Geçmişten bugüne tarihin izlerini taşıyan yüzlerce yıllık mezar taşları, mimari özellikleriyle de dikkati çekiyor.
Anadolu´nun Türkleşmesiyle beraber Anadolu Selçuklu, Anadolu Beylikleri ve Osmanlı´nın hüküm sürdüğü bu topraklardaki mezar taşları, tarihin izlerini taşıyor.
Kayseri´de de önemli örnekleri barındıran mezar taşları; yapısı, yazıları ve süslemeleriyle birer sanat eseri olmasının yanı sıra ait olduğu dönemdeki meslekler, unvanlar ve inanışlarla ilgili de bilgiler veriyor.
Mermer, bazalt taşı ve kesme taşın kullanıldığı mezarlıklarda, burmalı sütun Rumi palmet, zencirek, kıvrık dal, çarkıfelek, motifler, nesih, sülüs yazılar bulunuyor.
Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Celil Arslan, yaptığı açıklamada, Türk kültürü ve sanatında mezar taşlarının önemli olduğunu ve tarihi yansıttığını söyledi.
Kayseri´de önemli mezar yerlerinin bulunduğunu belirten Arslan, Seyyid Burhaneddin, Zamantı Irmağı çevresi ve Gesi bölgesinin yanı sıra Develi ilçesinde de farklı dönemlere ait mezar taşlarının yer aldığını ifade etti.
"İÇERİKLERİNE BAKILDIĞINDA BİZE TARİH VERİR"
Arslan, mezar taşlarının esasen bir toplumun iskan alanlarını belirlediğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Mezar taşlarına bakarak belirli dönemdeki bir yerin nüfusu anlaşılabilir. Mezar taşları, üzerindeki kitabelerin içeriklerine bakıldığında bize tarih verir. Tarih bilimi için birinci elden kaynak ve vesikalardır. Kısaca mezar taşları bir milletin tapu senedidir. Yazılarının hattı ve üzerlerindeki motiflerin diğer sanat yapılarında da kullanılması önemlidir."
Mezar taşlarına bakarak sahibinin kimliği, ne iş yaptığı ve hangi tarihler arasında yaşadığının öğrenilebileceğini belirten Arslan, "Mezar taşları geleneği, Türklerin tarihi süreç içerisinde göç ettikleri ve yerleştikleri bölgelerde hep karşımıza çıkar. Buradan bu milletin tarihi serüvenini mezar taşlarına bakarak da öğrenebiliriz." dedi.
Arslan, gerek malzemesi gerekse üzerlerindeki motif çeşitliliği açısından Kayseri´deki mezar taşlarının farklılıklar gösterdiğini belirterek, "Süsleme biçimlendirme farklılıklarının olduğunu fakat geçmişteki geleneğin devam ettiğini söyleyebiliriz." diye konuştu.
Mezar taşlarının son yıllarda tahrip edildiğine işaret eden Arslan, tapu niteliğindeki bu yapıların korunması gerektiğini sözlerine ekledi.