Tarih: 14.10.2024 10:35

Meme kanseriyle savaşta psikolojik destek

Facebook Twitter Linked-in

Açıklamada görüşlerine yer verilen Özdener, meme kanseri tanısı alan kişilerin her birinin bu süreci psikolojik açıdan farklı karşılayabildiğini belirtti.

Özdener, ilk başlarda şok ile beraber gelen "Nasıl benim başıma böyle bir şey gelir?" veya "İnsan bunu hiç beklemiyor, kabullenemiyor" ifadelerinin yaygın olduğunu kaydederek, "Sırasıyla inkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme evrelerinden geçilebilir." ifadelerini kullandı.

Yaşamın anlamının kaybedilebildiği, ümitsizlik ve çaresizlik duygularının baskın olabildiğini aktaran Özdener, "Bu süreçte hasta ile değer ve amaç kavramlarını çalışmak, varoluş sorgulamasının bir krize dönüşmesinin önlenmesine yardımcı olur. Varoluşsal önemin korunmasının yanı sıra psikoterapi, hastanın bulunduğu durumla bağlantılı olan düşünce ve duygularını iyileştirmek amacıyla öğrenebileceği belirli beceriler konusunda yol gösterir ve bu becerileri geliştirmesi yönünde rehberlik eder. Hastanın düşüncelerini, duygularını ve yaşadığı olayları anlamlandırması açısından önemli bir yeri vardır." açıklamasında bulundu.

Özdener, kanser hastalarında tedavi sürecinin kişinin yakınları ve sevdikleri için de zorlayıcı olabildiğini aktardı.
 

Bu süreçte hastanın yakınları tarafından destek olunduğunu, sevildiğini ve yalnız olmadığının hissettirilmesinin önem taşıdığını vurgulayan Özdener, "Bazı durumlarda aile ve yakınlar hastanın kendini iyi hissetmesi yönünde süreçle ilgili konulardan kaçınmaya çalışırlar. Ancak duyguları baskılamak hem hasta için hem yakınlar için psikolojik olarak bu süreci daha zorlu hale getirebilir. Bu süreçte duygu ve düşüncelerin aktarılabileceği bir ortam oluşturulması faydalı olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Psikoterapi sürecinin en önemli unsurlarından biri

Özdener, hastanın duygu durumunda zaman zaman değişiklikler olabileceğinin de farkına varılması gerektiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
 

"Psikoterapide hastanın anlamlandırma duygusunu oluşturmak, bu duyguyu oluşturan şeylere bağlanmalarına teşvik etmek ve bu süreçte zorlayıcı olabilecek duygu-düşünce bağlantılarının farkına vardırtmak amaçlanır ve bu yolda rehberlik edilir. Hastanın ailesiyle ve yakınlarıyla kendi duygusal sürecini paylaşmaktan kaçınması mümkün olabilir. Hastanın duygularını ve düşüncelerini aktarabileceği bir ortam sağlanması psikoterapi sürecinin en önemli unsurlarından biridir."

Kanser hastalarında destek alınmadığı sürece olumsuz duyguların ilerlemesiyle depresyon ve kaygı bozuklukları görülebileceğini vurgulayan Özdener, "Bunun yanında hastanın moral ve motivasyonunun tedavi sürecine etkisi olabileceği gözlemlenmiştir. Beden ve zihnin birbiri üzerinde etkileri vardır. Tedavi süresince hastanın psikolojisine olumlu katkısı olabilecek herhangi bir unsur tedavinin gidişatını da olumlu etkilemektedir." ifadelerini kullandı.

Özdener, meme kanseri farkındalık kampanyalarının kanser hastalarını desteklemeyi, insanların bilinçlendirilmesini ve erken tanı alınması için düzenli kontrolü teşvik ettiğini belirterek, "Farkındalığın artırılması ve insanların daha fazla bilgiye sahip olması kanser hastalarının daha iyi anlaşılmasını amaçlar. Bu süreçten geçen hastaların yalnız olmadığını görmesi ve hissetmesi hastaların moral ve motivasyonunu olumlu yönde etkiler." açıklamasında bulundu.

 


 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —