Kayseri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa, Kapadokya Üniversitesi tarafından düzenlenen Kapadokya Konuşmaları etkinliğinde Kayseri’nin Kapadokya Bölgesi içerisindeki yeri ve önemi ile turizmde bölgesel işbirliği ve entegrasyonunu değerlendirerek, Nevşehir ve Kayseri illerinin turizm kapsamındaki işbirliği sonucunda oluşacak bölgesel sinerjiyi değerlendirdi.
Kapadokya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Ali Karasar’ınmoderatörlüğünde online gerçekleştirilen etkinlikte Rektör Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa, “Kapadokya turizmi her ne kadar kitle turizmi kapsamında 1980’li yıllarda canlanmaya başladı ise de 1990’lı yılların ikinci yarısında sıcak hava balonculuğu ve butik otelcilik anlayışı ile uygulamasının gelişmesi sonucunda Kapadokya turizminin yönü değişti. Daha küçük ölçekli ve bireysel bazdaki turizmle beraber, harcama parametreleri daha yüksek, daha nitelikli turistlerin geldiğini görmeye başladık. Günümüzde her ne kadar Kapadokya Bölgesinde turistik aglomerasyon kayalık Kapadokya Bölgesi olarak ifade edebileceğimiz Nevşehir ili çevresinde oluşmakta ise de Kapadokya Bölgesi’nin, esasen, Kayseri ve Aksaray illeri ile Niğde ve Kırşehir illerinin de yer aldığı coğrafi alan olarak daha geniş ölçekli bir bölge olarak değerlendirmesi gerekir. Dolayısıyla bölge dediğimizde sadece bir ilden ziyade onun etrafını besleyen illerin entegrasyonunu da düşünmeliyiz. Bu bağlamda ben turizmde bölgesel işbirliği, entegrasyon bağlamında Kapadokya Bölgesi’nin ve bunun özelinde de Nevşehir ve Kayseri illerinin işbirliğinin entegre bir şekilde hareket edilerek ulaşılacak sinerjiden bahsederek değerlendirme yapmanın faydalı olacağını düşünmekteyim. Kapadokya Bölgesi’ne turizmin yapısal formatınındaki değişimi de dikkate alarak baktığımızda veya bu bağlamdaki sıkıntıları değerlendirdiğimizde en büyük sıkıntının düşük geceleme düzeyinin olduğunu söyleyebiliriz. Kapadokya Bölgesi’ne gelen turist ortalama olarak iki gece kalmaktadır ki; son dönemlerde butik ve bireysel turizm faaliyetleri ile bu süre bir miktar artış göstermiş olabilir. Dolayısıyla geceleme süresinin ve turistin kişi başına harcamasının artırılmasına yönelik ne tip çalışmalar yapılabilir? İşte bu bağlamda bugün Erciyes Dağı ve etrafını düşünerek hareket etmemiz faydalı olacaktır. Erciyes Dağı bir kayak merkezi hemen etrafına açıldığınız zaman Sultan Sazlığından başlayarak Soğanlı Vadisine gidin, oradan Nevşehir ili hudutlarına geçin Ürgüp, Mustafa Paşa’dan, Kaymaklı, Derinkuyu öbür taraftan Ihlara’ya kadar geniş bir bölgeden bahsediyoruz. Dolayısıyla turistin kültür ve doğa odaklı ve hatta bu kış turizmi manasındaki zenginliğin, turistin gecelemesinin ve harcama parametrelerinin artırılmasında önemli potansiyelinin olduğunu düşünüyorum. Tabii ki bu noktada neler yapılması lazım? Nelere değinilmesi lazım? Kalkınma ajansları var biliyorsunuz. Kalkınma ajansları, özellikle yeni ürün geliştiren seyahat acentalarının pazarlama faaliyetlerini genel anlamda, özelde de reklam ve satış harcamalarını destekleyecek proje çalışmaları teşvik edilmelidir ki; bu kapsamda akademik çevrelerden de destek alınabilir. Dolayısıyla bu bağlamda artık Türk turizmindeki sadece Kapadokya Bölgesi anlamında değil, genel manada da ülke çapında turizmin daha fazla dinamizm kazanabilmesi için teşviklerin ve desteklerin, pazarlama boyutunun önemli bir ayağını oluşturan ve vazgeçilmezi olan seyahat acentalarını ve tur operatörlerini desteklemesi gerekmekte” diye konuştu.
Corona virüs pandemisi sonrası turizmde yaşanacak sürece de değinen Rektör Karamustafa, şunları söyledi:
“Corona virüs salgınının aslında Türkiye’nin başta sağlık turizmi olmak üzere birçok açıdan tanıtımının yapılması, bazı konularda iyi ve nitelikli süreç yönetiminin anlaşılması açısından önemli katkı sağladığını düşünüyorum. Gerçekten şehir hastanelerinden tutun da yoğun bakımda hastaların tedavisi birçok belgesellere gerek ulusal düzeyde gerekse uluslararası düzeyde iyi örnek olarak konu oldu. Bu süreçleri biz Türkiye olarak çok iyi yönettik. Corona virüs pandemisi sonrasında Türkiye’nin özellikle sağlık turizmi kapsamındaki tıp turizmi anlamında önemli bir yere doğru geleceğini düşünüyorum. Milattan önce ve sonra der gibi; coronadan önce ve coronadan sonra ifadesiyle artık turizmde hiçbir şey eskisi gibi olamayacak. Tarım, Turizm ve Tıp bir arada 3T artık bir sinerji oluşturacak; Türkiye’de de bu potansiyel var. Bu bağlamda, birçok şey değişecek. Biz turizm akademisyenlerinin, turizm girişimcilerinin, turizm işletmecilerinin, turizme ilgi duyan ve turizmle ilgili karar alan yerel yönetimlerin bu konunun farkında olmaları ve çalışmalarda bulunmaları önemli. Ülkemizin, güzel memleketimizin ve özelde de bölgemizin turizmden daha fazla nema elde edebilmesi için turizmle ilgili olan her kesimin bu işe kafa yorması lazım. Diğer taraftan da ‘bir elin nesi var, iki elin sesi var’ Anadolu tabiri ile bizler hep beraber el ele, kamu sektörüyle, özel sektörüyle, Kayseri’siyle, Nevşehir’iyle birlikte hareket etmeliyiz. Bunu yaptığımız sürece ileriye, daha da ileriye turizm sektöründe de gideceğiz, Türkiye olarak da gideceğiz.”
Etkinliğin diğer konuşmacıları Kayseri Erciyes A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat CahidCıngı ile Turizmci Murat Özgüç de Kayseri’nin Kapadokya turizmine entegrasyonu konusunda görüşlerini belirttiler.