Gecede konuşan Vali Şerif Yılmaz, “Şehrin geleceği ile ilgili eğer birlik ve beraberlik var ise herkes aynı şehrin gelişmesi ile ilgili aynı hedefte bulunuyorsa, bu iş başarılmış demektir. Bu irade ortaya konulduktan sonra uygulanmada çok fazla sorun olmaz. O açıdan bu birlik ve beraberliğin bizim şehrimiz adına devam etmesi özellikle Anadolu’nun ortasında kadimden gelen bu medeniyetin birikimleri dahil olmak üzere çok önemli bir kazanımdır diye düşünüyorum. Çok şükür geçmişe nazaran sağlıklı binalar yapmaya başladık. Tabi birtakım uygulamada yasal düzenlemeyle beraber geçiş süreci içerisinde birtakım sıkıntılar olabilir. Bu gayet doğal. Yeni bir evde bile aile kurulduğu zaman bunlar oluyor. Bir tane can bir dünyaya bedeldir. Biz birtakım maliyetlerden kaçalım diye güvenlik ve sağlıklı yapılaşmayı terk etme yolunda gidersek bunun sorumluluğunu hiç birimiz maddi ve manevi olarak kurtaramayız. O nedenle bununla ilgili yapılan düzenlemelerde sizlerinde özellikle bina güvenliği ile ilgili hassasiyet göstermeniz gerekiyor” dedi.
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki de gecede yaptığı konuşmada, Dernek Başkanı Ali Aydın ve grubuyla sık sık bir araya geldiklerini ifade ederek, ''Son durumları konuşuyoruz. Yeni gelişmelerden tabi ki haberimiz var. Ona uygun şekilde de kendi yaşantımızla ilgili bir takım çalışmalar yapıyoruz. Arkadaşlarımızın haklarının zayi olmaması için tedbirler almaya gayret ediyoruz'' ifadelerini kullandı.
Türkiye'de belediyecilik tarihinin çok yeni olduğunu belirten Özhaseki, şöyle devam etti:
''En fazla 100-150 yıllık bir geçmişi var. İlk ciddi yasamız da 1936 yıllarında yapılır ve planlamalarda ne yazık ki çok geç. Kayseri erken planlamaya örnek verilir, ilk plancı Kayseri’ye 1946’da gelir. O gelen plancı da batılıdır. Şehir ile ilgili bilgilerini şehir meclisinde söylediği zaman şehrin meclis üyeleri kabul etmezler. Çoğu zamanda adama hakaret ederler. Çünkü ilk fikir olarak gelen plancı derki, (Gelin şu eski şehre dokunmayın, oradaki tarihi yapılara dokunmayın, orada eski bir tarih var. Size ben yeni bir Kayseri planı çizeyim orada şehir devam etsin) der. O günkü meclis malı, dükkanı, arsası içinde olan insanlar buna razı olmazlar ve sonunda da eski şehri n üzerine yeni şehrin inşa edilmesi fikri ortaya çıkar. Bugünkü gibi arabesk bir yapı ortaya çıkar. Kolayda olmuyor, bunlar uzun gelişmeler. İşin en zor tarafı da 1950 yıllarında Türkiye’nin uğradığı göç istilasıdır. Büyük şehirlere köylerden büyük bir akım başlar ve bu akımlar karşısında da hiçbir tedbir alınmamıştır. Binlerce insan şehirlere doğru gelir. Gelince tabi ki başını sokacak bir yuva arar. Bulabildiği her yeri gecekondu yapmaya başlar. Birçok insan da buna göz yumar. Neticesinde karşımıza acı bir manzara çıkar.''
Konuşmasında, “Siyasi gelişmelerle, polemiklerle o kadar çok meşgulüz ki kendimizi ilgilendiren şehir hayatındaki, özel yaşamdaki birçok incelikleri kaçırıyoruz.” diyen Özhaseki, “Mimariyi kaçırıyoruz, estetiği kaçırıyoruz, güvenliği kaçırıyoruz ve bunlarla da ilgili değiliz. Kafamız başka işlerde. Türkiye başka işler ile meşgul. Bir deprem gerçeği var ki o deprem gerçeği bizi biraz tarttı şöyle bir bizi kendimize getirdi. Eğer Adapazarı’nda ki deprem ve devam eden bir takım depremler Türkiye’de yaşanmasaydı herhalde şu konuları bile konuşmayacaktık. Kimse kendine gelmeyecekti, silkelenmeyecekti, eski bildiğimiz yöntemlere devam edecektik ama bu deprem gerçeği karşımızda duruyor. Hepimizin yeniden şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz icap ediyor'' şeklinde konuştu.
Şehirlerin hayatının aslında ülkelerin hayatından da eski olduğunu belirten Özhaseki, konuşmasını şöyle tamamladı:
''Kültür ve medeniyet şehirlerde gelişir ve ülkeye damgasını vurur. Ülkeler arasında bir rekabet olduğu gibi şehirler arasında da ciddi bir rekabet var. Biz de Kayserililer olarak şehrimiz adına bu yarışta var olduğumuzu biliyoruz ve elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Yıllardır bir mücadele içerisindeyiz. Allah razı olsun sizler oy veriniz bizlerde iş başındayız. 1994 yılından bu yana 19 sene geçti. 19 sene içerisinde ilk 8-10 yılımız senelerce altyapı ile uğraşarak geçti. Çünkü altyapısız olmaz. Gece kondu bölgelerini önlemekle yapılan projeler geçti. Şükür Allah’a sonra şehrimizde güzellikler yaparak geçti. Bir müddet sonra iktidar gücüyle yapılan prestij projeler arkasından geldi. Şimdi de madem elimizde imkan var, gücümüz var işte bu şehir büyüyüp kalkınacaksa, gelecekte çevrenin merkezi olacak bir şehir haline gelecekse o zaman bazı projelere imza atmamız lazım.''
Kayseri İmar İnşaat Müteahhitleri Dayanışma Derneği başkanı Ali Aydın ise, “1994 yılında mimarların, mühendislerin ve müteahhitlerimizin bir araya gelerek kurduğu şehrimizin ilk ve tek derneğidir. İnsanoğlunun doğduğu mekandan, ölüp defnedildiği mezara kadar tüm alanlar bir müteahhitlik eseridir. Yönetim ve denetim kurulumuzdaki 11 arkadaşımla birlikte bu sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Son yıllarda sektörün yeniden dizayn edildiği dönemde göreve geldik. O günden günümüze birçok yasa ve yönetmeliklerin değiştiği süreçte bizlerde geçmişten günümüze biriken sorunlarımızın çözülebilmesi için çalıştık'' dedi.