Kayseri'de 8 yaşında yakalandığı iltihaplı eklem romatizması nedeniyle yürüme yetisini kaybeden Gülşen Naykı, şehrin sembollerinden Seyyid Burhaneddin Türbesi bahçesinde akülü arabasını tezgaha çevirdi.
61 yaşındaki Naykı, Mevlana'nın hocası Seyyid Burhaneddin'in türbesinin bahçesinde toka, başörtü iğnesi, peçete, lif gibi ürünleri satarak hem ev ekonomisine katkıda bulunuyor hem de ağrılarını unutmaya çalışıyor.
Vücudunu ve boynunu düzleyemeyen, ayaklarındaki şişlikten dolayı ayakkabı giyemeyen Naykı, ilkokul ikinci sınıf öğrencisiyken sabah boyun ağrısıyla uyandığını ve yürümekte zorlandığını, ailesiyle gittiği hastanede iltihaplı eklem romatizması teşhisi konulduğunu söyledi.
Uzun yıllar fizik tedavi gördüğünü ve ilaç kullandığını belirten Naykı, şunları anlattı:
“Doktorlar 'Çok hareket edeceksin, bu hastalık seni öldürmez ama süründürür.' dedi. Vücudumun alacağı hali o zaman gösterdiler, aynı şekilde de oldum. Doktorlar, 'Ağrılara sakın yenik düşme, canını dişine takacaksın, sürekli yürüyeceksin, hareket edeceksin, beş dakika dinlenip saatlerce hareket halinde olacaksın.' demişti. Ama benim parmaklarımın ucuna dahi ağrıdan el değmiyordu, o derece ağrılarım vardı. Yenik düşmek zorundaydım ağrılara. Zamanla hastalık ilerledikçe damarlarım büzüldü. Ellerde, ayaklarda bütün oynak kemiklerimde eğilmeler oldu. 45 yıldır yürüyemiyorum. Bu yıllar nasıl geçti, nasıl bugüne kadar ulaştım bilemiyorum ama çok acılar içinde geçti.”
Bütün isteklerinin, hayallerinin içinde ukde kaldığını ifade eden Naykı, bakımını 80 yaşındaki annesi Münevver Naykı ve kardeşinin eşinin yaptığını dile getirdi.
Birkaç yıldır Seyyid Burhaneddin Türbesinin bahçesinde bir şeyler sattığını aktaran Naykı, şöyle devam etti:
"Hep evde oturuyordum, beynimle konuşuyordum. Psikolojim o kadar sıfırdı ki hep beynimle mücadele ediyordum. Tabii bu da beni bunalıma sokuyordu. Bana çevremdekiler, 'Arabana bir şeyler koyup satsan psikolojine iyi gelir. Hem hava almış olursun hem evden çıkmış olursun' dediler. 'Ben yapamam, utanırım, herkes bana ne der.' derdim. Ama öyle değilmiş, gerçekten onların teşvikiyle iyi ki de yapmışım. Kendimi bunlarla oyalıyorum."
Naykı, şimdi çok sayıda kişiyle tanıştığını, çevresinin genişlediğini ve psikolojisinin de düzeldiğini aktardı.
Daha önce ağrıları şiddetlendiğinde halinden şikayet ettiğini belirten Naykı, şunları kaydetti:
"Daha önce bunalım yaşardım. 'Rabbim niye beni böyle yaptın, benden başka yok muydu' diye bunalımdaydım. Burası bana iyi geldi, gerçekten beynim duruldu, açıldı. 'Keşke bir araba çarpsa ölsem' derdim. Bir araba üzerime geldi, çarptı ve kaldırıp attı beni. Sol bacağım kırıldı, alçıya aldılar. 1,5 ay yattım, 'Ya Rabbi, ben hata ettim, beni affet Allah'ım. Bir daha asla böyle bir şey söylemeyeceğim, beni uyardın, tövbe ediyorum' dedim."