MEMLEKETİM İÇİN KAYGILANIYORUM
KAYGRUP Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Çifçi, kendisi için değil ülkesi için kaygılandığını belirterek, ?İstiyorum ki ülkem daha güçlü olsun. Çocuklarımın, çocuklarımızın geleceği daha aydınlık olsun zaman zaman gelecek adına tasalanmıyorum dersem yalan olur ama, Türkiye birlik ve beraberlik içerisinde istikrarla her sorunun üstesinden gelecek? dedi.
Çifçi kendisinin ticarete bakkal dükkan´ı işleterek başladığını söyledi. Çifçi, esnafımız, sanayicimiz dürüst çalışarak helal haram ölçüsünü gözetirse parada kazanır huzur da bulur? dedi.
KAYGRUP Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Çifçi, Altın sohbetler programında Ömer Faruk Hamurcu´nun hayata ve gündeme dair sorularını cevaplandırdı. Özvatan´da dünyaya geldiğini belirten Çifçi, Kayseri´de ticaret hayatına bakkal dükkanı işleterek başladıklarını söyledi. Çifçi, Hamurcu ile sohbetinde şu görüşlere yer verdi:
1964 yılında Özvatan´ın Tuğlaşah köyünde doğmuş 7 yaşına kadar ilkokul biri köyde okudum daha sonra Babam Almanya´da çalışıyordu Biz okurken bizi de götürür 1972 yılında Almanya´ya gittik yani 7 yaşında Almanya´daydım. Almanya´da ilk okulu bitirdim, Frankfurt şehrinde Babam 1975´te kesin dönüş yaptı. Kesin dönüş yapmasının asıl sebebi Almanya´da o dönemde Hippiler vardı. Babam bu yüzden Almanya´dan kesin dönüş yaptı. Bu sadece dönüşümüzün bir sebebi, Bir de ticari boyutu var 1972- 74 yıllarında Almanya´dan İngiltere´ye Massey Ferguson Traktörleri Türkiye´ye getirip sattık yani bu dönemde Almanya´da yaşayan birinin İngiltere´ye gitmesi Bunlar tabii çok zor şeyler 1975´de kesin dönüş yapıyoruz. Ben Orta 1´i Kadı Burhanettin okulundan okudum Orta okul 1-2-3 Fevzi çakmak´da liseyi yine Fevzi çakmak da okudum. Üniversite sınavlarına giriyorum bu ara da Gazi Üniversitesi Almanca bölümüne yazıldım.
BABAM BENİ SAĞ- SOL DAVASI YÜZÜNDEN LİSEDEN SONRA OKUTMADI.
Babam beni sağ sol davası yüzünden liseden sonra okutmadı. Babam traktör işinden sonra müteahhitliğe atıldı. Babam Müteahhitlik yaparken bende bakkallık yapıyorum o dönemlerde Yani 1982 yılında, Sivas Caddesi Maliyeciler Sitesi´nin yanında bakkallık yapıyordum, cadde üzerinde Çok popüler bir bakkaldım, çok güzel işler yapıyorduk. Bir manavım olurdu Harika olurdu o zamanlar bin ekmek satardım. Biz bu Bakkal işini 1989 yılına kadar devam ettirdik. Beğendikler açılınca Market işi bitti Beğendik, Meydan´a Sivas Caddesi´nde Argıncık´a dahi şube açmıştı, Beğendik bu piyasaya girince market işi bitti, Turgut Özal rahmetli Marketleşin diyordu; bizde marketleşme denince sadece manav olarak anlıyorduk. Biz şunu da tam okuyamamışız Marketleşme derken biz sadece gıda yönün de anlamışız Ama bu Marketleşmenin de her sektöründe marketi varmış Biz bunu yeni yeni anladık. Beğendik piyasaya geldikten sonra ben bakkal işinden soğudum. ?Mesela vatandaş bakkala gelir, bizden para alır Beğendik çok popüler olduğu için gider orada harcama yapardı . O dönemde Beğendik o dönemlerde toptancı İdi ben bile malzemeleri oradan alıyordum yani o dönemde sana yağı çok kıymetliydi. Ben aslında bu dönemde bakıldıktan iyice soğudum ve tekrar Babamla birlikte Müteahhitlik işine devam ettik.
MÜSİAD, KAYSERİ´DEKİ SAMİMİ İŞADAMLARININ BULUNDUĞU BİR TOPLULUKTUR
1989 yılıydı Müteahhitliğe girdiğimde Bir dönüm noktası var. MÜSİAD var 1990 yılında MÜSİAD vardı MÜSİAD´ın ilk Başkanı Ahmet Olgun Harputlu, aynı zamanda bizim binamızda komşumuzdu. Bakkallık yaptığım yerin üstünde evim vardı bende aynı zamanda orada bakkallık yapıyordum, Ahmet Olgun Harputlu ile komşu idik Rahmetli Ahmet Abi çok erken kalkar, mesela o dönemde bu zihniyette işadamı Çok zor bulunuyordu. Prensibi ile erken kalkar spor yapar Bir gün bakkala geldi bana dedi ki ?Nuriciğim Sen bu bakkalda gidince işlerin yürüyor mu Eğer yürüyorsa Burası müessesedir, Eğer gidince Yürümüyorsa burası ?Tükan? derdi. Ahmet amca rahmetli MÜSİAD´ın bir yıllık başkanlığını yaptı da sonra trafik kazasında hayatını kaybetti. MÜSİAD benim hayatımda dönüm noktası diyeceğim bir yere geldi. Bizim gençlikten gelen bir dava anlayışı vardı ama, gerçek dava anlayışını MÜSİAD´da uygulamalı tatmış oldum. MÜSİAD Gerçekten Kayseri´deki samimi işadamlarının birlikte ki topluluğu Kaliteli insanların bulunduğu bir topluluktur.
