Tarih: 12.12.2012 07:18
REKLAMLARIN ERGENLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
ERÜ Develi Meslek Yüksek Okulu Çocuk Gelişimi Programı Öğretim Görevlisi Raziye Pekşen Akça, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gençlerin büyük bir bölümünün kitle iletişim araçlarının bağımlısı olduğunu savundu.
15-18 yaş grubu ergenler üzerinde kitle iletişim araçları, müzik ve reklamın etkisini ortaya koymak amacıyla bir araştırma yaptıklarını ifade eden Akça, ''160 kız, 160 erkek öğrenciden anket yardımıyla elde edilen veriler sonucunda, ergenlerin en çok dinledikleri müzik türleri içerisinde Türk Pop müziğinin ilk sırada yer aldığı, özellikle televizyon, dergi ve gazete reklamlarından etkilendikleri, dinledikleri müzik türleri ve reklamların giysi seçimleri başta olmak üzere birçok seçimde belirleyici rol oynadığı ortaya çıktı'' ifadelerini kulandı.
Yaşlara ilişkin dağılımlar incelendiğinde 15 yaşındakilerin yüzde 43.1'inin, 16 yaşındakilerin yüzde 51.7'sinin ve 18 yaşındakilerin yüzde 44.5'inin en çok etkilendikleri reklam türünün televizyon reklamları olduğu, televizyon reklamlarından etkilenen erkeklerin oranının yüzde 50, kızların ise yüzde 40 olduğunu belirlediklerini anlatan Akça, ''Yani ergenin kitle iletişim araçlarına bağımlılık süreci, toplumsal anlamda sosyalleşmesini olumsuz etkiliyor. Sosyal flört dediğimiz süreci, Facebook'ta dürterek yaşıyor. Bu süreci yaşayarak öğrenme olanağı bulunmuyor'' diye konuştu.
Akça, kitle iletişim araçlarındaki reklamların ergenlerin bilinç altını etkilediğine dikkati çekerek, 3 bin 415 ergen arasında yapılan başka bir araştırmada da Formula 1 yarışmaları aracılığıyla gençlerin bilinç altına yerleştirilen bir sigara markasının, gelecekte sigara içmeye başlayacak bir gencin ilk tercihi haline geldiğini öne sürdü.
Kız çocuklarının bir mankeni erkek çocuklarının da bir futbolcuyu rol model olarak alabildiklerini vurgulayan Akça, şöyle devam etti:
''Öz kimlik geliştirme sürecinde, şuna dikkat edilmesi gerekiyor; Bu çocuk kime benzeyecek, kim şekillendirecek. Çocuk belli bir yaş olgunluğuna geldi diye internette ya da diğer kitle iletişim araçlarında sınırsızlık olmamalı. Yaptığımız çalışma bize üst sosyo ekonomik düzeydeki çocukların yüzde 40'ının televizyon reklamlarından daha çok etkilenmesine rağmen dergi reklamlarında kullanılan kişiye de benzemek istediğini, alt sosyo-ekonomik gruptaki çocukların ise dergi alamadığı için oradaki hiç kimseye benzemek istemediğini gösterdi. O zaman şuna dikkat etmeliyiz, alım gücümüz yüksek diye çocuğun çok fazla tüketimine izin vermememiz gerekiyor.''
-''Kal geldim, janım benim, hajı''-
Akça, kitle iletişim araçlarının ergenlerde farklı bir dil de geliştirdiğine işaret ederek, ''Ben buna öz ergen dili diyorum. Mesela sakız reklamında ünlü bir sanatçıyı kullanıyorlar. 'Kal geldim, janım benim, hajı' diyor'' dedi. Öz Türkçeden farkında olmadan uzaklaşıldığını, bu dilin bazı dizilerde de kullanılmaya başlandığını belirten Akça, bunların reytinglerinin yüksek olmasından dolayı da müdahale de edilmadiğini savundu. Anne ve babaların bu dizilerin çocukları çocuk için uygun olduğunu düşündüklerini ifade eden Akça, '''Bakın liseyi anlatıyor, tam da onların dönemlerini anlatıyor' diyor. Aslında bu çocukta yanlış bir kişilik gelişmesinin temellerini atabilir'' dedi.
Çocukların anne ve babaların tüketim tercihlerinde etkili olduklarına dikkati çeken Akça, bunun o dönem televizyonda oynayan çizgi filmlerdeki karakterlerin ya da dizi oyuncularının kullandığı giyecek ve objeleri satın alma eğilimini artırdığını anlattı.
Akça, ailelerin televizyon dizilerindeki haremlerde yaşananları bir kenara bırakarak kendi evlerinde yaşanan gerçek olaylara odaklanmalarını, aile içi iletişimin koparılmaması gerektiğini sözlerine ekledi.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —