Şimdi 11 Mart’ta ilk vaka çıktığında haritada Kayseri gösterilmişti, ama o vaka İstanbul’daydı. Muhtemelen ülkemizin tam ortası diye Kayseri gösterilmişti. Dolayısıyla ilk vakanın ardından il ve hastane bazında çok ciddi hazırlıklarımız yapıldı. Covid dışı hastaları nerede izleyeceğiz nereye koyacağız önemliydi. Özellikle psikiyatri hastanesi ve genel hastaneyi bunun için ayırmıştık. Dolayısıyla Kayseri’de şu an bir artış var mı? Hayır, rakamlar seyreltide gidiyor. Günlük ortalama vakamız belli. Bunun da sadece Şehir Hastanesi olarak biz misafir etmeye çalışıyoruz. Şu anda sadece Genel Hastanede bu hastalar yatıyorlar, başka bloklara taşımaya gerek kalmadık Allaha şükür. Birçok personelimiz de bu sürede covid oldu. Meslek hastalığı veya iş kazası olabilir mi diye bunlar hep tartışıldı biliyorsunuz. Tabi ki hükümetimizin yetkisinde olacak şeyler. Covid bulaşının dünyada olduğu gibi aile kaynaklı olduğunu görüyorsunuz, bulaşların öyle olduğu gözüküyor. Mesela Yukarıborandere köyü var, nişan yapmışlar. Hakikaten birçok insan şu anda yatanlarımız da var. Ciddi şekilde hastalananlarımız da oldu. Böyle bu kümelere dikkat etmemiz gerekiyor. Bilim Kurulu olarak şunu söylemiştik. Eskisi kadar tokalaşmıyoruz, öpüşmüyoruz, birbirimizden uzak durmaya çalışıyoruz ama sevgimizi uzak tutmaya çalışmıyoruz. Sadece fiziksel olarak mesafemizi koruyoruz. Biz hep bunları rica ettik büyüklerimizden, gençlerimizden. Yaşlılarımız çok büyük sıkıntı çektiler bunun farkındayız. Hep eleştirildik ama bu insanlarımızı korumamız gerekiyordu.
Kayseri’de yaptığımız şey şuydu; beklide hiçbir şehirde böyle bir şey yapılmadı. Hiçbir belirti göstermeyen hastalarımızı dahi hastanemizde misafir ettik. Buradaki amacımız şuydu; bu insanların evlerinde tek başına kalabilecek bir odaları yok, ayrı tuvaletleri ayrı mutfakları yok. Bunları biz hastanede sağlayabilirdik ve bunu da yaptık gerçekten. Yani ayrı odalar da kalabildiler ve ailelerine bulaştırmadılar. Çünkü cidden hastalığın kim de nasıl seyredeceğini bilemiyorsunuz. Bir bakıyorsunuz 50 yaşında vefat eden hastanız oluyor, bir bakıyorsunuz 90 yaşında bu hastalığı yenen hastanız oluyor. Hakikaten bu başarı Kayseri’de çok kötü gitmiyor. Filyasyon ekipleri sağlık müdürlüğü bünyesinde çok iyi çalıştı. Temaslıları buldular, biz onlardan pozitif olanları yatırdık. Bazı hastalarımızın canının çok sıkıldığını biliyoruz. Yani benim hiç belirtim yok, neden burada kalıyorum diyenler oldu. Biz toplumu korumak için bunları yapmak zorundaydık. O yüzden o insanları evlerine gönderseydik başkalarına bulaştıracaklardı, bunu yapmaya çalıştık açıkçası. Sağlık Bakanlığı da açıkladı söylemem de hiçbir sakınca yok. Kayseri’de kaç kişi geçirdi diye çalışma yapıldı. Bunun sonuçları şöyle; binde sekiz. Bin kişiden sadece sekizi geçirmiş. Hakikaten çok çok düşük oran bu Kayseri’nin nasıl korunduğunu gösteriyor. Kayseri halkının duyarlılığını gösteriyor.
Biz bazen tabi ki sosyal mesafeye, maske kuralına uyulmadığını söylüyoruz ancak çok haklısınız uymayanlar var, bulaş riskinin olduğunu yerler var. Aile içi bulaşlar çok fazla görüyorsunuz. Mesela bakıyorsunuz bir apartman karantinaya alınmış. Örnek vereyim falanca dairelerde işte kahvaltı organizasyonu yapıyorlar veya doğum günü partisi yapılıyor. Buna dikkat etmemiz lazım. Tabi ki toplumun ihtiyaçları ertelenmiyor maalesef. Yani sadece düğünler değil başka şeylerde var. Cenazeye gidip de çok bulaşan oldu örneğin. Cenazelerde hakikaten duygu selinin yoğun olduğu yer. Kontrolsüzlük açığa çıkıyor ve korunmanız kaybolabiliyor.
(1 Temmuz 2020) KTO MAYIS VE HAZİRAN AYI MECLİS TOPLANTISI YAPILDI
PROF. DR. ÇELİK: PANDEMİ İÇİN ÖN GÖRÜLEN SÜRE 2022
Kayseri Haber Gazetesi