MÜSİAD´la ilgili bir anım var bunu sizinle paylaşmak istiyorum MÜSİAD İşadamları Derneği´nin Kayseri olarak ilk şubesini kurduk. İstanbul yurtdışı Gezileri düzenliyor bizim şubemizden de katılım olmasını istediler fakat fiyat olarak Kayseri´den bin dolar, 2 bin dolar verip Katılım olmaz bizler parayı zor kazanıyoruz. Yönetim kurulumuzun aldığı karar doğrultusunda en küçük üyemizin gitmesine karar verildi. en küçük üye ben olduğum için Ben tekrar yurtdışına gitme imkanım oldu ama 1990 yılından sonra yine Almanya´ya gitme imkanımız oldu. Ben Avrupa hayranı bir insan değilim ama Sisteme çok önem veriyorum.
1994´TE OLMAZ DENİLEN ŞEYİ HEP BİRLİKTE BAŞARDIK. BELEDİYE SEÇİMLERİNİ HASEKİ BAŞKAN, BEKİR ABİ VE ŞÜKRÜ KARATEPE KAZANDI.
Bu arada 1994 seçimlerinde belediye seçimleri oldu. Çok iyi çalışılmış, samimi, gayretlerle içten çalışmalarla Allah´ın takdiri ile o zaman olmaz denilen bir şey 94 seçimlerinde Refah Partisi şimdi ki Mehmet Özhaseki Başkan, Bekir Ağabeyim o dönemki Şükrü Karatepe´nin başkanlığında 94 seçimleri kazanıldı. Kazanıldı, Tabii müthiş bir sevinç var şimdiki Seçimdeki gibide değil Çok güzel bir sevinç var. Sanki herkes belediye başkanı seçildi. Seçimler yapıldı 1 hafta 10 gün geçtikten sonra 5- 10 arkadaş başkanlarımızla bir yerde oturuyoruz dediler ki bir Kayserispor var, Peki ne yapmamız gerekiyor diye düşündüğümüzde Bugünkü şartlarda 20 trilyon bütçesi varsa bizden 3-4 arkadaş bu yönetimde bulunsun biz bu işe bir dava gözüyle bakıyoruz, para akışını, yanlış işleri önlensin denildi biz olaya futbol gibi bakmıyoruz. O zamanlar bu işlerden sorumlu olması gereken benim adım geçti Ahmet Erkan´ın da adı geçti Mehmet Büyükbaş vardı. Başkanların haricinde yönetime giren 94´de giren ilk kişileriz O zaman Kayserispor´da Asbaşkanlık yapmış bu işte tecrübeli Yılmaz Büyüknalbant vardı. Yılmaz abi ile birlikte bir liste oluşturuldu. Bir de buranın mali boyutunu ele alıp burada ki yanlış işlere ödeme yapılmaması için kontrolü elimize aldık. Bu memleketin parasına, memleketin takımına sahip çıktık. Bir 10 yıl kadar yöneticiliğimiz oldu Daha sonra da yine Tabii yönetime girdik çıktık elimizden gelen neyse onu yapmaya çalıştık. 1994´de Haseki Başkan göreve geldiğinde personeline verecek para yoktu maaş ödenemeyen bir yerden hizmet bekleniyordu. Cenabı Allah´ın yardımıyla müthiş şeyler yapıldı? şeklinde konuştu.
HER ZAMAN VEREN EL OLMAYI İSTEMİŞİMDİR
Konuşmasında sık sık dostluğa vefayı fedakarlık duygusunu anlatan Çifçi, gençliğinde hiç korkularının olmadığını belirterek, ?Şimdi müthiş korkularım var, neyden korkuyorum diye soracak olsanız , memlekettim için kaygılanıyorum. Daha doğrusu önce çocuğumdan korkuyorum şu anlamda onların yanlış bir iş yaptığından falan değil, bir eskiye bakıyorum bir bugüne bakıyorum. Bazı şeylerin sindirilmeden yapıldığı kanaatindeyim sindirilme den, hazmedilmeden ve bunun Kıymeti değeri bilinmiyor büyüklerimiz derler ya etmeyin, yapmayın başına bir iş gelecek Yani memleket olarak sanki bir tatminsizlik var doyumsuzluk var bu günümüzün hastalığı gibi düşünüyorum Böyle kaygılarım var. Ülkemiz için bir şeyler söyleyecek olursak Eğer Birlik ve beraberlik hakikaten çok önemli Gün geçtikçe buna daha çok ihtiyacımız olmaya başladı? dedi.
HABER:SÜLEYMAN ERDOĞAN
